Altı kez gitti 7. kez geldi

1 Kasım 1924 günü Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy'de, Hacı Yahya Demirel'in oğlu olarak doğdu. Ona 'Çoban Sülo' diyorlardı. Isparta ve Afyonkarahisar'da eğitimini tamamladı. Cumhuriyet'in bu zeki çocuğu, kıt imkânları aşarak 1949 yılında İTÜ'den İnşaat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. 31 yaşında DSİ'ye Genel Müdürü oldu. 40 yaşında  siyasete girdi. Adalet Partisi'nin Genel Başkanı seçildi. 1965 seçimlerinde de Başbakan oldu. 1993 yılına kadar 7 ayrı hükümette 12 yıl Başbakanlık yaptı. 17 Nisan 1993 günü Turgut Özal'ın ölümünden sonra tartışmasız Cumhurbaşkanı adayıydı. Kimse itiraz etmedi. Cumhurbaşkanlığı dönemi en olgun dönemiydi. Siyasi kariyerinde de zirve dönemi oldu. En çok mizaha konu olan siyasi liderdi. Hicveden sanatçıları 'gardaşım' diyerek kucakladı. Kızdı ama asla kin gütmedi. Herkesi kucakladı. Hafızasındaki rakamlarla konuşmayı çok sevdi. Hesap adamıydı. Gittiği yerde tanıştığı insanları kolay kolay unutmadı. Hal hatır sormak onun işiydi...

edolapci.jpg

Amerika- Sovyet dengesini gözetti

'ABD'nin desteğiyle AP'nin başına geçti' dendi. O ise "Soğuk Savaş" döneminde hep dengeleri gözetti. NATO ve ABD müttefikliği içinde kaldı, ancak Sovyetler Birliği gerçeğini de gözardı etmedi. Türkiye'nin bağımsızlığına zarar verecek ağır kararlara imza atmadı. 1974 yılında Bülent Ecevit'in başardığı Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonra, Türkiye'ye karşı ABD'nin uyguladığı ambargolara misilleme olarak üsleri kapatan anlaşmayı imzaladı. 1960 yılından 1980 yılına kadar süren sosyal olaylar ve gelişmeler karşısında istikrarsızlaşan Türkiye'nin sorunlarını çözemedi. Ama kıt imkânlara rağmen dünyanın sayılı projesi olan GAP'ı başlattı ve kimsenin kredi vermediği bu projeyi sürdürdü. 'Barajlar kralı' olarak ün saldı. 'Borçlar kralı' da dendi.

 

"Borç, yiğidin kamçısıdır" diyerek dış borçları savundu. Ancak borçları bütçe açıklarını kapatmak için değil, yatırım için kullanldı. Montaj sanayiyle ünlendi. Dağa taşa elektrik götürdü, yol yaptı... 12 Mart 1971 muhtırasına maruz kaldı. Şapkasını alıp gitti. Ardından gelen faşist müdaheleyle gelişen 68 gençlik ve işçi hareketine darbe vuruldu. Deniz Gezmişler'in idamına karşı çıkmayarak sol kesimde 'yürek yarası' bıraktı... 5 Mart 1973 günü Cumhurbaşkanlığı hevesiyle emekli olan Genelkurmay Başkanı Faruk Gürler'in bu hevesini söndürdü. Bununla 12 Mart'ın devamını önlemiş oldu... 1977 seçimleri öncesi tertiplenen Namık Kemal Ersun darbesini de önledi. Onunla birlikte 200'e yakın subayı emekliye sevk etti. 5 Haziran 1977 seçimleri öncesi Ecevit'e yapılacak olan Taksim suikastini haber verdi.

 

'Ilımlı İslam'ın yolu açıldı

ABD onu çok sevmedi. 1977-80 arası darbeyi onun döneminde tezgâhladı. Türkiye'yi kan çanağına çevirdi. 24 Ocak 1980 kararlarına sopa lazımdı. Kenan Evrenleri buldu. Demirel bir kez daha şapkasını alıp gitmek zorunda kaldı. 1978 yılında sıkıyönetim vardı. "Askerlere herşeyi verdim" dedi. Ama yetmedi. En büyük hatası Nisan 1980'de boşalan Cumhurbaşkanlığına Ecevit'le anlaşıp Cumhurbaşkanı seçtirememesiydi. Darbecilere yol açmış oldu... 12 Eylül 1980 darbesiyle Türkiye'ye darbe vuruldu. Cumhuriyet'in Türkiyesi adım adım "İlımlı İslâm'a dönüştürüldü. Bu süreçte Demireller en önemli engeldi. ABD için onlar bol geliyordu... Onlar da siyasetten yasaklanarak silinmeye çalışıldı. O dönem 'Bir bilen'di.

