Milli Eğitim camiasında nefesler tutulmuş vaziyette beklenmekteydi.

Nihayet beklenen gün geldi ve değerlendirme açıklaması yapıldı.

Yapılan açıklama, şimdiye kadar milli Eğitime bağlı okullarda müdürlük görevi yapan bazı idareciler açısından hayal kırıklığının ötesinde “rencide ediciydi.”

İçlerinde yıllarca başarılı olarak görevini yapmış,hatta bu başarılarından dolayı Bakanlık takdiri dahil bir çok ödüle layık görülmüş idareciler var.

Bakanlığın yeni kriterlerine göre, okul aile birliği yöneticileri,okulun genç ve yaşlı öğretmenlerin verdiği notlar ve bağlı bulunduğu ilçe milli eğitim müdürlüğünde görevli şube müdürlerinin kanaatleriyle oluşan karnelemeyle, müdürlerin başarılı olup olmadıkları karara bağlanıyor.

Nereden bakarsanız bakın sıkıntılı bir durum.

Objektif değil,subjektif bir durumla karşı karşıyayız.

Bu uygulama hukuki ve ahlaki değil, bu sebeple de adil değildir.

İnsanlar, özellikle de siyasetçiler yaptığı işlerde adalet duygusunu gözetmede hassas davranmalıdır.

Kabul ediyorum, siyasetçinin çalışmak istediği bürokratları seçme hakkı vardır.

Çünkü seçmene hesap veren siyasetçidir..

Bu sebeple, siyasetçinin kanunen bu görevi yapacak memurlar arasından tercihte  bulunması doğrudur..

Ancak; siyasetçi bu hakkını kullanırken, devlet kademelerinde görev yapan insanları rencide etmemelidir.

Maalesef milli Eğitim de yapılan müdürlük değerlendirmeleri siyasetçiler için sıkıntı oluşturacaktır.

Milli eğitim Bakanlığı yaptığı yeni düzenleme ve çıkarılan yasayla okullara atanacak müdür ve yardımcıları,“Görevlendirilme yoluyla” atayacak ve lüzum görüldüğünde, atayan makam tarafından görevden alınabilecektir..

Yeni durumda atamada gözetilecek şartlar basitleştirilmiştir.

Yani atama yapacak Valinin eli rahatlatılmıştır.

Bu sebeple, müdürlük yapmaya yeterli görülmeyen idareciler haklı bir gerekçe olmadan “rencide edilmemeliydi.”

Hepimiz sosyal bir çevrede yaşıyoruz.

İnsanları izah edemeyecekleri durumla karşı karşıya bırakmak doğru değildir.

Hele bu değerlendirme öncesinde kendisiyle çalışmak istenilen müdürlere sendikanızı değiştirin talebi yapıldıysa bu hiç hoş olmamıştır.

Zira müdürlere son dakika sendika değişimi için baskı yapıldığı söylenmektedir.

Tabi kendisiyle çalışmak istenilen müdürlere bu teklifin yapıldığı söyleniyor.

Buradan soruyorum, bu uygulamanın kime ne faydası olacak ve sendikasını değiştirenlerin inandırıcılığı nedir?

İnsanlara inanmadığı şeyi yapmaya zorlamak hangi aklın ürünüdür?

Bu yola niçin tevessül edilir?

Bilen varsa söylesin!

Yıllardır siyasetle yakından ilgilenirim.

AK Parti kurucularındanım ve değişik kademelerde görev yapmak nasip oldu.

Siyasetçinin işi kendi doğrularını seçmene anlatmak ve seçmenden aldığı onayla iddialarını hayata geçirmek, toplum için fayda üretmektir.

Siyasetçi bütün iddialarının onayını seçmenden alır, aldığı destekle de uygular.

Bunun için seçmen kaybetme lüksü yoktur.

Yapacağı işlerde adalet duygusunu gözetme mecburiyeti vardır.

Siyasetçi hem istediği insanlarla çalışmalı,hem kimseyi rencide etmemelidir.

Terazisi doğru tartmalı, adalet duygusunun zedelenmesine fırsat vermemelidir.

Açıkça söylemek gerekirse bu uygulama sıkıntılıdır.

Yapılacak atamalarla inşallah sıkıntı büyümez.

 

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

habericiuygulamalar.jpg