Uğur Mumcu’nun hayat hikayesini uzun uzadıya burada yazmaya gerek yok. O’nun nerede doğduğu, ya da öğrencilik hayatından önemli olan fikirleridir. Dik duruşu, ileri görüşlülüğü, doğruluğu, demokrasiye olan inancı ve bu uğurda şehit düşmesidir. O’nu en iyi anlatan şiiriyleyazıma başlamak isterim.
Ben Atatürkçüyüm.
Ben Cumhuriyetçiyim.
Ben laikim.
Ben anti-emperyalist
Ben bağımsız Türkiye'den yanayım.
Ben özgürlükçüyüm.
Ben insan hakları savunucusuyum.
Ben terörün karşısındayım.
Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım.
Öyleyse vurun, parçalayın.
Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır.
Uğur Mumcu, karanlığı aydınlatan bir mum olduğu için, aydınlığa karşı çıkan tahammülsüzler tarafından katledilmesinin üzerinden 22 yılgeçmiştir. O, araştırmacı gazeteciliğin korkusuz öncüsüydü. Aydınlığın ve özgürlüğün ne demek olduğunu şimdiye kadar O'nun gibi anlatan çıkmadı. Bugün bile çakma gazeteciler tarafından dillendirilmesin
O, Atatürk devrimlerinin yılmaz bir savunucusu, katışıksız bir cumhuriyet çocuğuydu. Kalemini kimsenin hatırı için kullanmadı, hiç satılmadı.''bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz'' düsturunu kendisine yol edindi. Fikirleri ile bir çok kişinin ufkunu aştı. Savunduğu değerler ve inandığı doğrular için ölümü bile göze alabilen bir gazeteciydi. Kalemin kılıçtan keskin olduğu inancıyla, kalemiyle savaştı. Yazılarınıeğilmeden, bükülmeden kaleme aldı. ''Vurulduk ey halkım, unutma bizi''.
ABD, CIA, MOSAD, MİT, PKK, derin devlet, kontgerilla, tarikat-siyaset ilişkileri gibi konularda oldukça derin ve belgeye dayalı araştırmalaryapıyordu. Bu araştırmalardan zarar görenler, ya da zarar görme olasılığı olanlar bir şekilde Uğur Mumcu'yu ortadan kaldırdılar. Suikast neden aydınlatılmadı? Bu suikastin aydınlatılması demek, yukarıda sayılan kurum ve gruplarla olan kirli ilişkilerin açığa çıkarılması demekti. Ayrıca, ölümünden sonra suikastin aydınlatılmasını namusu olarak gören yöneticiler kıllarını dahi kıpırdatmadı. ''Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...''
O, ötekilerdendi. Mesleğinde aykırıydı. Askerliğinde aykırıydı. aile yaşantısında aykırıydı. Herkes gibi değildi, ileri görüşlü, aydın, gerçekleri görebilen, unutmayan, araştıran, üstüne giden, bin kez korkakça ölmektense bir kez cesurca ölecek kadar ötekiydi. Demokrasiye olan sonsuz inancı ile O bir demokrasi şehidiydi. Öncelikleri hep vatan, özgürlük, bağımsızlık ve aydınlanma oldu. Bildiğinden hiç taviz vermedi, hiç bir dönem iktidar şakşakçılığı yapmadı. O düşünüyordu, öyleyse vurulmalıydı.
Türkiye'ye O'nun gibi yürekli, araştırmacı ve büyük bir gazeteci bir daha zor gelir. Herkes sustu, bir tek O susmadı, ama susturuldu. O susturulduğunda ise, vicdan sustu, hukuk sustu, insanlık sustu. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlardı, olmadı. Doğru söyleyeni katlettiler. ''Bir pazar sabahıydı, Ankara kar altında. Zemheri ayazıydı, yaz güneşi koynunda...'' Uğurlar olsun.
Şimdi gelelim Aydın özeline. Turistik Park’ın kuzey köşesindeki park alanına Uğur Mumcu Parkı isminin verilmesini Efeler Belediyesi’neöneren, Efeler Kent Konseyi Başkanı Sayın Tuncay Erdemir’e teşekkürlerimi sunarım. Bu konuda Aydın ADD tarafından açılan imza kampanyasına birinci imzayı vererek katılan Sayın Özlem Çerçioğlu’na ve Sayın Mesut Özakcan’a da görevler düşmektedir. Kendilerini bugöreve davet ediyorum.
KURTULUŞ MAHALLESİ NOTLARI
Vah Kurtuluş vah, diyesim geldi. Sokakları daracık, kaldırımlarda yürümek isteyen insanlara saygı kalmamış, kaldırımlar işgal altında. Gözde bir mahalle iken iş merkezine dönüşüm sürecinden dolayı sahiplerinin yaşam standartları düşmüş. Semt sahasını belediye kiraya vermiş, basketbol sahası çarpışan araba pisti olmuş. Yeşil alan hemen hemen yok iken imar planında park olarak gösterilen alana belediye kaçak inşaat ile kültür merkezi yapmış. Kültür merkezinin yıkım kararı var, ama uygulayan yok. BŞB, eski otogarın yerine park yapacağım derken minibüs garajına dönülmüş. Pazar yerinde tuvalet yok, hijyen yok. Mahallede bir tane spor sahası yok. Sokakların darlığından dolayı kendi balkonunda bile rahat konuşamıyorsun. Devasa binalar ve dar sokaklardan dolayı hava sirkülasyonu olmadığı için yoğun kirlilik gözlenmekte. Üst geçitleri var ama ne hikmetse merdivenleri yürümüyor. Asayiş sorunu var. Daha ne yazayım ki?
Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınpost etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!