Türkiye'de turizmin ilk başladığı yer olan ve zamanla betonlaşma nedeniyle eleştirilere hedef olan Kuşadası'nda gizli kalmış doğal zenginliklerin ortaya çıkarılması için çalışma başlatıldı.
Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği(EKODOSD) tarafından yürütülen çalışma sonucunda Kuşadası'nda bugüne kadar korunmuş 3 kıyı alanı bulunduğuna dikkat çekilerek, bu kıyı alanlarında Akdeniz bitki örtüsünün en canlı örnekleri yer aldığı ve bu üç tepenin her birinde belki de yaşayanlarının bile farkında olmadığı 3 ayrı çiçek türü yaşadığı kaydedildi.
EKODOSD tarafından yapılan araştırma sonuçlarının yayınlandığı açıklamada, "Türkiye'de turizm hareketlerinin başlamasıyla birlikte, Kuşadası son 30 yıl içinde planlı ve koruma-kullanma dengesine uygun bir şekilde gelişme sağlayamadığı için, yoğun bir yapılaşmayla karşı karşıya kalmıştır. Etrafının gerek doğal gerekse kültürel miraslarla dolu olması, Kuşadası'nı her zaman talep edilen kentler arasında ilk sıralara sokacaktır. Önemli olan bu zenginliklerin farkına varıp, öncelikle korumak ve koruyarak
kullanmak için iyi bir tanıtım yapması gerekmektedir. Kuşadası'nın içinde kendisini bugüne kadar koruya gelmiş 3 kıyı alanı bulunmaktadır. Bu kıyı alanlarında Akdeniz bitki örtüsünün en canlı örnekleri yer almaktadır. Bu üç tepenin her birinde belki de yaşayanlarının bile farkında olmadığı 3 ayrı çiçek türü yaşamaktadır. Bu tepelerin birinde sonbaharda çiçek açan Güz çiğdemi olarak bilinen acı çiğdemdir" denildi.
Günümüzde dondurma ve salep yapımında kullanılan nesilleri tehlike altında olan orkide türlerinden 4 çeşidinin de diğer tepelerde yaşadığına dikkat çekilen açıklamada şunlar kaydedildi:
"Bu nadide türler insan etkinliklerinin olmadığı bu alanlarda kendilerini koruyarak günümüze kadar gelebilmişlerdir. Diğer tepe ise Kuşadası'nın en önemli simgesi Güvercinada'nın tam karşısında bulunan Kese Dağı'nın Kuzey bölümüdür. Kuşadası'nın kalabilen kızılçamlarının altında sonbaharda çiçek açan cyclamen spp. primulaceae familyasından çok yıllık yumrulu bir bitki yaşamaktadır. Tüm kıyıları siteler ve turizm işletmeleriyle çevrili Kuşadası'ndaki bu küçük doğal alanlarda yaşayan siklamenler, bölgeyi
doğal botanik parkına çevirmişlerdir. 20 cinsi olan siklamenlerin 10 türü ülkemizde bulunmaktadır. Kuşadası'nın içinde doğal olarak yetişen siklamen türü Cyclamen hederifolium'dur. Herkesin kayalık, çalı-çırpı gözüyle bakarak yanı başından geçip gittiği bu doğal alanlarda, Akdeniz bitki örtüsünün en güzel örnekleri görülmekte ve zengin bir kıyı ekosistemi devam etmektedir. Genellikle ormanlar ağaç altları çalılıklar kayalık yamaçlar ve yumuşak topraklı yerlerde bulunan siklamenler, Kuşadası'nda bulunan Kese
Dağı'nın yapılaşmadan kurtulmuş kuzey bölgesinde, Ekim ayında doğaya canlılık getirirler. Dünyada birçok örneklerinde olduğu gibi, turizmde tarihi miraslarını koruyan, doğal çevre bilincine sahip ülkeler ve kentler, turizmde talep edilen yerlerin başında gelmektedir. Son yıllarda ülke dışına çıkan turistler, daha çok bozulmamış doğa ve çevrenin içinde bulunduğu ve çevrenin korunduğu turizm kentlerini tercih etmektedir. Bu nedenle sürdürülebilir bir turizm için, var olan doğal ve kültürel zenginliklerimizi
korumak ve sahip çıkmak zorundayız. Bu nedenle doğa koruma ve çevre bilincini okullardan başlamak üzere yaygınlaştırmak bu kentte yaşayan herkesin görevi olmalıdır."