Gürültüyü, şamatayı, gösterişi fazlasıyla seven bir toplumuz.

Eğlencede, kınada, düğünde kalabalıklarla öğünür ve kalabalıklarla değerlendiririz programın kalitesini.

Hatta cenazede bile aynısını yaparız. Ne sevilen kişiymiş be… Şu cenazedeki kalabalığa bak deriz. Deriz de; İster istemez aklıma Koca Yunus’ un şu şiiri gelir;

Bir garip ölmüş diyeler

Üç gün sonra duyalar

Soğuk suyla yuyalar

Şöyle garip bencileyin…

Ve konvoylar… Sünnet konvoyları… Arabalardan sarkıp çılgınca bağıran çocuklar ve hatta yetişkinler…

Düğünlerimizde de aynısı. Gelin arabası önde diğerleri arkada, arabaların kornaları ciyak ciyak bağırır, şehir merkezinde ve kavşaklarda trafik bir güzel kördüğüme döner.

***

Şimdi de malum seçim mevsimindeyiz…

Malumunuz dedim ama sözün gelişi… Saat sabahın dokuzunda başlayıp akşamın geç vakitlerine kadar sokaklarda insanın kulak zarını patlatırcasına, beynine dank dank vururcasına dolaşan parti arabaları… Fazlasıyla malumuz yani… Ama çoğunlukla ne söyledikleri bellidir, ne çaldıkları…

 Çıksanız da sokağa vatandaşa sorsanız büyük bir çoğunluğu böyle dolaşmasınlar, sadece gürültü oluyor, rahatsız oluyoruz diyeceklerdir.

Diğer yandan da her hangi bir partinin arabası bir görünmesin, o zamanda; Yahu bu partinin Aydın’da iddiası yok galiba… Şimdiden pes etmiş. Baksana ortalarda görünmüyor diye bir düşünce belirteceklerdir. Böyle de tuhaf bir durum yok değildir hani.

Bir de seçime birkaç gün kala partilerin tamamen gövde gösterileri olan konvoylar vardır. Arka arkaya ortalığı yıkarcasına bağırtılı ve hareket etmek ile etmemek arasında yürüyen yüzlerce binlerce arabalı konvoy… Sonrasında çarşıda, pazarda, kahvehanelerde bu konvoyların kritiği… Falan partinin ne konvoyu oldu be… Bir ucu şehrin girişi, diğer ucu çıkışında… Filan partininki pek de azdı be… gibi değerlendirmeler… Hey be gözünü sevdiğimin konvoy ve bağırtı demokrasisi…

Ama gerçekten de yakışmıyor artık… Bu çağda, bu iki binli yıllarda, partili adayların sokaklarda bangır bangır çığırarak, kendilerini göstermeleri güzel olmuyor. Her şey çok değişti artık, çok değişti.

Bir tek bu parti konvoyları, şarkıları, bağırtıları ve konvoydaki araba sayılarıyla öğünmeleri değişmedi. Oysa günümüzde seçmeni etkilemek için seçenek çok fazla. Yazılı ve görsel basın var. Sosyal medya var.  İletişim ve reklam teknolojileri var. İnsan mühendisliği var. Toplum mühendisliği… var oğlu var yani…

Elbette projelerini, seçim programlarını açık bir şekilde anlatabilirler.

İstisnalarını tenzih ederim, ister istemez aklıma şu geliyor. Ya politikacılarımız kendilerini hiç geliştiremedi ve oldukça sığ, ya da çok kurnaz olup halkı böyle gürültülü patırtılı seviyesiz şeylerle etkileyebileceklerini sanıyorlar. Tabi her ikisi de olabilir.

Yazık artık… Hele hele petrole bağımlı bir ülke olarak, ülke genelinde sokağa akıtılan benzin-mazot parasına yazık. 

Sonradan çöp haline gelen parti flama ve bayraklarına yazık. 

Halkı haftalarca vakitli vakitsiz rahatsız etmelerine yazık…

Trafiği alt üst edip vatandaşın güvenli ve sakin seyrini bozmalarına yazık…

Mitinglerde yöre halkından çok,  çevre illerden gelen ve getirilen partililerin harcadıklarına, emeklerine ve göz göre göre söylenen yalanlara yazık…

Artık bu işler değişsin diyorum. Gürültü arabalarıyla yapılan seçim işkenceleri bir sona ersin.  Sakin ve seviyeli olsun bu tanıtımlar…

Kazasız belasız bir seçim süreci ve sonuçlarının devlet ve milletimize hayırlı olması dileklerimle…

Sağlıcakla kalın…