Sümerlerde 7 bin yıl önce dini törenlerde kullanıldığı sanılan ney, günümüzde ''Türk sazı'' olarak anılıyor. Tasavvuf müziğinin simgesi olan ney çalgısının yapımında Hatay, Antalya, Mersin ve Adana yöresinin kamışları tercih ediliyor.

Ney üreticisi ve neyzen Melih Berse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 13 yıldan beri ney çalgısıyla ilgilendiğini, hem ney üflediğini hem de atölyesinde profesyonel olarak ney ürettiğini kaydetti.

Ney yapmayı, konservatuvar yıllarında Niyazi Sayın'dan öğrendiğini aktaran Berse, ''Okuduğum konservatuvarda, daha çok enstrüman icrasına yönelik bir bölüm bitirdim. Ancak kendi gayretlerim ve merakım neticesinde hocamdan öğrendim. Öğrendim derken, bu işte her gün yeni bir şey öğreniyorsunuz, keşfediyorsunuz. İlk önce evde eşe, dosta ve kendime ney yaparak bu işe başladım. Daha sonra böyle bir atölye oluştu. Şimdi profesyonel manada ney üretiyoruz'' şeklinde konuştu.

Musikinin, insanların hislerinin ifade aracı olduğunu ifade eden Berse, ''Ney çalgısını seçmem, herhalde kişisel bir şey. Kimisi kemençeye gönül verir, kimisi başka bir çalgıya gönül verir, kimisi neyde kendini bulur. Bunun herhalde kelimelere dökülecek bir açıklaması yok. Bir hissiyat herhalde. Her enstrüman bir lisan gibidir. Her enstrümanın kendine göre farklılıkları vardır. Neyin diğer enstrümanlardan farkı, tasavvuf müziğinde ayrı bir yeri, önemi olmasıdır. Biz Türkler, musikiyi hayatımızın her alanında kullanmışız. Tasavvuf musikisinde de kullanmışız'' ifadelerini kullandı.

-''Her kamıştan ney olmaz''-

Yurt içi ve yurt dışından gelen siparişlere göre ney yaptığını ifade eden Berse, şunları söyledi:

''İyi bir neyde, kamışların yöresi önemli. Kullandığımız ney kamışları daha çok Akdeniz coğrafyasına ait. Özellikle Hatay'ın Samandağ ilçesinin kamışları makbuldür. Yine Mersin, Adana ve Antalya yörelerinin kamışları ney açmak için makbuldür. Ney kamışının, kuru olması gerekiyor. Belli bir süre kurutulduktan sonra düzeltme işlemi yapılıyor. Daha sonra içi açılarak, çeşitli ölçülere sadık kalınarak akortlanıyor. Kamışın çapı önemli. Çok ince olmayacak. Dokuz boğum olacak. Başparesinin manda boynuzundan olması, ses açısından iyi. Bunlara dikkat etmek lazım. Kamışın kuruması yöreye de bağlı. İstanbul'un havası nemli olduğu için, İstanbul'da biraz geç kuruyor, ama daha güney yörelerinde daha çabuk kuruyabilir. 2-3 ayda kuruyabilir, güzel bir kıvama gelebilir. Her kamıştan ney olmuyor. Kamışları açıyoruz, ama hepsi aynı tonu, aynı sedayı vermiyor. Bu işin firesi de çok. Dolayısıyla açıp üflemeden, bir şey diyemiyoruz. Bir neyi bir gün içinde tamamlıyoruz. Kurumuş ve düzelmiş bir kamışı, bir gün içinde tamamlayabiliyoruz. Daha kalın, daha çaplı neyden daha güçlü ses çıkar. Profesyonel insanlar genelde bunu tercih ediyor.''

-''Ney yapmak için ney üflemesini bilmek gerekiyor''-

Birçok ney çeşidinin olduğunu, neyi çalmaya gönül veren kişinin ''kız ney'' dedikleri bir akorttan başladığını dile getiren Berse, sözlerini şöyle devam etti:

''Ancak onun dışında da 22 çeşit ney var. Ana neyler, ara neyler ve nısfiye neyler var. Herkesin isteğine göre, istenilen akortta siparişe göre neyler hazırlıyoruz. Ney yapmak için ney üflemesini bilmek gerekiyor. Ney üflemesini bilmeden akort yapmak güç. Ney üflemeden, sesleri bilmeden, musiki bilgisine sahip olmadan yaparsak, çeşitli hataların farkına varamayız. Enstrüman kullandıkça, makbulleşir. Bütün enstrümanlar için geçerli. Eskidikçe, kullandıkça, çaldıkça sesleri oturur. Yeni bir neyden tam randıman elde edemeyiz. Zamanla oluyor. Kimi ney 3 ayda istenilen kıvama geliyor, kimi ney 1 yılda istenilen kıvama geliyor. Neyin, bir kullanım süresi yok. Kimi 20 yıllık neyler var sesi hala iyi, kimi ney 10 senede performansı tükeniyor. Kamış hassas bir şey. Dayanıklı değil. Bu işe gönül vermiş insanlar, her gün ney çalmalı. Ney çalgısını uzun süre çalmayınca unutuluyor. Bu işi bu ciddiyette yapmak lazım.''

Melih Berse, çalgının, doğal ve hassas bir malzeme olduğunu, uzun ömürlülüğü ve verimliliği açısından bakım ve korunmasının çok önem taşıdığını, bu nedenle darbelerden, ani sıcaklık değişimlerinden uzak tutulması gerektiğini bildirdi.

Ney çalgısının Sümerlilerde milattan önce 5 bin yılından itibaren kullanıldığının söylendiğini ifade eden Berse, Sümer yazıtlarında ''na'' denilen bir kamıştan bahsedildiğini, bunun kamışın atası olduğunun tahmin edildiğini aktardı.

Berse, son dönemde ney çalgısına insanların ilgisinin arttığını, belediyeler, üniversitelerdeki müzik kulüpleri, çeşitli dernekler ve vakıflar tarafından ney kurslarının açıldığını, her sene onlarca neyzen adayının eğitim almaya başladığını sözlerine ekledi.