PKK ilk eylemini 15 Ağustos 1984 günü, Siirt Eruh ve Hakkâri Şemdinli'de iki karakolumuza baskın yaparak gerçekleştirdi. Olaylarda bir erimiz şehit olurken, 9 asker ve 3 sivili de yaralandı. Bu olay 3 gün sonra gazetelere yansıdı. Zamanın Başbakanı Turgut Özal'ın olaya ilişkin değerlendirmesi "Birkaç çapulcu" şeklinde oldu. Bugüne kadar süren olaylarda 30 binden fazla insanımız hayatını kaybetti. Onarılmaz acılara neden oldu. Ne acıdır ki, 15 Ağustos günü de PKK'nın kurucularından Mahsun Korkmaz'ın, Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Yolaçtı Köyü'ndeki bir mezarlığa heykeli dikildi. Korkmaz, Gabar Dağı'nda 28 Mart 1986 günü bir operasyonda öldürülmüştü. AKP'nin 'PKK Açılımı'yla dikilen heykel, şehit yakınlarını olduğu kadar, tüm yurtseverlerin de yüreğini yaktı. PKK 15 Ağustos'ları 'Büyük atılım' olarak kutluyor. Oysa kardeşliğe vurulun en büyük hançer günü! Olayların 30. yılında PKK'ya verdiğimiz ilk şehitleri hatırlatmak istedik.

Genelkurmay'ın ilk açıklaması

Türkiye'yi şok eden PKK baskınlarından sonra Genelkurmay Başkanlığı şu açıklamayı yaptı: "15 Ağustos 1984 gecesi, sol ayrılıkçı örgütlere mensup bir grup silahlı terörist Siirt ili Eruh ilçesi jandarma karakol binasına karşı bombalı ve silahlı saldırıda bulunulmuş ve ilçe halkı üzerinde baskı ve sindirme eylemlerine baş vurmuştur. Söz konusu saldırı sırasında meydana gelen müsademede bir jandarma eri şehit olmuş, 6 er ve 3 sivil yaralanmıştır. Aynı gün akşamı Hakkâri ili Şemdinli ilçesinde diğer bir ayrılıkçı terörist grup, jandarma subay açık hava gazinosunu, subay lojmanlarını ve ilçe jandarma karakolunu otomatik silahlarla taramışlar ve burada da bir subay, bir astsubay ve bir erimiz hafif şekilde yaralanmıştır. Her iki olay üzerine derhal incelemeye başlanılmış ve her iki bölgeye sevkedilen takviye birlikleri ile teröristlerin yakalanması için geniş çaplı bir operasyona başlanılmıştır."

İlk şehidimiz Erzincanlı Süleyman

Olay üzerine bölgede geniş çaplı operasyon yapıldı. Çok sayıda kişi tutuklandı. Bu olay ve operasyonlarla Türkiye'de aslında yeni bir dönem başladı... Genelkurmay'ın 'bir er şehit oldu' dediği kişi ise, Erzincan'ın merkeze bağlı 216 haneli Mertekli Köyü'nden 20 yaşındaki Komando Er Süleyman Aydın'dı. Aydın, Hıdır ve Hanife Aydın'ın 8 çocuğunun en küçüğüydü. Baba, oğlunun acısına dayanamaz ve bir süre sonra hayatını kaybeder. Anne Hanife Hanım'da uzun yıllar ağlamaktan gözlerini kaybeder. Süleyman, dört erkek kardeşin de en küçüğüydü. Şehit olduğunda da 8 aylık askerdi. Liseyi bitirmiş ve Tıp Fakültesi'ne girmeyi düşünüyordu. ÖSS'den yüksek puan almasına rağmen Tıp Fakültesi'ni tutturamamış ve askere gitmeye karar vermişti. Askerde de sınava girerek çok sevdiği Tıbbiye'yi tutturmayı düşünüyordu... Bir kurşun onun bütün hayallerini toprağa gömdü! Köyünün topraklarında, başında Türk bayrağıyla sevenlerinin gönlünde yaşıyor.