 

Turgut Özal'la Ortadoğu'ya da şekil vermeye kalkıldı. 1991 yılında Irak'a müdahale geldi. Kürt devletinin yolu açıldı. O günlerde Demirel "ABD, Türkiye'yi böldü" diyerek bölünme haritalarını gösterdi. Özal'a inat 1991 seçimlerinde iktidara geldi. Herkes ona "Kurtar bizi Baba" dedi. Erdal İnönü'nün SHP'siyle ortak hükümet kurdu. Eski politikalarla yıpranan Türkiye'ye umut olamadı. Mumcu, Bitlis gibi suikastlar, Madımak ve Başbağlar gibi katliamlar onun döneminde gerçekleşti. Altı oyuldu. Karşı da koyamadı... Yıprandığı sırada Özal'ın ölümünün ardından 16 Mayıs 1993 günü Cumhurbaşkanı oldu...

 

28 Şubat dönemi

28 Şubat 1997 döneminde Cumhuriyet'i savunan tutumuyla dikkat çekti. Erbakan-Tansu Çiller Hükümeti'nin toplumu rahatsız eden tutumundan, o da rahatsız oldu. Susurluk'un üzerine gidilmesini istedi. Darbe heveslilerine yüz vermedi. Kendisi iki kez darbeye maruz kalmıştı. Çare olmadığını iyi biliyordu. Demokrasiyi savundu. Cumhuriyet'in değerlerinin paspas edilmesine engel oldu. Erbakan'ın istifasından sonra Çiller'in çok istemesine rağmen hükümeti kurma görevi vermedi. 'Kızı' denilen Çiller'e yüz vermedi. 'CIA ajanlığı' iddialarının araştırılmasını bile istedi. Araları hep soğuk kaldı. 28 Şubat kararlarının uygulanmasını istedi. ABD'ye mesafeli duran Genelkurmay'la aynı çizgide oldu...

 

ABD'nin Irak işgaline 'hayır' dedi. İçerde ağırlığını koydu. Dışarda da dengeli dış politika uyguladı. Aliyev'e darbeyi haber vererek önledi. Erdoğan döneminin uygulamalarından rahatsız oldu, ancak sesini fazla yükseltmedi. Konuştuğunda da rahatsızlığını söylemekten geri durmadı... Erdoğan da onu hiç sevmedi. 'Menderes' dedi ama 'Demirel' demedi...

 

Türkiye'nin en renkli politikacısıydı... Hakkında en çok konuşulan ve eleştirilendi. Sağ'ın ve Sol'un ayrı ayrı Demeril'i vardır kuşkusuz; ama şu bir gerçek ki o bütün eleştirilere rağmen Türkiye'ciydi. Halkını ve vatanını seviyordu... Çünkü Cumhuriyet'in 'Çoban Sülosu'ydu! Türkiye onu öyle sevdi ve öyle anacak...

 

 

 

KUTU- 1

 

Hükümetleri

 

27 Ekim 1965-16 Mart 1971 AP Tek başına

31 Mart 1975-21 Haziran 1977 1. MC

21 Temmuz 1977-5 Ocak 1978  2. MC

12 Kasım 1979-12 Eylül 1980 Dışardan destekli

20 Kasım 1991-16 Mayıs 1993 DYP-SHP ortaklığı

 

Cumhurbaşkanlığı:

16 Mayıs 1993-16 Mayıs 2000

 

 

Unutulmaz sözleri

 

 

Bana Türkiye'nin durumunu bir kelimeyle anlatın derseniz iyidir derim. İki kelimeyle anlatın derseniz iyi değildir derim.

 

Enflasyon düşüyor, domatesten biberden buluyorlar. Çıkıyor benden buluyorlar.

 

Akbulut için: Bulutun akı da buluttur garası da. Binaenaleyh üzerine konuşmaya değmez.

 

Ege bir Yunan gölü deeldir. Ege bir Türk gölü de deeldir. Binaenaleyh Ege bir göl deeldir.

 

Kıbrıs meselesinden dolayı İngiliz Dışişleri Bakanı'nın elini sıkması nedeniyle sorulan soru üzerine: Neresini sıkacaktık gardeşim.

 

Türkiye'de petrol vardı da biz mi içtik?

 

Dün dündür bugün de bugün!

 

Yollar yürümekle aşınmaz.

 

GAP'ı kimseye gaptırmam.

 

Tapulu arazime gecekondu yaptırmam.

 

Galibiyetin sahibi çoktur. Mağlubiyetin sahibi yoktur. Yenilgi yetimdir.

 

Dışarıdan alınan elektrik üzerine: Kışın biz alıyoruz, yazın da onlar veriyor.

 

İki ayda öğretmen yetiştirilmesi üzerine: İki ayda gabah bile yetişmez.

 

Eskiden Irak bize petrol satardı, artık biz onlardan satın alıcaz. (Ortalık alkışla yıkılır)

 

Elektriğin Komünisti olmaz.

 

Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz.

 

Muhabir: Efendim, derin devlet nedir? Demirel: Derin devlet, normal devletin raydan çıkmış halidir.