Süreci değerlendiren Bali, Türkiye'nin bugüne kadar böyle bir seçim dönemi yaşamadığını söyledi ve ekledi: Ekonomik açıdan ilkesel bir yönetme tarzının tutturulmuş olduğu görülüyor. Netice olarak biz istikrarın ne demek olduğunu kötü örneklerle yaşamış bir ulusuz...
 
 İki ay önce İş Bankası'nda genel müdürlük görevini Ersin Özince'den devralan 
Adnan Bali ile seçimlerin hemen ardından dün İstanbul'daki Genel Müdürlük binasında buluştuk. AKŞAM Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya ve Ekonomi Müdürü Mehmet Ali Ergün'ü ağırlayan Adnan Bali, seçim sonuçlarını değerlendirdi ve önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini aktardı.
 
REFAH ALGISI TABANA YANSIDI
 
AK Parti'nin genel seçimlerden yüzde 50'ye yakın oy alarak birinci parti çıkmasını, 'Herhangi bir konuda toplumu yüzde 50'de buluşturalım deseniz bunu yapamazsınız. Ekonomik kaygılar toplumu bir anlamda buluşturdu' şeklinde yorumladı.
 
Bali, 'Bunun tek ortak paydası, 9 yıldır son derece olumlu bir uluslararası konjonktürü Türkiye'ye bahşettiği bir refah algısı var. AK Parti de bunu çok akılcı ve yapıcı bir şekilde tabana hissettirecek kadar kapsamlı hizmetlerde bulundu. Sonuçta sokaktaki adam günlük hayata yansımasıyla ölçülü bir tavır geliştirdi. İktidar partisi, geçmişte başka yerlere oy veren insanların hayatına dokunduğu için yüzde 50'ye ulaştı. Bu dönemde irtica, laiklik gibi majör kampanyalar olmadı. Bu muhalefetçe de yapılmadı. Tamamen olgular üzerinden konuşuldu' diye konuştu.
 
İLKESEL YÖNETİM TARZI ÖNEMLİ
 
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Türkiye'nin bugüne kadar böyle bir seçim dönemi yaşamadığını ve popülizm yapılmadığına işaret ederek, '2011 krizinin hemen akabinden itibaren başlayan bir politik süreç bu. Büyük ölçüde IMF ve AB ile ilişkiler anlamında daha önce kurulmuş olan ilişkilerin yürütülmesinde hiçbir sürpriz yaşatmadan, o çerçevelere bağlı kalınarak yönetim tarzı sergilendi. Finans kesimi olarak şu veya bu siyasal yaklaşımdan ziyade bizi ilgilendiren ekonomik performans açısından burada ilkesel bir yönetme tarzının tutturulmuş olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu anlayışın devam edeceğini görmek istiyoruz. Netice olarak biz istikrarın ekonomiye neler kazandırdığını veya olmazsa neler kaybettirdiğini çok kötü örneklerle yaşamış bir ulusuz' diye konuştu.
 
Türkiye'ye para girişi sürecek
 
İŞ Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, küresel ekonomilerde ne zaman stabil duruma geçileceğine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: 'Global kriz gelişmiş ülkelerde özellikle Avrupa'da öyle bir zorunlu tedavi süreci yaşattı ki, şu anda ilacı doz olarak azaltmak veya kesmek gibi bir seçenek yok. Genişletici para politikalarının bir anda geri alınması gibi bir imkanın pek ortada olmadığı belli. O zaman bu problem görece küçültülerek çözülecek. Bu da uzun sürelere yayılacak. Bu da yeni bir konjonktür. Ama gelişmekte olan ülkeler için süreç, dalgalanma gösterdiği yerler doğru yönetilirse yeni bir büyüme imkanı demek. Çünkü eğer istatistikleriniz fazla leverage değilse, fazla kaldıraç kullanılmamış ise, ki Türkiye öyledir. Para bol, gelişmekte olan ülkelere akmaya devam ediyor. Bu yıl bizde portföy yatırımlarının dışında doğrudan yabancı yatırımlarda da bir miktar artış var. Bu süreci kesintiye uğratacak şey sert bir daraltıcı mali ve parasal politikadır. Bunun uygulanamayacağı net.'
 
