Dışişleri Bakanı Fidan: İsrail'e açılan soykırım davasına müdahil olma kararı aldık Dışişleri Bakanı Fidan: İsrail'e açılan soykırım davasına müdahil olma kararı aldık

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ortak basın toplantısı düzenliyor. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

  • Türkiye'yi yakından tanıyan sayın cumhurbaşkanı ülkemizi birçok kez ziyaret etti. Türk Alman dostluğunun gelişeceğine inanıyorum. Cumhurbaşkanının ilişkilerimizi ilerletmekten bizimle aynı görüşte olmasından memnuniyet duyuyorum. 6
  • Şubat'taki dayanışması için tekrar teşekkür ediyorum. Gaziantep'teki ziyareti bizleri ayrıca memnun etmiştir. Çok boyutlu ilişkileri ele aldık. Güvenlikten ekonomiye her alanda yoğun ilişkilere sahibiz.
  • 50 milyarlık ekonomik ilişki hacmini 60 milyara çıkarmayı hedefliyor, savunma sanayindeki kısıtlamaları artık gündemimizden çıkaralım istiyoruz.
  • Engelleri değil bundan sonra ortak üretimi konuşacağımızı ümit ediyoruz. Turizmdeki iş birliği gelişmekte. 6 milyon Alman'ı ağırladık. Bu rakamın daha yukarı çıkacağına inanıyorum.
  • Türkiye ve Almanya'nın bilhassa savunma alanında engelleri değil, bundan sonra ortak üretim projelerini konuşacağını ümit ediyoruz.  63 yılda Türk toplumu gurbetçilikten çıkarak Almanya'da kritik rolleri üstlenmeye başladı. Vatandaşlarımızın kültür sanattan bilime kadar her alanda başarılarına şahit oluyoruz. Engelleri tek tek aşarak beşeri köprü vazifesi gören vatandaşlarımızla gurur duyuyoruz.

  • Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri de gündemimizde yer aldı. Gümrük birliği ve vize serbestisi başta olmak üzere atılması gereken adımları ele aldık. Sayın cumhurbaşkanı ile bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde de bulunduk. 

Çifte vatandaşlık yasası

  • Almanya'daki Türkleri ilgilendiren konuları da ele aldık. Çifte vatandaşlığı mümkün kılan yasayı önemli adım olarak görüyoruz. Almanya'da yükselen İslam düşmanı örgütlere ilişkin endişemiz giderek artıyor.
  • Solingen benzeri saldırıda 4 kardeşimizi kurban verdik. Hadisenin tamamen aydınlatılması konusunda beklentimizi paylaştım. Terör örgütleri ile mücadeleye de değindik.
  • Daha etkin iş birliğine ihtiyacımız var. Dayanışma beklediğimizi ifade ettim. Türkiye AB ilişkileri de yer aldı gündemimizde. Atılması gereken adımları ele aldık
  • .Sayın cumhurbaşkanı ile küresel meseleleri konuştuk. Gazze'deki zulmün son bulması çağrımızı tekrarladım. Netanyahu tüm bölgenin güvenliğini tehlikeye atıyor.
  • Katliamı gündemden düşürme çabalarına prim verilmemeli. Barışa yönelik tehdidin arttığının herkes bilincinde. Geçtiğimiz hafta tırmanan gerilim en çarpıcı örneğidir. Izdırap nesiller geçse de unutulmayacak.
  • İlk günden kararlı cesur duruş sergiledik. Bundan sonra da yardımın ulaşması için çabalarımızı sürdüreceğiz. 2024 Avrupa Furtbolu finalleri Almanya'da düzenlenecek ve milli takımımız da mücadele edecek. Takımımıza kolaylıklar diliyorum.

 "100. yılında Türkiye'ye gelmek çok önemliydi"


Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'in açıklamaları şöyle:

  • Burada misafiriniz olmaktan çok mutluyum. Hemşehrilerinizin konukseverliğini birebir yaşadım. İstanbul, Gaziantep, Ankara'ya davetiniz için teşekkür ederim. Görüşmelerim son derece yararlı oldu.
  • 2 yıl önce Rusya'nın Ukrayna'ya saldırı savaşından çok kısa süre önce görüştük. İkinci görüşmemiz Berlin'de, kasım ayında, Hamas'ın saldırısından 1 ay sonraydı. Bu iki olay tehlikeli bir zamanda yaşadığımızı gösteriyor.
  • Bu gerçekler bizim siyasi hayatımızı ne kadar da etkilese ilişkilerimiz zengin ve uzun geçmişe dayanıyor. Benim için diplomatik ilişkilerimizin başlamasının 100. yılında Türkiye'ye gelmek çok önemliydi.
  • Özellikle insani ilişkiler bizim bağlarımızı özel kılıyor. Dünyadaki hiçbir ülkeyle Almanya'nın bu kadar yoğun, dostane, ailevi ilişkileri yoktur. Yaklaşık 3 milyon Türkiye kökenli insan, 4 kuşak önce işgücü anlaşmasının 1961'de imzalanmasından sonra Almanya'da yaşıyor.
  • Onların öyküleri bizim ülkemizi şekillendiriyor. Siyasi hayattan, ekonomi ve kültür hayatında bu kuşakların temsilcileri bana ziyaretimde temsil ediyor.
  • 100 yılı aşkın bir süre önce zanaatkârlar Almanya'daki yoksulluktan kaçarak Türkiye'ye gelmişlerdi. 20'li yıllarda Alman bilim adamları, mimarlar gelmişlerdi. Nazi Almanyasında baskıya uğrayan çoğu Yahudi olan aileler buraya geldiler. Bugün Ankara Üniversitesi'nde bu konuda yeni bilgiler edindim.
  • Tarihi bağlılığımız son derece güncel. 1 yıl önce güneydoğusunda yaşanan depremi yaşadık. İnsani yardım kuruluşları, doktorlar çok kısa sürede geldiler. Tabii ki Almanya'dan çok yoğun maddi destek de sağlandı.
  • Dün deprem bölgesini ziyaret ettim. Orada yeniden inşa çalışmalarının ne kadar takdire şayan olduğunu ifade ettim. Burada aynı zamanda Suriyeli göçmenler de depremin mağdurları oldular. Onlarla da konuştum. Almanya olarak depremzedeleri unutmayacağız, desteklemeye devam edeceğiz.

