Çocukluğumda eve getirdiğim hayvanın sayısını ben de bilmiyorum. Annem görmesin diye giysimin içine saklar eve öyle sokar, balkonda gizli gizli beslerdim. Bir keresinde, yaralı bir güvercini getirmiştim iyileştirmek için. Önce kızsalar da, sevdiler güvercini, yan komşumuz da alıp sevdi. Sonra bitlendim, ev bitlendi. Komşumuz bitlendi.
Akvaryumda balıklar büyüttüm. Önce babam ilgilenirdi, ilgilenirken öğretirdi nasıl bakmam gerektiğini. Sonra o görevi bana devretti. Okuldan geldiğimde, önüne oturur, saatlerce izlerdim balıklarımı.
Kuşumuz Charlie ders çalıştırmazdı, sürekli öterdi masanın başına geçtiğimde. Gece açık kalan balkon kapısından giren bir kedinin saldırısı sonucu yaralandı ve öldü. Günlerce ağlamıştım.
Evlendiğimde bir kedim oldu, ancak hamileliğimde çıkan testler sonucu, taşıdığım hayvan virüsü yüzünden doktor yasakladı, kedi sever bir aileye vermek durumunda kalmıştım mecburen.
Şimdi bir köpeğim var. Henüz 3 aylık. Geldiğinde bana 2 aylıktı. Bu bir ayda neler öğrenmedi ki. Öğrenirken bana da çok şey öğretti. Gerçek anlamıyla güvenin, sadakatin, sevginin, teşekkürün, gücün, sınırların nasıl olması gerektiğini anlattı bana.
Sevgiyle açılmış kollara koşmayı, güvendiği kişiye yaslanarak uyumayı, şımartılınca sevinmeyi, üzüldüğünde gözleriyle neler olup bittiğini anlamayı, sınırlara itaat etmeyi, güvende hissetmenin korkuya değil verdiklerine bağlı olduğunu bu bir ayda anlattı bana.
İnsanlarda korkuyla ve baskıyla desteklenmiş eğitim sisteminin getirisi güce tapmadır. Ne kadar baskı ve korku, o kadar itaat, o kadar silik bir kişilik, o kadar sadist ve saldırganlık.
Sınırları belirlenmiş, öze dokunmadan disipline edilmiş bir yaşantının getirisi sağlam kişilik yapısıdır. Bunun tersine, disiplinin baskıyla eş anlamlı tutulmasıyla, sağlıklı bireylerin yetişmesi düşünülemez. Ancak disiplinli eğitim süreci zordur, sabır ister. Zaman zaman çevre faktörleri sebebiyle dirençle karşılaşılması, çatışma yaşanması kaçınılmazdır.
Öğretilerimizin ne çeşit bir eğitim sistemine dayandığını, farklı eğitim sistemlerini kıyaslamak adına bir hayvanla yaşamanızı öneririm. Onlardan insanlık adına, daha çok öğreneceğimiz şeyler var.
Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınpost etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!
