Komisyon, ilk olarak TBMM İçişleri Komisyonu Salonunda toplandı. Ancak komisyon üyesi olmayan çok sayıda milletvekili ve bürokratın katılması nedeniyle salonda yer sıkıntısı yaşandı. Ayakta kalan bazı milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine, komisyon daha geniş olan KİT Salonu'nda çalışmalarına geçti.

Komisyon Başkanı Nabi Avcı, bazı üniversitelerin ismini değiştiren kanun teklifleri ile AK Parti Grup Başkanvekilleri Nurettin Canikli, Ahmet Aydın, Mahir Ünal, Mustafa Elitaş ve Ayşe Nur Bahçekapılı'nın İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapan kanun teklifinin birleştirileceğini söyledi.

Birleştirilmeden önce usul tartışması açıldı. MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, komisyonun, ''kanun sağnağı altına alındığını, gündem baskısı altında yönlendirildiğini, son derece önemli bir düzenleme görüşülmeden başkasına geçildiğini'' savundu.

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, ''torba kanunlarla birlikte, çorba kanun anlayışının TBMM'ye getirildiğini, çorbaların içinde hangi malzemelerin olduğunu bilemediklerini'' ileri sürdü.

Kameraların çıkarılmasına tepki gösterdiler

Komisyon Başkanı Avcı, çok sayıda kamera nedeniyle stenografların rahat çalışamadığını, kimin konuştuğunu göremediklerini ifade ederek, görüntülü basının dışarı çıkmasını istedi ve çalışmalara kısa bir ara verdi.

Ancak CHP Edirne Milletvekili Recep Gürkan, ''Türkiye'nin çocuklarıyla ilgili konuşuyoruz, neyi saklıyorsunuz?'', CHP'li Serter, ''Kameralar niye çıkıyor, toplantı daha başlamadı, neyi gizlemeye çalışıyorsunuz?'', CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, ''Muhalefeti de çıkarın, daha rahat tartışırsınız'' diye tepki gösterdi.

Komisyon daha sonra salonda sadece Meclis TV kamerasının kalmasının ardından çalışmalarına devam etti.

CHP Aydın Milletvekili Lütfi Baydar, oldubittiye getirilerek, milletvekillerinin konuşturulmamasını eleştirdi.

Teklifle yaşayan kişilerin isimlerinin üniversitelere verildiğini anımsatan Baydar, ''Erbakan'ın adını neden Sinop'a vermiyorsunuz? Geçmiş kuşakların, kendisinden sonraki nesiller tarafından adının verilmesi, onların yaptığı devlet görevlerinin liyakatının daha sonraki nesiller tarafından değerlendirilmesi daha etik değil mi?'' diye sordu.

CHP Sinop Milletvekili Engin Altay,teklifte imza sahibi olanlar arasında tek bir eğitimcinin bulunmadığını ifade ederek, ''Apar topar gündeme alınarak, ne yapmaya çalışıyorsunuz? 8 yıllık kesintisiz eğitimin 15 yıllık uygulamasına yönelik olumsuz tek örnek verebilir misiniz? Bu sürede, adliyeye, bakanlığa ulaşmış bir tek olumsuz vaka var mı?'' diye konuştu.

AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, komisyondaki konuşmalarda, ''çoğunluğun dediği oluyor'' denildiğini ifade ederek, ''Ne yapalım çok çalıştıysak, oyumuz çoksa... Siz de çok çalışırsınız'' dedi.

''28 Şubat'ın rövanşı değilse''

MHP Ankara Milletvekili Zühal Topcu, teklifin amacını, hedefini anlamadığını, dayatmayla karşı karşıya olduklarını söyledi. Topcu, bu düzenlemeyi uygulayacak öğretmenlerin, velilerin, toplumun haberinin olmadığını ifade ederek, teklifin geri çekilmesini istedi.

Okul öncesinin de dahil edilerek, zorunlu eğitimin 13 yıl olmasını talep eden Topcu, ancak ayaklarının mantıki sürece oturması gerektiğini ifade etti.

CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, zorunlu eğitimin artırılmasına karşı çıkmadıklarını belirterek, ''1 artı 8 artı 4 olsun istiyoruz'' dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, teklifle, ilk 4 yıldan sonra kız çocuklarının, fakir ailelerinin çocuklarının okula gönderilmeme ihtimalinin yüksek olduğunu, erken yaşta evliliklerin önünün açılabileceğini belirtti. Tanal, ''28 Şubat'ın rövanşı değilse, bu teklifi akıl ve mantık süzgecinden geçirdiğimizde geri çekilmesi ya da ayrı alanlarla ilgili konuların ayrıştırılarak ilgili komisyonlara gönderilmesi gerekir'' görüşünü savundu.

''Asli görevimizi yapmamızın eleştirilmesini yadırgadım''

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, düzenlemenin tasarı yerine teklif olarak getirilmesi,teklif sahibi milletvekilleri arasında eğitimci olmaması eleştirilerine yanıt verdi.

