Kral Dumuzi Sümer kentlerinden Bad-Tibira’nın kralıdır. Sümer mitolojisine göre Aşk Tanrıçası İştar’ın (İnnana) eşi, çoban ve çiftçilerin tanrısıdır. Sümerce anlamı “gerçek oğul” demektir. Sümer inanışına göre, altı ay yeryüzünde, altı ay yeraltında yaşardı. Her yıl ilkbaharda yeraltından çıkışı yeni yıl törenleriyle kutlanırdı. Sümer dünyasında İştar ile Dumuzi’nin simgesel birleşimleri dönemin kralıyla bir rahibe arasında yapılan dinsel törenlerde canlandırılırdı. Eski Mısır ve Hitit tanrılar dünyasında da yer alan Dumuzi, Eski Yunan mitolojisine Adonis olarak geçmiştir. Hititlerin Bereket Tanrısı Telepinu ile Adonis efsanesi arasındaki benzerlik bu açıdan dikkat çekicidir. İbrani ve Arap takvimlerindeki temmuz ayı da çeşitli değişikliklerle Dumuzi adından gelir. Günümüz Türkçesine de bu yoldan ulaşmıştır.

Mitolojide gerek Dumuzi, gerekse Adonis vahşi domuzlar tarafından öldürülür. Domuzu mitolojik öykülerde günahkar ve o dönemin Sümer din anlayışlarında da haram kılan bu “Tanrı Katili” ünvanıdır.

Bizim dinimizde de domuz eti haram addedilmiştir. Bakara 173. Ayet, Nahl 115. Ayet ve A’raf 157. Ayet konuyu açıklamıştır. Ayrıca konu ile ilgili hadislerde bulunmaktadır. İslamiyet’in başlangıcından bugüne konu tartışılsa da Ayet ve Hadisler açıktır. Ancak hangi nedenden dolayı haram edildiği konusunda tam bir açıklık bulunmamaktadır. Değişik düşünürler ve din adamları konuya farklı yorumlar getirebilmektedir.

Domuz eti, dünyada en çok tüketilen et çeşitlerinden birisi, hatta en çok tüketileni (domuz %37, sığır %22) diyebiliriz. Geçmişi M.Ö. 5000'lere dayanan, insanoğlunun en eski besin kaynaklarından birisidir. Her ne kadar Yahudilikte ve İslam’da haram kılınmış olsa da Orta Doğu'da ya da Çin'de domuzların evcilleştirilip tüketilmeye başlandığı söylenmektedir.

Domuz eti, sığır ve kuzu etine göre en düşük kaloriye sahip olanıdır. Ancak en az yağ oranına sahip olan et domuz etidir. En düşük kolesterol ve sodyum oranına da sahip olan ettir. Potasyum, Magnezyum ve protein bakımından ise en zengin olanıdır. A ve C vitamini sadece domuz etinde vardır. En yüksek Kalsiyum ile D ve B6 vitamini oranına da domuz eti sahiptir. B12 vitamini yönünden ise fakir bir ettir. Birçok yönden iyi veya kötü diyebilirsiniz. Ancak bizim dinimizce haram edilmiş ve belirli şartlar dışında satışı ülkemizde yasaklanmış bir et türüdür.

Mevcut iktidar döneminde kasaplık havyan listesine dahil edilen domuz, gerekli belgeler hazırlandığı zaman üretilip satılabiliyor. Bu bağlamda ülkemizde 80’in üzerinde domuz üretim çiftliği var. İstatistiklerimize girmese de yılda bir milyon domuz kesimi yapıldığı biliniyor. Ayrıca ülkemizde en yoğun bulunan yaban hayvanlarından birisinin de domuz olduğu hesaplanırsa bu sayının ikiye katlanabileceği tahmin ediliyor.

Bu kadar üretimi yapılan, doğadan yakalanan hayvan varken elde edilen etler ne oluyor? Bunların hepsinin ihraç edilmesi söz konusu değil. Eğer böyle bir durum söz konusu olsa idi milyonlarca dolarlık bir döviz girdisinden söz edebilirdik. Yurt içinde yabancı turistlere hizmet veren işletmeler de bu kadar et tüketmiyorlar. O zaman bu kadar et ne oluyor? Salam, sucuk, sosis, lahmacun, köfte vs. Artık aklınıza ne gelirse. Yağlarından sabun, margarin, ilaç, kraker vs. Kılından bile boya fırçası yapılmakta. Derisi ayakkabı vs. Hatta bazı organları tedavi amaçlı hastanelere gittiği bile söylenmekte. Hatta kısa bir zaman sonra domuzdan elde edilen organların organ nakillerinin vazgeçilmez unsuru olacağı bilim adamlarında söylenmekte.

Aydın’da yıllardır bir kaçak domuz eti furyası var. Kırmızı etin fahiş fiyatlara ulaşması ile kaçak domuz eti satışlarında da aşırı arştı var. Kilosu 40 TL yerine 4 TL’ye et kullanan uyanıkların sayısı da oldukça fazla ilimizde. Yakalanan kaçak domuz eti miktarının gerçek üretim miktarının çok küçük bir kısmı olduğu düşünülürse durumun oldukça vahim olduğu anlaşılmakta. %99’u müslüman bir ülkedeyiz ve domuz eti bize haram. Ancak kaçak domuz eti işi yapanlar sanki bunu bilmiyorlar ki piyasaya sürekli domuz eti sürüyorlar. Hem de ramazan falan dinlemeden. Amaçları ise aşırı kar elde etmek. Nasıl olsa mevzuattaki cezalar caydırıcı değil. “Ya yakalanmazsak” deyip millete domuz etini yediriyorlar. Yakalansalar ne olacak ki? Küçük cezalarla iş bitiyor. Yapanın da yanına kar kalıyor. Acilen bir mevzuat değişikliğine ihtiyaç var ülkemizde.

Uzun sözün kısası, bizim millette bu açgözlülük devam ettiği sürece, mevzuatta yeni değişiklikler yapılmadığı sürece basın daha çok kaçak domuz eti haberi yapar, bizlerde bu etleri afiyetle yeriz.

Dürüstlük pahalı bir mülktür. Her insanda bulunmaz. (Hz.Ömer)

 

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA İNDİR