Her yıl Dünyada 1 milyonun üzerinde deri kanseri ortaya çıkıyor. Amerika’da 2010 yılında 68.000 yeni gelişen deri kanseri (malign melanom) tanısı konulmuş ( 2010, Cancer J Clin.) Deri kanserlerinin oluşumunda en önemli etken güneş ışığından kaynaklanan radyasyon, güneş ışığındaki ultraviyole aynı zamanda genetik mutasyonlara neden olarak bağışıklık sitemini baskılıyor ve anormal hücrelerin yok edilmesini engelliyor. Bu nedenle özellikle deri kanseri oluşturma riskini %75 oranında arttırarak kanser oluşumunu tetikliyor. Peki ama biz aşırı güneş ve ultraviyoleden nasıl korunabiliyoruz? Kişisel olarak yapabileceklerimizi hepimiz biliyoruz. Güneş koruyucuları, şapkalar, şemsiyeler, v.s. Kapalı mekanlara veya şapkalarımız altına saklanmak, güneşli saatlerde dışarı çıkmamak mı tek çözüm?, Neden ağaçlar, ulu çınarlar, çamlar bizi kızgın güneşten korumasın? Yazları arabalarımız ve kendimiz için gölge ararken, yollardaki gölgeleri çoğaltmakta ne kadar başarılıyız? Şehirlerimiz, sokaklarımız çirkin betondan yansıtıcılar… Güzelliği bir yana kızgın güneşle bir olup bizi kavuruyor.

Belediyelerimiz artık ulu ağaçlar dikmiyor, dikse bile dallarının gökyüzüne uzanmasına, bizi güneşten korumasına, izin vermiyor. Aydın ilindeki şehir ağaçlarının %50-60’ı turunç ağacı… Taç yaprağı küçük olan bu ağaçların, ancak kendi gölgesine hayrı var. Yeşil bulutlar oluşturan, Ege’nin sembolu fıstık çamları, kısa vadeli hesaplarla dikilmiyor. Çınar ağaçlarının dalları, odun tüccarları ve pidecilerin eline yem ediliyor. Ve biz bu şehirlerde azıcık gölge arayan şehir sakinleri olarak, çaresiz kaçıyoruz bu şehirden yazları… Ulu ağaçların gökyüzünü bulutların yerine süslediği yabancı şehirlere. Bizim gibi kuşlar da göç ediyor oralara; uzama özgürlüğü olan ağaç dallarına…

Lafın kısası beton doğaya ve güzelliklere yakışmıyor; onu gölgeleyen ağaç dalları, sarmaşıklar veya çiçeklerle bezenmedikçe. Ağaçlar bizi koruyamıyor; uzun dalların gökyüzüne uzanmasına izin verilmedikçe…

yelda-hanim-yazi-icerigi.jpg

Resim 1-3. 15 şubat 2011 yılında ADÜ’de düzenlediğimiz, Aydın’da ultraviyole, hava ve çevresel radyasyon kirliliği afişindeki ağaç benzeri çaresiz ağaçlar konuya dikkat çekmemize rağmen hala çok yaygın. Yol kenarları ve parklardaki ağaçların büyük kısmı bodur ağaçlar.

Resim 4-5. Gökyüzünde yükselerek, yeşil çatılar oluşturan, ulu ağaçlarla süslü Marsilya (4) ve Viyana (5) gibi birçok uygar şehirde ağaçlar bizim şehrimizdeki gibi budanmıyor. Bu uygar şehirlerin hemen tümünde, apartmanlar boyu gökyüzüne uzanan yüzyıllık ulu ağaçlar şehirlere güzellik katıyor.

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!