Caz, daima bir azınlığın işi olageldi.30’lu yılların Swing (her türlü toplumsal felaketlere rağmen insanları dans ettirebilmeyi başarabilmiş caz türü) döneminde bile, yaratıcı siyah müzisyenlerin yaptığı caz (bir iki istisna dışında) dar bir kitle tarafından kabul gördü. Ancak yine de, cazla ilgilenenler ve onu destekleyenler çoğunluğu etkilemiştir. Çünkü; yüzyılımızın popüler müziğini besteleyen cazdır. Tv polisiyelerin müziğinden tutun, asansörlerde, otel lobilerinde ve radyo reklamlarında filmlerde kulağımıza çalınan ya da çarliston’dan rock’a funk ve hip hop’a kadar dans ederken duyduğumuz günümüzün popüler müziğinde bizi saran bütün sound’lar cazdan gelmektedir.İşte bu nedenle cazla derinlemesine ilgilenmek bizi kuşatan sound’ların kalitesini yükseltmektedir. Cazın farklı türleri biçimleri ve stilleri vardır. Caz müziğinin stillerindeki evrim müzikal olarak keyif anlamında bizi doruk noktasına ulaştırır. Cazın ilk stilleri 1890’da Ragtime, 1900’lerde New Orleans, 1910’larda Dixieland, 1920’lerde Chicago,1940’lar Bebop, 1950’lerde Cool,hard bop,1960’lar serbest caz ve günümüzün modern cazı gelir.

60 sene içerisinde bu denli zıt ama böylesine elle tutulur bir şekilde birbirine bağlı stiller geliştirebilmiş bir başka sanat dalı var mıdır?

Birçok caz müzisyeni çaldığı stille, içinde yaşadığı zaman arasındaki ilişkiyi hissetmiş ve dinleyicilerine de hissettirmiştir.

Caz müziğini ayakta tutan şey canlılığı yaşıyor olmasıdır…

Eski New Orleans’ın en büyük müzisyenlerinden birisi olan Sidney Bechet; “Ne yaşıyorsam, onu çalıyorum.” demişti. Charlie Parker ise ;”Müzik senin kendi deneyimin, bilgeliğin, fikirlerindir. Bütün bunları bizzat yaşamamışsan, aletinden yansıtamazsın.”

Caz müzisyenlerinin hayatı daima müzikle şekillendi. Yazımın sonlarına doğru gelirken sizlere dinlerken keyif aldığım birkaç caz müzisyeni ve parçalarını paylaşmak istiyorum:

*Louis Armstrong - “What a wonderful world”

*Bessie Smith -“After you have gone”

*Duke Ellington -“Take the a train”

*Sarah Vaughan -“Black coffe”

*John Leslie Montgomery -“Yesterdays”

*Benny Goodman -“Sing sing sing

*Dexter Gordon -“Lullaby of Birdland

*Oscar Peterson -“I Love Paris”

*Charlie Parker -“All the thins you are”

*John Coltrane -“Blue Train”

*Dizzy Gillespie -“A night in tunusia”

*Dave Brubeck -“Take five”

*Miles Davis -“Autumn Leaves”

*Lester Young -“All of me”

*Ray Charles -“I got a woman

*Charles Mingus -“Moanin”

*Billie Holiday -“I’ll be seeing you”

*Nina Simone -“Don’t let me be misunderstood”

*Ella Fitzgerald -“Cry me a river”

*B.B.King -“Blues Boys Tune”

*Frank Sinatra -“My way”

*Chet Baker -“My funny valentine”

*Sharon Jones -“100 days, 100 nights”

Ülkemizde de son dönemlerde dinlediğim Türk cazcılarıdan örnek vermem gerekirse; Ozan Musluoğlu, Önder Foçan, Meltem Ege, Ece Göksu, Ferit Omdan, Tuluğ Tırpan,Julide Özçelik,Jehan Barbur,Baki Duyarlar,Hediye Güven,Şenay Lambaoğlu, İlhan Erşahin, Kerem Görsev ve Uraz Kıvaner’dir.

Caz dolu günler dilerim,sevgiyle kalın…