"Ekonomik ilişkilerimizi daha geliştirmek zorundayız"

  • Hep birlikte iki ülke arasındaki ticaretin 55 milyar euro hacmiyle yeni rekor seviyeye ulaştığını söyledik. Türkiye'deki finans politikalarındaki reformlar Avrupa'da takdirle karşılanıyor. Bana refakat eden Maliye Bakanı da bilgi verdi. Ülkelerimiz zor dönemlerden geçiyoruz. Ekonomik ilişkilerimizi daha geliştirmek zorundayız.
  • Türkiye-AB arasındaki ilişkiler konusunda basın özgürlüğü, hukuk devleti ilkeleri son derece önemli. Almanya, AB zirvesi sırasında bu konuda somut ilerlemelerinin kaydedilmesi konusunda çaba harcamamız gerektiğini söyledik.
  • Türkiye'nin gayretli bir sivil toplumu var. Ülkelerin iyiliğini isteyen, çabalayan insanlar var. Türkiye'ye dinamik, demokratik Avrupa'ya yönelen gelişim diliyorum.
  • Biraz önce söylediğim gibi dünyadaki gelişmeler hepimizi endişelendiriyor. Sayın Cumhurbaşkanıyla bunu da ele aldık. Özgüvenli yeni ülkeler ortaya çıkıyor. Türkiye ile Almanya aslında tek ortaklar değil. Biz özellikle iki ülke olarak birbirimiz için vazgeçilmeziz. Birbirimize ihtiyacımız var NATO'da, G20'de.
  • Ortak çıkarlarımızı ön plana çıkarmalı, ortak çözümler bulmalıyız. Kıbrıs konusunu ele aldık sayın Cumhurbaşkanıyla. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırı savaşı da önemli konuydu. ABD'de uzun süredir beklenen siyasi kararların verilmiş olmasından memnuniyet duyduğumuzu ifade ettik.
  • Türkiye'nin de Ukrayna'yı desteklediğini biliyoruz biz de aynı şekilde bu desteği vermeye çalışıyoruz. Bu desteği askeri ve ekonomik açıdan sürdüreceğiz.
  • Hamas bu vahşice saldırıyla İsrail'e 1200 kadını, erkeği ve çocuğu öldürdü. 6 ayı süredir 300'ü aşkın rehineyi hala tutuyor. Bize göre 7 Ekim saldırısı olmasaydı Ortadoğu'daki bu savaş olmazdı. Aynı zamanda ortak hedeflerimizi tekrar vurguladık. Gazze'deki insani durumu düzeltmek zorundayız. Savaşın bölgeye yayılmasını engellemeliyiz. Bu konuda da Türkiye'nin önemli bir görevi var.
  • Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte hepimizin bölgedeki ilişkilerimizi kullanmamız gerektiğini konuştuk. Özellikle rehinelerin serbest bırakılması için.
  • Hemfikir olduğumuz bir konu Filistinliler için siyasi perspektif olmadan orta ve uzun vadede İsrail için güvenlik sağlanamaz. Bu siyasi perspektif iki devletli bir çözüm olabilir. Bu konuda adım atmalıyız.
  • Bu zor dönemlerde Türk-Alman ilişkilerine yeniden ivme kazandırmalıyız. Çok yoğun detaylı görüşmelerimiz sonrasında size tekrar davetiniz için tüm gönlümle teşekkür etmek istiyorum. Konukseverliğiniz ve açıksözlülüğünüz için teşekkürler."

"Alman dostlarımızın manzarayı görmesi lazım"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, DW Türkçe Yayınlar Sorumlusu Erkan Arıkan'ın, "Sık sık İsrail'e karşı sesinizi yükseltiyorsunuz. Netanyahu'yu Nazi yöntemleri uygulamakla suçluyorsunuz fakat aynı zamanda yoğun ticari ilişkileri ayakta tutuyorsunuz. Bunu nasıl açıklayabilirsiniz?" sorusu üzerine ise şunları söyledi: "Yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz. O iş bitti. Bunu da kısa zaman önce dışişleri bakanım açıkladı. Fakat şunu bilmenizi istiyorum. Şu anda İsrail'in Gazze'ye yaptığı saldırılardaki ölüm sayısı ne yazık ki 45 bini buldu. Bu manzarayı Alman dostlarımızın görmesi lazım. Gazze tamamıyla yerle yeksan olmuş. Ve bütün bunların yanında tüm Batı kimin yanında yer alıyor? İsrail'in yanında yer alıyor. Biz şu anda rehinelerin takası noktasında bir gayretin, mücadelenin içerisindeyiz. Temenni ederiz ki bu takasta başarılı oluruz."