Kanun teklifi hazırlamasının, milletvekilinin asli görevleri arasında yer aldığını vurgulayan Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Asli görevimizi yapmamızın eleştiri konusu olmasını yadırgadım. Bu yadırganmamalı, eleştirilmemeli, görevimizi yapıyoruz. Milletvekilinin, böyle bir teklifi getirmesi için uzman olmasına gerek yok. Teklif hazırlanırken sadece uzmanlık alanıyla sınırlı kalmaz, uzmanlardan, bürokrasiden, eğitimcilerden yararlanır. Bu da doğal ve gereklidir. Uzmanlığımız olmayan bir alanda, bir konuda uzmanlardan görüş alarak bu teklifi getirmemiz doğaldır. Bu konu 15 yıldır tartışılıyor, Türkiye'nin gündeminden hiç düşmedi. Her gün tartışılıyor. Sanki ilk defa gündeme gelmiş gibi... Sayıştay Kanunu, TBMM Genel Sekreterlik Kanunu, teklif olarak gelmişti. Bakanlık da getirebilirdi.''

CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, teklifin geri çekilmesini, tartışılmasını, daha düzgün hazırlanmasını isteyerek, ''Hükümet, iktidarlar, nesil yetiştirmez. Amaç kendi ideolojisine uygun olarak nesil yetiştirmek mi?'' dedi.

''İmza atmayacak bakanlar mı var?''

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de milletvekillerinin her konuda teklif verme özgürlüğünün olduğunu ifade ederek, ''Bu kadar önemli bir konunun, tasarı yerine teklif olarak gelmesindeki neden acaba Bakanlar Kurulunda bu düzenlemeye imza atmayacak bakanlar mı var, ondan mı çekinildi? Toplumsal muhalefetle karşı karşıya kalması muhtemel düzenlemeler karşısında Hükümetin yıpranmasını önlemek amacıyla mı teklif olarak geldi?'' sorularını yöneltti.

Hamzaçebi, teklifle, ülkenin eğitimden kopartıldığını, ''Haydi Kızlar Okula'' kampanyasının, ''Haydi Kızlar Eve'', erkek çocuklar için de ''Haydi Çocuklar Tamirhaneye'' şeklinde değiştiğini söyledi.

Hamzaçebi, çıraklık yaşının düşürülmesiyle, uluslararası sözleşmelere aykırı hareket edildiğini, çocuk işçiliğinin özendirildiğini belirtti.

Teklifin sakıncalı olduğunu savunan Hamzaçebi, teklifin geri çekilmesini, ülkenin eğitimdeki ihtiyaçları tespit edilerek, düzenlenmesi, sadece komisyonda değil, toplumda tartışmaya açılması,çocuklara sorulmasını istedi. Hamzaçebi, teklifin geri çekilmemesi halinde Türkiye'nin çok daha geriye gideceğini savundu.

''Okullaşmayı artıracaktır''

Canikli, teklifteki temel konuların, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması, eğitimin kademelendirilmesi, katsayı farkının giderilmesi, örgün açık öğretim olduğuna işaret etti.

Düzenlemelerden birinci beklentilerinin, okullaşma oranını daha da hızlandırılması olduğunu kaydeden Canikli, özellikle kız çocuklarının okula gitme oranını daha da artıracağını kaydetti.

8 yıllık kesintisiz eğitimle birlikte, özellikle kırsal alanda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 5 yıllık okulların kapandığını anımsatan Canikli, şunları kaydetti:

''8 yıla çıkarılınca eğitim birleştirildi. Köyler ve kırsaldaki 5 yıllık okullar, ikinci 3 yıl için buna cevap veremez hale geldi. Köy ve kırsalda binlerce okul kapandı, taşımalı sisteme geçildi. Bazı vatandaşların, özellikle kız çocuklarını daha uzak mesafeye göndermede tereddütü oldu. Kız çocuklarının okullaşma oranının istediğimiz seviyede olmamasının temel nedeni bana göre budur.

Binaların ayrılması nedeniyle yeniden küçük yerleşim birimlerinde, kırsalda 4 yıllık okullar açılacak. Çocuklar eğitim sistemin dahil olduktan sonra devamı daha kolay bu sistemde. Son derece güçlü şekilde okullaşma oranını artıracak. Mesleki ve teknik liselerde kız öğrencilerinin oranı erkeklere göre çok düşük. 1997'den itibaren düştü. Meslek liselerinin katsayı farkı nedeniyle kız çocuklarımız bu okulları tercih etmiyor. Dünya ortalamasının çok altındayız. Bu katsayı haksızlığı giderildikten sonra daha çok kız çocuğu teknik liseyi tercih edecek, bu da okullaşmayı artıracaktır.''

Canikli, ev eğitiminin bütün ülkelerde uygulandığına işaret ederek, ancak bu oranın en yüksek olduğu ülkede bile yüzde 1'in altında görüldüğünü söyledi. Canikli, dünyada olan ve gerekli bir sistemin, Türkiye'de uygulanmaması için neden göremediğini dile getirerek, izin mekanizmasının kolay olmadığını, Bakanlar Kuruluna bağlandığını kaydetti.

''Parmaklara beyin koy''

CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, parmakların indirilip kaldırıldığını ifade ederek, ''Allahım senden niyaz ediyorum, şu parmaklara da beyin koy'' sözleri, iktidar milletvekillerinin tepkisini çekti. Sözlerinin düzeltilmesinin istenmesi üzerine Atıcı, kimseyi horlamadığını belirterek, ''Millet idaresiyle seçildiniz, buna saygımız sonsuzdur. Kastım sizleri aşağılamak değil. Parmak kaldırırken biraz daha düşünülsün, bazen beyinler yorgun oluyor'' diye konuştu.

CHP'li Serter de ''Ahmet İyimaya, 2001'de söylemişti, ona atıf yaptı'' diye Atıcı'ya destek verdi.

Teklifin görüşmelerine, yemek arası verildi.