Bu Portekiz atasözü aramızda çoğu kişiye bir şeyler anlatmak istiyor, tabii anlayabilene.

Bu atasözünden yola çıkarak size kısa bir öyküyü iletmek istiyorum.

Zamanın birinde çok akıllı iki kızkardeş varmış, o kadar akıllılarmış ki bunlara etraflarındaki ve okuldan aldıkları bilgiler yetmez olmuş.

Aileleri, onları dağlarda yaşayan bir bilgeye götürmeye karar vermiş. 

Kızlar, bilge adamla bir süre çok mutlu olmuşlar ama yavaş yavaş sıkılmaya başlamışlar. 

"Bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız gerekli" diye düşünmüşler.

Kızlardan biri bir gün "Buldum! İki elimin arasına bir kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım. Avcumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü? "Ölü" derse kelebeği bırakacağım,  “Canlı” derse avcumu hafifçe bastıracağım. Her ne derse desin cevabı bilemeyecek” demiş. 

Ve kapalı tuttuğu bir avucunda canlı kelebek ile ellerini bilgeye doğru uzatmış. 

(Şimdi lütfen siz de yapın. Avuçlarınız birbirine bakacak şekilde ellerinizi

birleştirin ve uzatın. Ben açın deyinceye kadar da açmayın.) 

Ve sormuş: 

"Avcumun içinde bir kelebek var: Canlı mı, ölü mü? 

Bilge adam cevap vermeden önce uzun süre kızın gözlerine bakmış ve yanıt vermiş:

"Senin elinde kızım. Senin elinde... Canlı kalması da senin elinde ölü olması da..." 

Şimdi bakın hayatınıza ve mutluluğunuza…

Nerede mi? Açın avcunuzu... 

Sizin ellerinizde: Tam avcunuzun içinde...

 

 

-