Değerli okuyucularım, geçmişte yaşadıklarımız bugünün aynasıdır. Geçmişi hatırlamazsak, bugünü anlamız mümkün değildir.

Efeler ve çeteler Kurtuluş Savaşı’nın önemli unsurlarıydı. Yunan, Kurtuluş Savaşı’nda EGE’yi işgal ederek başladığı mezalim sırasında yüz binlerce Batı Anadoluluyu katletti. Bir o kadar da çocuğu şehit etti. Bugün GAZZE’de gerçekleştirilen zulmün aynısı o dönem EGE’de yaşanmıştı. Son zamanlarda bu gerçek unutulmaya, unutturulmaya başladı.

Vali YAVUZ CANBOLAT, Aydın aşığı rahmetli Sn. Recep Yazıcıoğlu’nun valilik salonunun duvarlarına yaptırdığı, Aydın’ın kurtuluşunu, Atatürk’ü ve Çete Ayşeleri simgeleyen RÖLYEFLERİ sildirdi. Sanki bunu marifet zannediyor.

 

Acaba Sayın Vali Aydın’ın nüfusu 200 bin kişiyken işgalde şehir içi nüfusun suyun öbür tarafına, ÇİNE, YENİPAZAR ve BOZDOĞAN’a geçtiğini bilmiyor mu? Demek ki bilmiyor. Çünkü Sayın Valinin akrabaları Orta Anadolu’nun bozkırlarında yaşıyorlardı.

Biz Aydınlılar Yunan’ın Aydın’da yaptığı mezalimi, Aydın şehir merkezinden yatağını, yorganını sırtına alıp YENİPAZAR’A göç eden halkı Yenipazarlıların her köşe başında fırınlar kurarak doyurduklarını, Çinelilerin, Bozdoğanlıların, genel anlamda SUYUN ÖBÜR TARAFININ bu insanlara nasıl baktığını DEDELERİMİZDEN öğrendik.

 

 

Sayın Vali suyun öbür tarafında, Bozdoğan’dan Söke’ye her 2 km’de neden mezarlık olduğunu biliyor mu acaba?

 

Ben bunların hepsini Sayın Valimize yaptığım “hoş geldin” ziyaretinde anlattım.

 

Anlamadıysa tekrar anlatırım. Menderes Nehri’nde binlerce kişinin boğulmasını da anlatırım. Sayın Valim, lütfen Aydınlıları anlayın.

 

Aydınlıyı, Kurtuluş Savaşı’ndaki Aydınlıyı anlasaydı, valilik makamından savaşta Aydın halkının mücadelesini anlatan RÖLYEFLERİ KAZITMA CESARETİNDE BULUNMAZDI. Sahi, sıkıntınız neydi Sn. Valim?

Neden bunu yaptınız; lütfen açıklayın biz de bilelim. Aydın tarihini okumuş olsaydınız, o rölyefleri kazıtmazdınız.

Aydınlı yazar Sabahattin Burhan abimin Yörük Ali Efe ve Çete Ayşe kitaplarını okumanızı tavsiye ediyorum.  

 

Ayrıca, bazı mahfillerde “Efendim, vali eleştirilemez, vali hakkında bir şey söylenemez” gibi konuşmalar yapıldığını ve bazı yerlerde yazılar kaleme alındığını görüyorum. Valilik makamı, eğer yanlış yapıyorsa bal gibi eleştirilir.

Bugün Sn. Cumhurbaşkanımız bile eleştirilebiliyorken Aydın Valisi’ni eleştirmek, yanlışlarını ve doğrularını söylemek gazeteci olarak benim görevimdir.

Ayrıca Aydınpost halkın vicdanıdır.

Keşke, Aydın’ın tarihini, kurtuluşunu anlatan RÖLYEFLERİ hem de SN. RECEP YAZICIOĞLU’nun yaptırdığı RÖLYEFLERİ DUVARLARDAN KAZITMASAYDINIZ. BUNU DEĞİL VALİ, MEZARDAKİ BABAM YAPSA ELEŞTİRİRİM.

 

Vali, Türk milletinin, ödediği vergilerle maaş alarak görev yapan bir kişi. Aydın Valisi’nin yanlışlarını her ortamda yazmaya ve anlatmaya devam edeceğim. Benim dedem EFE GURBETİN ALİ. Aydınlıya borcum var.

 

Bakın şimdi size Aydın’a mal olmuş EFE ÇETE AYŞE’Yİ anlatayım.

 

TÜRK KADININ GURURU İMAMKÖYLÜ EFE ÇETE AYŞE

 

AYDIN’IN İMAM KÖYÜ’NDE İSTİKLAL MADALYALI EFE ÇETE AYŞE’YE İLİŞKİN TANITIM

 

Efe Çete Ayşe olarak da bilinir. Babasının adı Mustafa’dır. Okuma, yazma bilmez. Şehit eşidir. Köyünde Emir Ayşe olarak seslenilen 23 yaşındaki bu ev hanımı çok zor koşullar altında silahlanıp düşmanın karşısına çıkar. Emir Ayşe yola çıkınca, öteki kadınlar ve kızlar da peşine takılır. Böylece bölgenin diğer kadın kahramanları için de öncü olur.

Emir Ayşe, 1910 yılında, Kayacık Köyü nüfusuna kayıtlı Mustafa’yla evlenir. Bu evlilikten iki kız çocuğu dünyaya gelir. Mustafa, 1915 yılında Birinci Dünya Savaşı sırasında askere alınır ve Çanakkale’de şehit düşer. Efe Ayşe, eşinin şehit düşmesi üzerine Kayacık Köyü’nden ayrılarak tekrar eski köyüne yerleşir. Yunanlıların 1919 yılında Aydın’ı işgal etmeleri ve İmam Köy’ü ele geçirmeleri üzerine Ayşe Kadın silahlanarak Yunan askeri Aydın’a doğru geldiğinde iki arkadaşıyla birlikte karşılarına çıkar.  

