Kent konseyleri, kentlerin sağlıklı gelişimi için gerekli unsurların başında gelmektedir. Konsey içindeki sivil toplum kuruluşları, kentin her türlü sorununu bire bir yaşayıp gördükleri için, yapılması gerekenleri çok iyi irdeleyebilmektedir. Yerel yönetimler de bu konseyden gelen istekleri değerlendirip, kentlerini daha yaşanabilir bir yere dönüştürmek için çalışırlar. Sorunları yerinde ve yerel güçlerle birlikte çözmek en akılcı yoldur. Böylece sorunları sahiplenen ve çözümüne katkı koymaya çalışan bilinçli paydaşların oluşumu sağlanmış olacaktır. Konsey içinde resmi olarak belediyelerden sekretarya için yetkililer bulunur. Bunlar aynı zamanda iletişimi de sağlar.

İki yıl önce Haziran ayında yapılan seçimler, Efeler Kent Konseyi’nin geleceği için beni umutlandırmıştı. Efeler Kent Konseyi başkanı Dr. Tuncay ERDEMİR, üçte iki çoğunlukla seçilmiş, yönetim kurulu listesi de büyük çoğunlukla kabul görmüştü. Ayrıca, şimdiye kadar görülmemiş bir katılımın varlığı, Efeler Kent Konseyi’nin bundan sonra iyi işler çıkarmak zorunda olduğunu da herkese göstermişti. Seçilen yönetimin arkasında büyük bir desteğin bulunmasının yanında, karşısında olan bir grubun da bulunması, seçilenlerin daha dikkatli ve ciddi işler yapmasını sağlayacaktı. Burada şunu da belirtmek isterim ki, Efeler Belediye Başkanı Mesut Özakcan’ın konuya büyük önem vermesi ve çalışmaları desteklemesi memnuniyet verici gelişmeydi. Efeler Kent Konseyi, seçildiği zaman kısa süre içerisinde çeşitli toplantılar yapmış, bu toplantılarda olumlu kararlar almış ve ilk çalışmalarına başlamıştı.

Buraya kadar her şey güzel. Peki son durum nedir?

Efeler Kent Konseyi istediği çalışmaları yapamamıştır. Bildiğim kadarı ile kent için çok sayıda karar almış, çeşitli öneriler hazırlamış, kültürel ve sosyal anlamda örnek gösterilebilecek projeler oluşturulmuştur. Kent Konseyi Başkanı Sayın Tuncay ERDEMİR geçmiş döneme göre olağanüstü bir gayret ile bir şeyler başarabilmek için oldukça yoğun emek vermiştir.

Gelin görün ki bu kadar emek boşa gitmiştir. Boşa gitmesinin sebebi, Konsey ile Belediye arasında iletişimsizlik ve Belediye’nin Konsey’den gelen projelere ilgisiz kalmasıdır. Halbuki Konsey toplantılarına her zaman ilgili, ilgisiz bir çok belediye personeli ve meclis üyeleri katılmıştır. Bu manzara bizlere çok iş başarılabileceği manzarasını gösterse de, gerçekte böyle olmamıştır. Belediyeden çok sayıda ilgilinin gelmesi anlamsız kalmıştır. Hatta bu kadar belediye yetkilisinin bulunması vesayet tartışmasına sebep olmuştur. Kent Konseyi hiçbir belediye yetkilisinin malı ya da babasının çiftliği değildir. Bu yetkililerden bazılarının hangi sıfatla orada bulunduğunu anlamakta mümkün olmamıştır. Oysa burada alınan kararlar Belediye Meclisi’nden geçse, bu kişiler bu iş için uğraşsa daha yararlı olurlardı. Çünkü konseylerin asıl görevi danışma kurulu niteliğindedir, tavsiyelerde bulunur, belediyeler bu tavsiyeleri dikkate alıp hayata geçirirler.

Sonuç olarak, Kent Konseyi Başkanı ve birkaç üyenin gayreti yeterli olmamıştır. Hani bir deyim vardır; ‘’dağ fare doğurdu’’diye. Belediye sayesinde Kent Konseyi fare bile doğuramamıştır. Belediye tarafından oluşum sürecinde başlayan hatalar, zincire dönüşmüş ve sağlıklı bir çalışma ortamı olmamıştır. Umarım 18 Haziran tarihinde yapılacak Genel Kurul sonrası Belediye ve Konsey daha katılımcı, daha sağlıklı bir iklim oluşturup kentimize yararlı çalışmalarda bulunurlar.

Taşlar değil, yapılan işler anıtları meydana getirir. (Motley)