Çoğunluğu ilkokul mezunu anneler, bilgisayar kullanmayı ve İngilizceyi öğrendi. Kitap yayımlayan ve kendi yazdıkları oyunu sahneleyen veliler, şimdi kazandıklarıyla okulun ihtiyaçlarını karşılıyor.
Aydın Avukat Cevat Aldemir İlköğretim Okulu’nda oluşturulan Yaşan Boyu Eğitimciyiz ekibi, hazırladıkları “Annem Okulumda Öğrenci” projesiyle Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurt genelinde uygulamaya koyduğu “Okullar Hayat Olsun” projesinin Türkiye’ye örnek olacak bir uygulamasını gerçekleştirdi. 2 yıldır Anne Eğitim Sınıfı’nda okulun kapılarını velilere açarak bir yaşam alanına çeviren Avukat Cevat Aldemir İlköğretim Okulu, Bakanlığın başlatmış olduğu “Okullar Hayat Olsun” projesinin en iyi uygulandığı ve arzulanan sonuçların ortaya çıktığı başarılı bir çalışmayı ortaya koyarak Aydın’ın projeye en hazırlıklı ve projenin en başarılı uygulandığı il olduğunu göstermiş oldu.

SORUNLAR TESPİT EDİLDİ
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Toplam Kalite Yönetimi programı kapsamında 2010 yılı Eylül ayında çalışmalarına başlayan Yaşam Boyu Eğitimciyiz ekibi, işe öğrenci velilerinin profilini ortaya koyarak işe başlamış. Sosyo-ekonomik yapısı oldukça kozmopolit olan velilerin eğitim durumunun ise yüzde 1’inin üniversite, yüzde 7’sinin lise, yüzde 8’inin ilköğretim, yüzde 72’sin ilkokul mezunu, yüzde 3’ünün okuryazar ve yüzde 9’unun ise okuryazar olmadığı tespit edilmiş. Eğitimli anne-babaların çocukların eğitimine katkı sağlayacağı düşüncesinden yola çıkan ekip; annelerin kendileri ile çocuklarını geliştirmede ve ifade etmede yetersiz kaldıkları, öğretmenlerin aileleri ile çocuğun gelişimine katkı sağlayabileceği stratejiler oluşturamadığı ve Okul- Aile-Çevre işbirliğini sağlayacak organizasyonların yetersiz kaldığını tespit etmiş.

EĞİTİM ANNELERDEN BAŞLADI
Annelerin yaşam kalitelerini geliştirip oluşacak sağlıklı aile ortamıyla çocuğun eğitimine katkı sağlamayı amaçlayan Yaşam Boyu Eğitimciyiz ekibi, “Çocuğu eğitecekseniz işe babaannesinden başlayınız” sözünün önemine inanarak anneleri çeşitli alanlarda eğitimler vermeyi kararlaştırdı. İlk yıl 20 annenin kayıt yaptırdığı Anne Eğitim Sınıfı’nın öğrenci sayısı 1 ve 2. Sınıf olmak üzere bu yıl 40’a ulaştı.
İnternet, yazı tahtası, kitaplık ve satranç panosu kazandırılan derslikte annelerin yazdığı şiir ve hikayelerin asıldığı ‘Annelerimizin Sesi’ panosunu oluşturuldu. Çocuklarıyla birlikte haftada 3 gün 4’er saat derse gidip gelen anneler, ilk önce bilgisayar kullanmayı, satranç oynamayı ve İngilizce konuşmayı öğrendi. Teknoloji-tasarım dersi, annelerin hünerlerini sergiledikleri ürünlerin ortaya çıkmasını sağladı. Bu derste, toplanan atık malzemeler annelerin ellerinde adeta birer sanat eserine dönüştü.

EĞİTİM KAZANCA DÖNÜŞTÜ
2010-2011 eğitim öğretim yılının sonunda çocuklarıyla birlikte karnelerini alan annelerin ikinci döneminin başında farkındalıkları artmaya başladı. Özgüvenlerini kazanan bayan veliler, Dünya Kadınlar Günü’nde Satranç Turnuvasına katılma cesareti gösterdi. Annelerin yazdığı şiir ve hikayelerin toplandığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları arasına giren “Güneş Annemin Yüzünde Doğuyor” adlı eser, bin 500 adet basımı yapılarak Türkiye’nin her köşesindeki kitap evlerinde yerini aldı. Anneler Günü’nde Aydın Kültür Merkezi’nde kendilerinin yazıp oynadığı tiyatro gösterisi ve kendi şiirlerinden oluşan şiir dinletisini yüzlerce kişiye sunan örnek anneler, sahne performanslarıyla çeşitli kurumlardan davet almaya başladı. Sahnede annelerinin rol arkadaşı olan minikler büyük gurur yaşadı. Okulda öğrendikleriyle atık malzemeleri sanat eserine dönüştüren Anne Eğitim Sınıfı velilerinin katkıları ile yapılan kermeslerle sadece geçen yıl okul- aile birliği bütçesine 5 bin 35 TL katkı sağlandı.