  

Menderes’in ötesine, Çine ve Yenipazar tarafına biz Aydınlılar suyun öte tarafı deriz. Suyun öte tarafına geçmeye çalışırken arkadaşlarının kayıktan düşüp boğulması üzerine geri döner. 

Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendisine bir tüfek alır. Ardından dağa çıkarak Yörük Ali Efe’ye katılır. Aydın’ın kurtuluşu olan 7 Eylül’e kadar Yunanlılara karşı savaşır. Umurlu’daki Sancaktar Ali Efe Grubu’na katılan Ayşe kadın, aynı gruptaki Çiftlikli Kübra ve Ayşe Çavuş’la ilk Kepez sırtlarında düşmana karşı savaşır, daha sonra Aydın Cephesi’nde yer alır. Düşmanın Yörük Ali Efe ve diğer efelerle Aydın’dan çıkartılması üzerine köyüne geri döner. Aydın’ın Yunanlılar tarafından ikinci kez işgal edilmesi üzerine tekar Yörük Ali Efe Grubu’na katılarak Köşk Cephesi’ndeki çatışmalarda katılır ve Milli Mücadele’nin sonuna kadar savaşır.  

Efe Ayşe, Milli Mücadele’deki başarısından dolayı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önerisiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası’na layık görülür. Ölene kadar köyündeki tek katlı evinde mütevazı bir hayat sürer. O dönemdeki efeler dağıtılan arazilerden kendilerine bir karış bile yer almamışlardır. “BİZ NE YAPTIYSAK, VATAN İÇİN YAPTIK” DEMİŞLERDİR. BUNU BİZZAT DEDEM GURBETİN ALİ’DEN duymuştum.

Efe Ayşe, “bazı kadınların içinde pehlivan, bazı erkeklerin içinde de korkaklıklarından dolayı bir kadın gizlidir.’’ demiştir. “Kemer belindir, çizme ayağın, börk başındır. Mademki burası bizim vatanımız, biz de bu vatan için gerektiğinde ölmeliyiz” demiştir.

Öldüğünde İmamköyde toprağa verilir. Çete Ayşe’nin İmam köy Kahve Meydanı’na bir de büstü dikilmiştir. 2010 yılında yine bu köyde “Çete Ayşe” adıyla sinema filmi de çekilmiştir.

İstiklal Savaşı sırasında pek çok vatansever bir araya gelip düşmanı topraklarımızdan atabilmek için silaha sarılmıştı. Gönüllü olarak teşkilat kurup savaşan bu kahraman gruplara “çete”, teşkilatı kuran kişilere de “Çeteci” denmiştir. Çete Ayşe de bu kahramanlardan biridir.

Efe Çete Ayşe, ilk kez Kuvay-i Milliye tarihinde efe elbisesi giymiş, ilk kez “Efe” unvanını almış mücahit bir kadındır. 

 

Kastamonu’da Halime Çavuş, 

Erzurum’da Kara Fatma (Seher), 

Adana’da Melek Hanım, 

Erzurum’da Nene Hatun neyse, dağlarından yağ, ovalarından bal akan, efeler diyarı Aydın’da da Efe Çete Ayşe odur. 

Huriye ve Hafize adlarında iki kızı vardır. İSTİKLAL HARBİNİN ÇETE TEŞKİLATINI, KUVAY-İ MİLLİYE TEŞKİLATINI SAYGIYLA SELAMLARIM.

 

DEDEM Yenipazarlı EFE GURBETİN ALİ DAHİL HEPSİNİN MEKANI CENNET OLSUN.

 

AYDIN VE ÜLKEMDE GÜNÜMÜZDE DE EFE ÇETE AYŞE GİBİ BİRÇOK ATATÜRK KADINI VAR.

 

İYİ Kİ VARSINIZ TÜRK ANALARI.

Değerli kardeşim Halil Çevik’ten aldığım kısa bir bilgiye göre Efe Ayşe hakkında aşağıdaki hususları da not edelim:

Atatürk, Nazilli’deki basma fabrikasının temelini atmaya geldiğinde Efe Ayşe’yi yanına alan Adnan Menderes Atatürk’ü Aydın’a davet eder. Atatürk’ün hiç zamanı yoktur ama Efe Çete Ayşe’nin hatırını kırmamak adına şehre gelir ve o günkü CHP il binasında 2 saat boyunca Adnan Menderes’le vakit geçirir.

   

Daha sonraki seçimlerde Adnan Menderes Aydın’dan aday olur ama kazanamaz. Bunun üzerine Atatürk onu Efe Ayşe’nin hatırına Kütahya’dan milletvekili yapar.

URFALI değerli Kardeşim Avukat Selahattin Görköy’den aldığım bilgiye göre Milli Mücadele’de Urfalılar işgalci Fransızlara karşı Kuvay-i Milliye birlikleri kurar; halk da bu birliklere katılırlar. Fransızlara karşı savaşan işte bu halktır. SİVİLLERE ÇETE DENİR URFA’DA. Urfa için yazılan kurtuluş marşının bir kıtası şöyledir: “Kolumu salladım toplar oynadı/Kardaş içinden çete kaynadı/Yaşasın Urfalılar teslim olmadı/Yürü yürü yürü kumandanlar yürü/Çetelerin gidiyor, dönmüyor geri.

AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sn. Mustafa Savaş gazetecilerle buluştu Makale: AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sn. Mustafa Savaş gazetecilerle buluştu