Munzamda yeni artış beklemiyor
 
İŞ Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, cari açığın azaltılmasına yönelik daha önce alınan önlemlerde genel bir gevşeme hali beklemediğini, çünkü henüz onun koşullarının oluşmadığını vurguladı. İlk 4 aylık verilere göre kredilerin hız kestiğini, mayıs ve haziran verileri ile de bunun teyit edilmesi halinde ilave munzam karşılığı artışı beklemediğini belirten Bali, 'Veya böyle devam ederse bile o zaman ilave tedbirlerle bu enstrümanın dışında daha etkili tedbirlerle gidilmesi gereği doğar. Çünkü seçim öncesinde bu anlamda çeşitlilik içeren önlemler paketi alınmadı. Şimdi seçim sonrasında bu mümkün. Böyle olunca zorunlu karşılıklara bu kadar yüklenmeyi gerektirmeyebilir. Ve ihtiyaç varsa bile başka politika önlemleri ile sağlanabilir. Yüzde 15-16'lara varmış munzam karşılığın ilave artışından bir fonksiyon öngörmek yerine daha doğrudan sonuç yaşatabilecek önlemler düşünülebilir' diye konuştu.
 
Yüksek ithalat Türkiye'nin en büyük yapısal sorunu
 
TÜRKİYE'de büyük ölçüde büyümenin ithalata bağlı olarak gerçekleştiğine dikkat çeken Adnan Bali, 'Ara malı ve yatırım malları ithalatının toplam ithalattaki payı benim öğrenciliğimden bu yana yüzde 80'lerin altına hiç düşmez. Bu şu demektir: Türkiye'de büyüme eğer yüksek olacaksa, istihdamı bu anlamda artırmayı hedefliyorsanız mutlaka bunun bir dış ticaret sonucu olacaktır. İthalat yüksek olacaktır' dedi.
 
Pazar mobilizasyonu krizin etkisini azalttı
 
TÜRKİYE ekonomisinin krizi daha az hasarla atlatmasında en büyük etkenin pazar mobilizasyonu olduğuna değinen Adnan Bali, 'Dışarıda  talep daralması belirginleştiği zaman Türkiye şaşırtıcı bir şekilde pazar mobilasyonunu gerçekleştirme becerisi ortaya koydu. Gerçi sonradan siyasal veya başka nedenlerle açıldığımız piyaslarda da sorunlar oluştu ama Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da. Ama şu önemlidir Türkiye'nin bir anlamda perakendeleşmiş bir inisiyatifler bütünü var. Bizde krizi derinleştirmeyen şey bu. Güneydoğu'daki tipik ilimizdeki un fabrikacılığı işiyle uğraşan bir müşterimiz Senegal'da gidip fabrika kurup Senegal'den mal satıp o buğdayı da Fransa'dan ithal edip oradan da Senegal'a satmak suretiyle iş yapabiliyor.bu kolay rastlanacak örnekler değil. Sonuç olarak bunu yapabilen yapı var orta yerde' diye konuştu.
 
Bağkur emeklisi babama artık para göndermiyorum
 
GEÇEN yıl iş gezileri nedeniyle Anadolu şehirlerine 45 bin mil uçtuğunu dile getiren Adnan Bali, Türkiye'nin sosyo ekonomik yapısındaki değişimi bu yolculukları sırasında gözlemleme imkanı bulduğunu dile getirdi. Lüksün demokratikleştiğini, artık sosyo ekonomik düzeyi düşük insanların da uçağa binebildiğini, hastanelerin olağanüstü koşullara kavuştuğunu belirten Bali, bu konuda özel yaşamından da bir örnek verdi: 'Ben mesleğe başladığımdan beri Bağkur emeklisi olan babamı ve öğretmen emeklisi olan anneme aylık belli bir para gönderirdim. Son 4-5 yıldır göndermiyorum. Nedeni 'Bize yetiyor. Artık fiyatlar artmıyor. Bizim ücretlerimiz de bir yere geldi' diyorlar.'
 
akşam