İki Türk kızı “Kâinat Güzeli” seçildi. 31 Temmuz 1932 Yılında
Keriman Halis, 8 Aralık 2002 Yılında ise Azra Akın. Keriman Halis
Yeni Cumhuriyetimizin bir anlamda “Dünya Prömiyeri” oldu.
Azra Akın’ın Final Gecesinde giydiği, Nazilli Basmasından yapılmış
elbise “En İyi Giysi” seçildi. Tüm Dünya bu çiçekli basmaya
hayran kaldı. Acı olan tek şey ise, bu basmayı da üreten Nazilli Basma
Fabrikası, bu yarışmadan tam 24 gün önce kapatılmıştı…
Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası
“Ekonomik Bağımsızlık olmadıkça Ulusal Bağımsızlık Olmaz!”
İlkesiyle, Devlet eliyle kurulan ilk basma fabrikasıdır!
Yatırım; Yeni ve fakir Cumhuriyetimiz tarafından
narenciye karşılığı ödenmek üzere” kredi ve teknik destek
alınarak gerçekleştirildi. 1935’de temelleri atıldı. Fabrikada kullanılacak
pamukların çevrede yetiştirilmesi için 200 adet tohum ekme makinesi
alındı. Nazilli Pamuk İstasyonu kuruldu. Islah çalışmaları yapıldı.
Bölgenin kaliteli pamuk üretimi artırıldı.
Yapımı 18 ay sürdü. Elektrik ve su santralleri yapıldı.
Binlerce çam dikildi. 9 Ekim 1937. Atatürk hastaydı.
Zor yürüyordu ama yine de açılışı için Nazilli’ye geldi.
Makineler çalıştırıldı. Makine seslerini duyunca
Büyük Atatürk şöyle dedi: “İşte bu bir musiki’dir…
1960’lı yıllarda Fabrikada üretim istikrarı sağlandı.
1970’lerde verimlilik ve kârlılık açısından zirveye çıkıldı.
1974 yılında elde ettiği 71,5 milyon liralık kârla Türkiye’nin ilk
100 işletmesi arasında 26. sıraya yükseldi. 1980’li yıllarda
“Liberalizm” rüzgârı ile “Sosyal Devlet” yok edildi!
Halkı ezen buplan “devrim” diye yutturuldu.
Ham bez, suni ve sentetik hazır giysiler iç piyasaya ithalat yoluyla
“Gümrüksüz” sokuldu. Devlet eliyle hançer saplandı!
Bunu yapanlar “devrimci” ilan edildi.
Halka hizmet için var olan Kamu İktisadi Kuruluşları için
“Yoksulluğumuzun nedeni KİT’lerdir” yalanları pompalandı.
Tıpkı Aydın Tekstil gibi…
Eskiyen makineler, Teknolojinin gerisinde bırakıldı.
Amaç KİT’leri gözden düşürmekti. Başardılar!
İş verimliliği de düşürüldü. Sürekli zarar etmeleri sağlandı.
Tarihi dokuma makineleri de çürümeye terk edildi…
Fabrika İşçi korosu çok sesli müzik konserleri veriyordu.
Fabrikada; Radyo, Tiyatro, Kütüphane, İlköğretim Okulu kurulmuştu.
Balolar düzenleniyordu.700 kişilik sinema salonu vardı.
Biçki-dikiş kursları açılıyor, yılda iki kere Halka bedava
basma dağıtılıyordu. İşçi çocukları için Kreş kurulmuştu.
Fabrikanın Spor Kulübü; Atletizm, Bisiklet, Futbol, Yüzme gibi
birçok dalda aktifti. Paten yapılıyordu. 40 yataklı Hastane,
Eczane, Laboratuar vardı. Çalışanlar için 264 dairelik lojmanlar,
350 kişilik “Bekâr İşçi Evleri” yapılmıştı. 1200 işçi çalışıyordu.
Şehir merkezi ile fabrika arasında gidip gelen ve fabrika çalışanlarının
ve Nazilli halkının da ücretsiz olarak binebildiği
“Gıdı Gıdı Treni” vardı. Yolunuz Nazilli’ye düşerse,
çürümeye bırakılan bu fabrikayı görün!
“Mustafa Kemal’e olan inancınız artar!
Daha iyilerini hep birlikte yeniden yaparız!
Yeter ki inancımızı ve umudumuzu kaybetmeyelim…”
Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!