Karayılan, Nazım’ın “Kuvva-yi Milliye

Destanı”nda Antep Savunmasını anlatan bölümün

Adıdır. Karayılan avını; Diğer yılanlardan farklı

Olarak, zehriyle ya da boğarak değil, darbeyle,

Vurarak öldüren yılandır. Bu yüzden Yiğitlik ve

Mertlik sıfatı olarak kullanılır. Destandan iki dize:

Tavşan korktuğu için kaçmaz!

Kaçtığı için korkar!”  

Korku Egemen bir toplum olduk. Her şeyden,

Herkesten korkar olduk! Pek çok Gazetecimiz

Bağımsız İradelerini” korku nedeniyle

İpotekli olarak Kiraya verdiler!”

Korku, parmaklarını yapıştırmış durumda.

Sanayicilerin en büyük kâbusu“Vergi Tehdidi!”

Tüm varlığını kaybetme korkusu…  Öğrencilere

Ezelden beri her şey yasak! Buna direnen bazı

Çapulcuların” aldıkları ortalama ceza 6 yıl hapis.

Sendikal Haklar tümden yok edildi.

Türküm” demek suç!  “Kürdüm” demek de…

Aleviyim” demek geleneksel suç!

Hatta artık belli bir “Cemaat Yanlısı” olmak da suç!

“Hayır!” demek, karşı durmak büyük suç!

Eskiden, Yedikule zindanlarımız vardı.

Sonra, Yassı Ada, Ziverbey Köşkü. Sonra

Mamak ve Diyarbakır “Toplama Kamplarımız”

Yeni Ulusal Mekânlarımız, Silivri, Hasdal

Doğayı, ağaçları sevmek büyük suç! İnsanı sevmek,

Bilimi sevmek de! Onurlu bir Yaşam istemek suç!

Savaşa Hayır !” demek suç.

Barışa Evet !” demek de…  Liberaller de

 “Yetmez ama Evet” diyenler de artık suçlu!

Türk Milliyetçiliği de, Kürt Milliyetçiliği de suç!

Solcular zaten doğuştan suçlu!

“Hak, Adalet, Din ve Vicdan Özgürlüğü” talebi suç!

Korku; Yönetenlerin “Yönetme”  usulü oldu.

Biber gazı korkusu, kurşun korkusu, bomba ile

Öldürülme korkusu, Reyhanlı’da “Kim Vurdu” ya

Gitme korkusu. Hapis korkusu, itibarsızlaştırma

Korkusu! Fişlenme korkusu! Aç kalma korkusu.

Korkunun ilacı Sevgi, Dostluk ve Dayanışma’dır.

Vazgeçilemez şey, sevgi ve saygı bağlarıdır.

Bu kavramların varlığı “Örgütlü ve Güçlü

Oluşumu” işaret eder. Güçlü olmak budur!

Yeniden dirilmenin de biricik formülü…

Ülke böyle de Kentimiz farklı mı?

Aydın’daki tüm esnaflara, mühendislere, Belediye

 İle “Konusu” olan herkes, Belediye personeli dâhil

Ağız birliği etmişçesine, Belediye Başkanı’ndan

Korktuklarını söylüyor. Ama sevdiklerini değil…

Birilerinin” hep kayırıldığını göreceksiniz.

Türk” isen, işin zor!

Bazı “Cemaatler” den değilsen daha da zor!

Projeleri bekletilen Mühendislerin 15 gün içinde

Cevap verme Yasal Hükmünden ötürü, dosyalarından

Kaybolan“ evraklarını öğreneceksiniz.

Bekletmelerden ötürü “teslim alınan” Teknik

Elemanların varlığına tanık olacaksınız. Kendi

Personeli tarafından “Fırçalanmayı” bekleyen

Meclis Üyelerini göreceksiniz.

Belediyenin “yönetme biçimi” Hükümetin yönetme

Biçimi ile aynıdır. Tek fark, birinin “Padişah” gibi,

Diğerinin ise ” Hanım Sultan” gibi davranmasıdır.

Fark yaratmak, despot bir tercihi yerine saygı, sevgi

Ve Ortak Akıl’a dayalı, Yönetim uygulayabilmektir!

Fark yaratmak; Sevgi İnsanı olmakla ilgilidir.

Değerli bir “İz” bırakmakla… Fark Yaratmak;

Kadın ya da Erkek olmakla da ilgili değildir.

Hoşgörülü ve alçak gönüllü olmakla,

Kibirden uzak durmakla,

Demokrat Olmak ya da Olmamak” ile ilgilidir.

Ve işteBütün Mesele de Budur!”

- - - - - - -