Annesi komadaydı

Anne Hanife Hanım bugün 90 yaşında. Oğlu Cemal Aydın'ı telefonla aradığımızda ise, annenin komada olduğu haberini aldık. Acil şifalar diliyoruz. Ağabeyi Cemal Aydın, AKP'nin 2009 yılında başlattığı 'Açılım' nedeniyle basına yaptığı açıklamada "25 yıldır, dökülen kanların üzerinde politika yapmayı ben uygun görmüyorum. Demokrasi istiyorlarsa, oradaki feodal beylerin, şeyhlerin, ağaların etkinliklerini kırsınlar. Hükümetin Kürt açılımı çalışmalarına kuşkuyla bakıyorum. Eskiler derler; 'Aman dikkat et kolunu verme, sonra omuzdan götürürler'. Tarihe baktığımız zaman da böyle olaylar nasıl gelişmiş, nasıl olmuş, iyi kötü okuduk, gördük. 1925'leri 1938'leri gördük. Dökülen kanların içinde birilerinin boğulacağına inanıyorum. Çünkü 25 - 30 bin insanın kanı elbette ki, birilerinin eteğine, paçasına sürülecektir. Süleyman da orda o görevi yaptı şahadet şerbetini içti. Bizler ve bizi yönetenlerin de bu kana layık olması, sahip çıkmamız lazım" diyordu.

Aydınlı Abdurrahman

İlk operasyon şehidi ise Aydınlı P. Komando Onbaşı Abdurrahman Güzel'di. 21 yaşındaki Güzel, helikopterden atlarken başından vurularak şehit olmuştu. Gazeteciliğe yeni başladığım günlerde de onun cenaze törenini izlemiştim. Tabutundan kanlar hâlâ akıyordu... Güzel, Aydın'ın ilk şehidi olarak kayıtlara geçti. İlk oldu, ama son olmadı. Ondan sonra şehitler durmadan geldi ve her ilin şehitler kervanına katıldı. 30 Ağustos 1984 günü şehit olan Güzel, Aydın'ın Koçarlı ilçesine bağlı Güdüşlü Köyü'ndendi. Askerliğinin bitimine 63 gün kalmıştı. Yoksul bir halk çocuğuydu. Çobanlık yaparak geçimini sağlıyordu. Efendiliğiyle köylülerin kalbinde yer etmişti. Annesi Ayşe Hanım, birçok anne gibi yılarca onun ardından gözyaşı döktü. Babası ise 10 yıl sonra hayatını kaybetti. Abdurrahman 6 kardeşti. Anne Ayşe Hanım'a ise oğlundan, askerlik valizinde bulunan cüzdanındaki son paraları, içtiği sigara paketi, sökükleri dikmek için iğne ve iplik makarası ve mendili hatıra kaldı. Her ölüm yıldönümünde özenle onları açıp kokluyor ve 6 yıl önce görüştüğümüzde "Allah kimseye bu acıyı vermesin. Bunlar oğlumdan kalan tek hatıra. Ölene kadar en kıymetli varlığım olarak saklayacağım. Onu yaşatan da bunlar. Kokusu hâlâ üzerinde” demişti.

Aynı operasyonda Ankaralı Piyade Üsteğmen Adnan Şen de 21 yaşında şehit olmuştu. Onun da ismi Ankara Kızılcahamam İsmet Paşa Mahallesi'nde bir sokakta yaşıyor...

Daha nice şehitler... Asıl onların heykellerini dikmeli. Hepsini rahmet ve saygıyla anıyoruz.

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

 

habericiuygulamalar.jpg
abi-cemal-aydin.jpg
 

anne-ayse-guzel.jpg

milliyet-18-agust-13.jpg

milliyet18.jpg

abdurrahman-guzel.jpg