Onun ilgisini çekeyim diye bu işi seçtim. Anneme yaranmak için canım çıktı
Kenan Işık'ın sunduğu 'Dünya Bir Oyun Sahnesi'ne cuma gecesi ünlü oyuncu Meltem Cumbul konuk oldu. Programda Işık'ın sorularını yanıtlayan Cumbul, oyunculuğa nasıl başladığını, Amerika serüvenini, ünlü oyuncu koçu Eric Morris'i ve filmlerdeki sevişme sahneleri hakkındaki fikirlerini büyük bir samimiyetle anlattı. İşte Kenan Işık ve Meltem Cumbul arasında geçen oyunculuk sohbeti....

BÜTÜN DERDİM KENDİMLE
Oyunculuğa adım atmanızın sebebi nedir, anlatır mısınız?
İlk adımı atarken en büyük sebebim annemdi. Çünkü annem hayatı boyunca oyuncu olmak istemiş ama olamamıştı. Oyunculuğu seçmemdeki amacım da onu mutlu etmekti aslında. Belki onun ilgisini çekmek, sevgisini kazanabilmek içindi... Çok küçük yaşlardan itibaren fark ettim ki, ben bunu yaparsam, annem benimle ilgileniyor. O yüzden de bu mesleğe gönülden bağlandım. Hatta annem vefat ettiğinde "Benim bu işi yapmam için artık bir sebep yok" diye düşünmüştüm. Ama artık çok geç bir dönemdi. Otuz yaşındaydım, o yüzden gönüllü olarak bu yolculuğa devam ettim. Annem sıkı bir eleştirmendi, öyle kolay kolay beğenmezdi. Ona yaranacağım diye canım çıktı. Öte yandan sahne, insanın kendini ifade edebildiği bir yer... Kendimi merak ediyorum. Ne kadar tanırsam da o kadar merak eder hale geliyorum. Aslında bütün derdim kendimle. Çünkü önce kendimi tanırsam, sonra herkesi anlayabileceğimi düşünüyorum...

Okulu bitirir bitirmez kendi tiyatronuzu kurmuşsunuz...
Evet ama mesela kendi tiyatromda oyunculuk yapmadım. Ama o sırada ben zaten başka bir tiyatroda oyuncu olarak çalışıyordum. Tiyatroyla ilgili çok hayallerim vardı. Mesela 'kimsenin gelmeyeceği oyunlar' sahnelemek gibi. Bunlar da bence yirmili yaşlarda yapılıyor... Yani "Buna kimse gelmez, gelmesin zaten" diye düşünüyordum ve çok asi bir yapıya sahiptim. Bir sürü şey hiç umurumda değildi. Hâlâ da öyleyimdir, kafasının dikine giden bir yapım vardır.

Los Angeles sürüveniniz ve Eric Morris'ten bahsedelim biraz da...
Benim için Los Angeles, Eric Morris'i yani aktör koçumu bulmak için gittiğim bir yer değildi. On günlük bir ziyaret için gitmiştim ama Morris'in kitabını okuyunca çok etkilendim. Tanımlayamadığım ama içgüdüsel olarak bulduğum bir sürü şeyi o metotta gördüm. Orada kalış sebebim de, iki buçuk yıl boyunca o metodu derinlemesine öğrenme yolculuğumdur. Bana çok faydası oldu. Eric Morris, kendi materyalinle ve kendi kültürünle geldiğin için senin içinle ilgilenir, yani içsel yolculuğunla ilgilenir.

ERİC MORRIS'İ DELİRTTİM
Onun benimle en çok uğraştığı konu şuydu; bazı şeyleri açık ve net söyleme güçlüğü çekmem. Yani 'Kendinden çok bahsetme, mütevazı ol' tarzı bir yapıdaydım. Bu çok kültürel bir şeydir aslında... Yani bizim kültürümüzde kendini anlatmak, kendinle övünmek ayıptır. Ama o zaman delirdi adam: "Ben seni enstrümantal olarak tanıyorum ama sana bir soru sorduğumda kilitleniyorsun, kendinden bahsetmek istemiyorsun. Ama seni tanımaya çalışıyorum. Neden bu kadar zor, on beş film yaptım demek? Kötü bir şey mi yaptın?" diyordu. O, bu tarz şeylerin oyuncuyu bloke edebileceğini, yani sürprizli bir oyuncu olmanı engelleyeceğini düşünüyor.

SEVİŞME SAHNESİNDE RAHATSIZ OLMUYORUM
Oynadığınız filmlerin cesur sahneleri var; mesela 'Propaganda'da tellerin arasında geçen sevişme sahnesi gibi... Pek çok oyuncu böyle sahneleri reddediyor. Peki sizce neden kabul etmiyorlar, neden bu roller için akıllara siz geliyorsunuz?
Ben kendi özel hayatımda biraz sıkılgan, kendini ifade etmekte güçlük çeken bir insan olsam da bir senaryoyla, bir karakterle çok daha rahat edebiliyorum. Bloke olmuyorum o zaman... Kendimi en özgür hissettiğim alan bu. Neden reddediyorlar bilmiyorum. Bence hayatın içinde olan her şey bir film senaryosunda veya bir sanat eserinin herhangi bir yerinde olabilir, olmalıdır.

DİZİDEKİ OYUNCULUĞUM BENİ TATMİN ETTİ!
Kenan Işık'ın, "Aşk Yakar dizisindeki performansından memnun olup olmadığını sorması üzerine Meltem Cumbul buna şöyle cevap verdi: "Sinema filminde, bir gün içerisinde çok az sahne çekilir ama dizilerde aynı gün 23 sahne bile çekilebiliyor. O koşulları da göz önünde bulundurmak gerek. En azından hikayenin kurulma aşamasından itibaren içinde bulunduğum için, karakteri kaçırmadığım ve içine girebildiğim için memnunum..."