Raporda, 2020-2024 yılları arasında IDA ülkelerinin yarısında kişi başına düşen ortalama gelirin zengin ekonomilere göre daha yavaş arttığına dikkat çekiliyor. Üç IDA ülkesinden birinin, Kovid-19 salgını öncesindeki döneme göre ortalama olarak daha fakir hale geldiği belirtiliyor. Aşırı yoksulluk oranının dünyanın geri kalanında olduğundan 8 kat fazla olduğu ifade ediliyor. Raporda, IDA ülkelerinde her 4 kişiden 1'inin günde 2,15 doların altında bir gelirle yaşam mücadelesi verdiği aktarılıyor. Ayrıca, bu ülkelerde yaşayanların açlık veya yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kalan insanların yüzde 90'ını oluşturduğu belirtiliyor. Raporda, IDA ülkelerinin yarısının ya borç sıkıntısı içinde ya da yüksek risk altında olduğuna işaret ediliyor.
Raporda, IDA ülkelerinin büyük yatırım ihtiyaçları olduğuna dikkat çekilerek, en yoksul ülkelerde mevcut kalkınma ve altyapı açıklarının kapatılması ve iklim değişikliğine karşı dayanıklılık oluşturulması için gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yaklaşık yüzde 10'una tekabül eden bir yatırım gerektiği belirtiliyor. Bankanın raporunda, IDA ülkelerinin ilerleme kaydetmek ve "uzun süreli durgunluk" riskini azaltmak için önemli miktarda uluslararası mali desteğe ihtiyaç duyacağı ifade ediliyor.
IDA ülkelerinin yarısından fazlasının (toplamda 39'unun) Sahra Altı Afrika'da bulunduğu vurgulanıyor. Bunlardan 14'ünün çoğunlukla küçük ada devletleri olduğu Doğu Asya'da, 8'inin ise Latin Amerika ve Karayipler'de yer aldığı belirtiliyor. Güney Asya'da ise Hindistan dışındaki tüm ülkelerin IDA ülkesi olduğu kaydediliyor. Bu ülkelerin 31'inde kişi başına düşen gelirin yılda 1,315 doların altında olduğu ve bunların 33'ünün kırılgan ve çatışmalardan etkilenen devletler olduğu ifade ediliyor.