“EŞİM VE ÇEVREME KENDİMİ İSPATLADIM”
Anne Eğitim Sınıfı açıldığını duyunca kendisinin de çalışmaya katılmak istediğini ifade eden Nurşen Akgül, “Ev hanımı olmanın kısır döngü içerisinde kendimi geliştirmeye yönelik hiçbir çalışma yapamıyordum. Ekibe katılmamla birlikte öncelikle özgüvenim gelişti. Kalemi elime alıp yazı yazmakta zorlanırken; şiir ve hikaye yazdım. Kendi yazdığımız senaryoyu davet edildiğimiz farklı yerlerde izleyicilere sahneledik. Arkadaşlarımla satranç turnuvasına katıldık. Okulumuza sosyal yaşam alanı kazandırdık. Yazdığımız şiirlerden oluşan bir şiir kitabı yayınladık. Çocuklarımla birlikte daha kaliteli zaman geçiriyorum. Kısacası mutluyum ve etrafıma mutluluk saçıyorum. Eşim bile benim bunları yapabileceğime inanmıyordu. Eşimin ve çevremin gözünde daha farklı ve daha değerli bir insan konumuna geldim. Kendimle gurur duyuyorum” dedi.

“FAYDALI OLMAK BİZİ MUTLU EDİYOR”
Projeden haberdar olduğunda ilk başta kendisine güvenemediği ifade eden Aslı Kaygısız da, “Çocuğumun sınıf öğretmeninin yönlendirmesiyle Yaşam Boyu Eğitimciyiz ekibine katıldım. Ben çalışmalara geçen yıl başladım. Bu yıl ikinci yılım. Çocuklarımla birlikte düzenli olarak derslere katılıyorum. Onlarla gün içinde de aynı ortamda olmak hem benim hem de onlar için çok iyi oldu. Okulda kendimizi geliştirme adına farklı eğitimler aldık. Eğitimlerden öğrendiğimiz bilgilerle atık malzemeleri değerlendirerek ürünler yapıyoruz. Düzenlediğimiz kermeslerde ürettiğimiz ürünleri satarak okulumuzun ihtiyaçlarının giderilmesinde kullanıyoruz. Çocuklarımıza ve okulumuza faydalı olabilmek bizleri mutlu ediyor. Hepimiz çok mutluyuz” şeklinde konuştu.
Anne Eğitim Sınıfı açma projesi gündeme geldiğinde ilk başta tereddüt yaşadıklarını ifade eden İngilizce öğretmeni Nihat Ceylan ise, “Çünkü velilerimizin çoğu ilkokulu bitirmişti. İçlerince ancak birkaç tanesi liseden mezun olmuştu. Ne yapabiliriz diye düşündük. Ben İngilizce dersi verdim. Diğer arkadaşlarımda kendi branşlarıyla ilgili konuları anlattılar. Şuanda geldiğimiz noktada çok mutluyuz. Annelerimiz ile bizim aramızda çok iyi bir iletim oldu. Ayrıca annelerimiz kendi çocuklarıyla birlikte tadına ve zevkine vardılar. Buda bizi çok mutlu ediyor” diye konuştu.

“BAKANLIĞIN PROJESİNE EN HAZIR OKUL BİZİZ”
Yaşam Boyu Eğitimciyiz ekibinin 2 yıldır başarılı çalışmalara imza attığını açıklayan Okul Müdürü Şahin Atlı da, şunları söyledi: “Bu çalışmalar sonucunda velilerimize bir takım özellikler kazandırdığımıza ve okul-veli ilişkisini geliştirdiğimize inanıyoruz. Bakanlığımızın uygulamaya koyduğu ‘Okullar Hayat Olsun’ projesi, bizim 2 yıldır yürüttüğümüz ekip çalışmamızın sonucuyla uyum sağladığı için kolaylıkla bu projeye ayak uydurabileceğimizi düşünüyorum. İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz koordinesinde yürüttüğümüz çalışmalar nedeniyle Okullar Hayat Olsun projesine en hazırlıklı ilin Aydın olduğunu zannediyorum” 

 

Aydınpost'u Twitter üzerinden takip etmek için tıklayın!

 
video.gifHaberin videosu