Çankaya Köşkü"nde, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri için düzenlenen törenin ardından verilen resepsiyonda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile konuşma fırsatı buldum. Sohbetin ana gündem maddesi, kuşkusuz “ekonomik kriz” ve “KDV indirimi”ydi. Sohbetimizde şu ortaya çıktı: IMF, değil indirilmesi, KDV"nin çıkarılması konusunda Hükümet"e ısrar ediyor. Ancak, Başbakan, en azından KDV"nin mevcut halde kalmasından yana. Son iki günde görüştüğüm, özellikle reel sektöre yakın bakanların “KDV inmeli” yaklaşımlarına rağmen IMF ile masada olan Hükümet"in zorlukları var.

Başbakan, bankaların finans yapısı ile ilgili ise iyi haberler verdi. Buna göre, Merkez Bankası, bankaların “munzam karşılıkların indirilmesi” konusundaki talepleri ile ilgili çalışıyor. Erdoğan, bankaların YTL"ye ilişkin sorunu olmadığını belirtirken de, “O konuda Merkez Bankası zaten gereğini yapar. Sıkıntı döviz kredilerinde. Bizim bankalarımız, Batı bankalarının durumuna düşmedi. Çünkü, 2001 krizinin dersini iyi aldık. Bankalarımızın sermaye rasyosuna bakıyoruz, gayet iyi. Bizimkilerden tehdit sınırında olan banka yok” vurgusu yapıyor.

IMF anlaşması yılbaşına yetişebilir

Başbakan, IMF ile kredili anlaşma imzalanabileceğinin sinyallerini de şu sözlerle verdi:

“IMF ile stand - by da olabilir, normal anlaşma da... Paradan ziyade ilke bazında anlaşmamız önemli. Şu anda o görüşmeler sürüyor. Yılbaşına kadar da yetişebilir. Biz IMF"e diyoruz ki, "Biz kepenk indirmeyiz". Onlar yatırımlar konusunda talepte bulunuyorlar. IMF ile kıran kırana pazarlık yapılır. Adeta aslanın ağzındaki ekmek alınır. Bazıları bunu bilmiyor. Bazı sivil toplum örgütleri, bir yandan "IMF ile anlaşın" diyor bir yandan da "KDV"yi indirin" diyor. Bekâra karı boşamak kolaydır. IMF, "KDV"yi arttırın" diyor biz buna direniyoruz. Tekstilde ve bazı sektörlerde KDV indirimi yaparken IMF karşı çıkmıştı ona rağmen yaptık.”

Erdoğan, krizi aşmak için bayramdan sonra Körfez ülkeleri turuna çıkacağını ve çeşitli enstrümanlar deneyerek finans arayacaklarını da anlattı. ABD"nin 11 ülke ile SWAP (takas) anlaşması imzaladığını ifade ederken, “Belki biz de yapacağız. ABD ile de olabilir, konuşuyoruz, başka ülkelerle de” diye ekledi.

İlk altı aya dikkat!

Erdoğan, ekonominin genel durumu itibarıyla, “ilk 6 ayın zor olacağı” vurgusunu yaptı. Kontrollü bir dönem olacak bunun farkındayız” dedi. Turizm sektöründe bir sorun beklemediklerini ifade etti. “İnsanlar, özellikle küresel bazda keyiflerinden taviz vermezler. 2008"de rakamlar iyiydi, 2009"da sorun beklemiyorum” tespitinde bulundu. Ayrıca, KOBİ"ler konusunda Eximbank"ın bir çalışma içinde olduğu gündeme geldi. Erdoğan, “Bizim o noktada hedefimiz daha çok ihracata yönelik” dedi.

Otomobile vergi indirimi geliyor

“Durgunluk sinyali var mı?” sorusu ardından konu AKŞAM"ın “KDV indirimi” önerisine geldi. KDV indirimi en azından bu aşamada mümkün görünmüyordu ama Başbakan"ın vergi indirimine aslında soğuk bakmadığı şu ifadelerinden anlaşıldı: “Hangi alanda hangi sektörde daralma var o önemli. Otomotivde daralma var. Fransa"da depolarda 1 milyon araç var. Araç başına 1000 euro teşvik başlatıyorlar. Biz de şimdi hurda araçlar üzerinde çalışıyoruz. 15 - 20 yıllık araçları getirenlere, yeni araç alırken, vergi teşviki vereceğiz. Vergi indirimi yapacağız.”

Durum böyle. Görünen o ki IMF ile masada olmak hükümetin elini kolunu bağlıyor. İşte bu nedenle en azından şimdilik sadece otomotiv sektörü için vergi indirimi geliyor.

Bu arada değinmeden geçemeyeceğim. Dün Köşk"te, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül"ün, Yaşar Kemal"e, Turgut Cansever adına eşine ve Dr. Alaeddin Yavaşça"ya ödül vermesiyle çok güzel bir resim oluştu.