AK Parti’nin doğal lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın 16 Nisan’dan sonra tekrar partinin başına geçeceğinin kesinleşmesi partililerde umutla karışık bir beklentiye yol açtı.

21 Mayıs kongresinde MKYK yeni isimlerle sil baştan yenilecek, ardından da teşkilatlar…

Silkilinecek… Hantallık yerini dirilişe bırakacak… Yeni bir heyecan ve ruhla hep birlikte 2019 yolcuğu başlayacaktı.

21 Mayıs’ta tepede beklenen gerçekleşmedi… Eski hamam eski tas… Genel merkezde öyle beklentiye cevap verecek bir silkiniş emaresi de yok.

Taşranın ise ne olacağı belli değil… Rivayet muhtelif… Bir kesime göre değişiklik zorunlu diğer bir kesime göre değişse ne değişecek?

Reis “2019’da gerçekten işimiz çok zor” dedi. Bunun farkında olduğuna göre vardır her halde kafasında bir plan, program…

Ancak bütün teşkilatları üzerine çöken metal yorgunluğunu atabilmesi için yeni bir diriliş ve silkinişe ihtiyaç olduğu kesin…

Reis bunun altından kalkabilecek mi?

Sonuçta o da bir insan?

Piyasada dolaşan haberlere bakılırsa Aydın’da Beştepe Merkezli geniş çaplı bir kamuoyu yoklaması yapılıyor.

Bazıları sürpriz olabileceği kanısında… Mesela adı sanı pek duyulmamış bir kadın il başkanı atanabilir.

O zaman da bunun anlamı AK Parti’nin Aydın’da yeniden yapılanacağıdır. Zor gibi görünüyor ama ihtimal dışı da değil.

Ne yapsak Aydın’ı kazanamıyoruz sil baştan diyelim de hiç olmazsa bari geleceği kurtaralım, niye denmesin?

Araştırma konusu sadece yönetimlerle sınırlı da değil… Mesela cevabı aranan sorular arasında “kimi Büyükşehir Belediye Başkanı görmek istersiniz,” sorusu da var.

Bir kesime göre başkan adayı kesinleşmiş gibi.

Şimdilik bu ismin medya yöneticisi bir kadın olduğunu söylemekle yetinelim.

Bu partide mesele teşkilatlar mı?

AK Parti’nin içinde bulunduğu tıkanmışlık aslında Türk siyasetinin meselesidir.

CHP “adalet” yürüyüşü olmasaydı bu günlerde adından, varlığından kamuoyunda ne ile söz ettirebilecekti?

Parlamentoda grubu olan parti liderlerinin ya da yakınlarının Salı günkü grup toplantıları dışında ele gelir, dişe dokunur bir konuda ağızlarını açtığı var mı?

Mesela MHP’de yaprak kımıldıyor mu?

Olay göründüğü kadar basit değil.

Reis’in işimiz zor demesinin nedeni bu…

AK Parti’de teşkilat yorgun… Seçime ise iki yıl var… Sistem yeni… İktidar çıtası ise 50+1…Bu durumda alta tükürsen sakal, üste tükürsen bıyık…

Ama bu tıkanmışlığın AK Parti özelinde başka bir nedeni var…

Bir iktidar kültürü oluşturamaması…

Biraz geriye gidelim bu partiyi iktidara taşıyan atmosfere bakalım. Bir yanda 28 Şubatın kötü hatıraları diğer yanda İslami kesimin Belediyelerden başlayan yükselişi…

Bunun bir sonucu “Müslümanlar haram yemezler… Adaletli… Vicdanlı olurlar… Yetim hakkını gözetirler” inancının patlattığı sandıklar…

Vira bismillah AK Parti iktidar…

2011’e kadarki dönem yükseliş dönemi… Sonrası duraklama… Halen devam ediyor.

Bunun nedeni AK Parti bu dönemde milletin beklentilerini doğru okuyup oy verenlerin hassasiyetine cevap verecek bir “iktidar kültürü” ihdas edememesidir.

Bu da gösteriyor ki, bu partideki siyaset yapıcılar milleti doğru okuduğu kadar Türkiye’deki yerleşik iktidar biçimlerini doğru okuyamadı.

Milleti dönüştürürken kendisi de geçmişten miras iktidar yöntemlerine doğru evirildi.

Geçmiş iktidarların başını yakan “alanı muhterislere kaptırma” tehlikesine karşı tedbir almayınca eleştirdiği mesela Demirel, Özal iktidarlarının başına gelen kendilerinin de başına geldi.

Yani eskilerin akıbeti yeniler için de mukadder oldu.

Müteahhitler ve her şeye müsaitler idealist mücahitleri saf dışı etti.

Artık parti iş bulma kurumu, ihale alma yeri, torpil aracı olarak algılanır oldu.

Artık meydan parayla racon kesenlere, bankalara çöreklenenlere, kraldan fazla kralcı kesilenlere, kibirlilere velhasıl iktidardan aldığı güçle her şeyi kendine mubah görenlere kaldı.

Artık kimsenin milleti, partiyi dert edindiği falan yok.

Herkes kadro kurma o kadrolarla her şeye hâkimiz görüntüsü verme, açığını gizleme, ortaya çıkan pislikleri örtbas etme işiyle meşguller.

Millet mi… Siyaset üretmek mi… Ne önemi var?

Nasıl olsa Reis yeri ve zamanı gelince şapkadan çıkaracağı tavşanla her şeyi halleder.

Biz yolumuzu bulmaya devam edelim…

Tam bir güç zehirlenmesi…

Lord Acton’ın “Güç(iktidar) yozlaştırır, mutlak güç mutlaka yozlaştırır” sözü ile anlatmak istediği olay…

 

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA