Şehit edilen Sivil Askerimizin “Çözüm” adına Caddede yatan
Naaşlarını Gördünüz mü? Yüreğiniz Yanıp İçiniz acımadı mı?
İŞİD birkaç bin kişilik militan grubuyla Suriye ve Irak’ta,
Ağır silahlara sahip ciddi bir Askeri Güç oldu.
Yandaşı olmayan herkesi “Kâfir” ilan etti!
Önüne geleni vahşice öldürdü. Kadınları esir alıp “Cariye” yaptı.
“İnsanlık Ayıbı” sahneliyor! Ne yazık ki eylemlerini,
Hiç ilgisi yokken “İslam” adıyla yapıyor! Her şeyin sadece
Petrol-Para-Güç ve Şehvet için olduğu bir kez daha açığa çıktı!
Büyük göçler yaşandı. Türkmenler, Araplar, Kürtler hunharca
“Kıyılırken” yerinden kıpırdamayan ABD ve Avrupa,
Ne zaman ki Yezidiler Saldırıya uğradı ve İŞİD
Petrol Kaynaklarına dayandı, işte o vakit ayağa kalktılar!
Yine “Kahrolsun İnsanlık! Yaşasın Petrol!” dediler…
---- 000 ----
Ekim Ayında Türkiye’de “Kobani’ye Destek!” gösterileri
Adı altında “Terör ve Yağma” ortamı yaşandı. Silahlar,
Molotoflar, palalar, bıçaklar kullanıldı. Karakollara saldırıldı.
Türkiye “Yangın Yerine” dönüştürüldü. 50’ye yakın İnsanımız
Öldürüldü. Yüzlerce Yurttaşımız yaralandı. Yüzlerce işyeri
Yakıldı. Yüzlercesi Yağmalandı. Yüzlerce araç, onlarca Okul
Kundaklandı. Siirt’te Kütüphane, Diyarbakır’da Müze yakıldı.
Eserler çalındı. Bayrağımıza saldırıldı!
Anıtlarımız yıkıldı. Büstlerimiz tekmelendi!
Toplum olarak üzüldük. Lanetledik! Bir yandan da olan biteni
Ve nedenlerini ve gerekçelerini “Anlamaya” çalıştık.
Ama “Kobani’ye Destek” için Türkiye’de yaratılan yaygın
Terörün “Bağlantısını” kuramadık!
Komşuda yaşanan acıları güya lanetlerken,
Acıların kendi Yurttaşlarımıza yaşatılmasını anlayamadık!
ABD İstihbaratı, çeşitli Avrupa Ülkelerinden 15.000 Militanın,
Özellikle Türkiye üzerinden geçerek İŞİD’e katıldığını açıkladı.
PKK ise, Kobani’ye silahlı güç göndermedi. Türkiye’de ikamet
Eden Güçleri de nasıl olduysa Kobani’ye “Geçemedi!”…
---- 000 ----
Ortada gariplikler (!) var! Türkiye geçmişte, PKK ile çatışan
Hizbullah’ı destekledi! Hatta silahlandırdığı da söylendi.
Ülkemizde esamisi yokken, ciddi bir Hizbullah gücü oluştu.
Bu grup partileşti. Türkiye’nin, Suriye’de rejimi yıkmak için
Savaşan tüm “Muhaliflere” ciddi destek sağladığını bizzat
Hükümet açıkladı. Adana’da, Hatay’da yakalanan Silah ve
Askeri Mühimmat yüklü TIR’ların, Esat Muhaliflerine
Ulaştırıldığı söylendi. Bunlar Bavul değil ki “Turistik Seyahate”
Çıkmış olsun… Bunu açığa çıkaran Savcılar ve Emniyet
Müdürleri, Polisler “Neden Görevinizi Yaptınız?” diye
Suçlandılar. Açığa alındılar. TIR’lar yerlerine ulaştırıldı…
---- 000 ----
Sünni Hizbullah, Şii Esat Yönetimine destek için
Silahlı Güçlerini yolladı. Sonra birden İŞİD denen Örgüt
Ortaya çıkıverdi(!). İŞİD ve Esat Güçleri hiç çatışmadı.
Sizce de garip değil mi? Acaba İŞİD dolaylı Hizbullah mı?
Truva Atı mı? Türkiye, İŞİD’i başlangıçta “Esat Muhalifi”
Kabul etti! “Esat’ın Devrilmesi” ana hedef olduğu için
İŞİD Yandaşlarına ve tüm Esat karşıtlarına Sınırlarını açtığı
İddia edildi. Yasak sadece” Esat Karşıtlığı” ilan etmeyen
Suriyeli Kürtlere ve destekçilerine uygulandı.
Komşunun iç işlerine karışıldı. Türkiye Yalnızlaştırıldı
“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” İlkesi terk edildi…
---- 000 ----
Bu Gösterilerden çok az bir bölümü, gerçekten
“Dayanışma ve Barış” gündemliydi. Olgunlukla gerçekleştirildi
Ne yazık ki aynı Gruplar Musul ve Kerkük’te yaşananlar,
Konusunda bu kadar “Hassas” ve “Duyarlı” olmadılar…
Barış yanlısı bazı Sivil Toplum Kuruluşları, Kobani’ye
“İnsani Yardım” için Hükümetten “Koridor” açmasını istediler.
Hepsi geri çevrildi… Oysa aynı Hükümet, Suriye’den kaçan
3,5 milyon kişiye Sınırlarını açtı. Ülkenin her yerine
“Kayıt Dışı” dağılmalarına göz yumdu.
Halk, Suriyelilerle karşı karşıya getirildi.
Türkiye “Esat’ın Devrilmesi” ön koşuluyla, Suriye’ye
“Askeri Müdahale” için Gönüllü oldu. Destek arıyor…
Hep Barışı savunan ama Pusulasını da kaybeden CHP
Bu kez “Savaş Çığırtkanlığı” yaptı…
Kobani’ye Askeri Harekât önerdi!
---- 000 ----
Orta Doğu “Fünyesi açık Canlı bir Bombadır!”
Bataklıktır! Türkiye bataklıktan kesinlikle uzak durmalıdır.
Komşusu ile kavgalı olan hiçbir Ülke “Huzuru” bulamaz!
Ülkede yaşanan bu terör ortamının iki temel sorumlusu;
İçeriği ve ayrıntıları kimse tarafından bilinmeyen “Açılımın”
İki tarafıdır! Kimse yapılanları ve yaptıklarını örtemez!