Başkanlık Divanı'nın 22 Şubat Çarşamba günü yapacağı toplantıda, tutuklu milletvekillerinin tüm özlük haklarından yararlandırmaları, ödenek ve yolluklarının verilmesi, tutukluluk halinin, milletvekili devamsızlığı açısından mazeret sayılması önerileri, Başkanlık Divanı üyelerinin onayına sunulacak.

TBMM Genel Sekreteri İrfan Neziroğlu'nun imzası ve Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in "oluru" ile Başkanlık Divanına gönderilen yazıda, BDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan, BDP Şırnak Milletvekilleri Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız, Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ın, tutuklulukları nedeniyle andiçemediği anımsatıldı. Yazıda, bu milletvekillerine, 12 Haziran 2011 tarihi itibariyle tahakkuk ettirilen ödenek ve yolluklarının, yemin etmeleri halinde ödenmek üzere emanet hesabında bekletildiği belirtti.

DANIŞTAY KARARINA ATIF

Yazıda, Danıştay 11. Dairesi'nin milletvekilleriyle ilgili davada alınan 2009 tarihli kararına atıfta bulunuldu ve bu kararda, "Milletvekili Seçim Kanunu'nun 36. maddesinde yer alan, milletvekili seçilenlere il seçim kurulu tarafından milletvekili seçildiklerine dair derhal bir tutanak verileceği hükmü esas alındığında; milletvekili sıfatının bu tutanağın verildiği anda iktisap edileceği kabul edilebilecektir" ve "...yeni seçilen milletvekillerinin milletvekilliği sıfatını kazandıkları anın, seçimin sonuçlanmasıyla il seçim kurulları tarafından kendilerine tutanak verildikleri an olduğu kabulü gerekecektir" şeklinde görüşler bulunduğu vurgulandı.

TBMM Üyelerinin Ödenek, Yolluk ve Emekliliklerine Dair Kanunu'nda, "TBMM üyeleri, bu sıfatı iktisap ettikleri aydan itibaren, bu kanunda belirtilen ödenek ve yolluklara hak kazanırlar" hükmüne yer verilen yazıda, "Tutuklu milletvekillerinin seçildiği an milletvekillerinin tüm özlük haklarını kendiliğinden kazanmış oldukları, milletvekilinin özlük haklarının düzenlendiği hukukun, statüsü hukuku olması nedeniyle de kişi, milletvekili sıfatını kazandığı an (anayasa ve yasalarda aksine bir hüküm bulunmadığı için) o statünün önceden belirlenmiş hak ve sorumluluklarını, kendiliğinden elde etmektedir. Milletvekilinin yemin etmesi veya etmemesi, dolayısıyla 'göreve başlamamış' konumunda olması, aylık almaya, (ve diğer özlük haklarını kazanmalarına) bir engel teşkil etmediği düşünülmektedir" denildi.

İZİN PROSEDÜRÜ

Yazıda, TBMM İçtüzüğüne göre ise bir yasama yılında izinsiz veya özürsüz, toplam 45 birleşiminden fazla yok sayılan milletvekilinin yolluklarının 3 aylığının kesildiği, aralıksız 2 ay ve daha fazla izin alan milletvekillerinin ödenek ve yolluklarının verilebilmesini ise Başkanlık Divanının teklifi üzerine, Genel Kurulca karar verildi.

TBMM İçtüzüğü'nde izinli sayılmayla ilgili açıklayıcı hüküm olmasına karşın özürlü olma için herhangi bir açıklayıcı hükmün bulunmadığı kaydedilen yazıda, uygulamada, hastalıktan, sağlık durumundan kaynaklanan ve raporla bildirilen özür hali için de izin prosedürünün uygulandığı anlatıldı.

TUTUKLULUK HALİ ÖZÜR NEDENİ SAYILDI

24. Döneme ilişkin devamsızlık cetveli hazırlıkları kapsamında, devamsızlık durumlarına ilişkin bilgilerin 10 Ocakta milletvekillerine gönderildiği belirten yazıda, bu cetvelde tutuklu milletvekillerine devamsızlığın işlenmediği bildirildi. Yazıda, tutukluluk halinin, özür nedeni sayılarak, tutuklu milletvekillerinin yok sayılmadığı bildirildi.

Konuyla ilgili Sayıştaydan da görüş istendiği vurgulanan yazıda, bilgi notunda, "Tutuklu olan milletvekillerinin Meclis çalışmasına devamsızlık hali, kendi iradesi dışında gerçekleşmekte ve hukuki bir engelden kaynaklanmaktadır" şeklinde görüş bildirildiği ifade edildi.

Yazıda, Anayasanın 81. maddesinde ve İçtüzüğün 3. maddesinde "andiçme töreninde bulunmayan milletvekilleri" için herhangi bir yaptırımın bulunmadığı anımsatıldı. Milletvekillerinin andiçme töreninde bulunmamalarının da yine aynı hukuki engelden kaynaklandığı belirtilen yazıda, şunlar kaydedildi:

"Yargı erkinin tasarrufu sonucu tutuklanan milletvekillerinin, hukuki engel nedeniyle andiçme törenine ve Meclis çalışmalarına katılmadığı sübut bulduğu nazara alındığında, bu şekilde devamsızlık halinin, hukuki anlamda, 'özür' olarak kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir denilmektedir. Devamsızlık açısından tutukluluk, mazeret nedeni olduğu düşünüldüğünden bu nedenle de tutuklu milletvekillerinin devamsız sayılmaması ve bu mazeretlerinin TBMM Başkanının veya Başkanlık Divanının görüşü üzerine Genel Kurulun onayına tabi tutulması gerektiğinden; tutuklu milletvekillerinin tüm özlük haklarından yararlandırılması, tutukluluk halinin milletvekillerinin devamsızlığı açısından mazeret sayılması, belgelenmiş sağlık mazeretlerinin ve tutukluluk halinin devamsızlık açısından onaya tabi tutulmaması, bir yasama yılı içerisinde 2 ay veya daha fazla belgelenmiş sağlık mazeretleri veya tutukluk hali bulunan milletvekillerine ödenek ve yolluklarının verilmesinin onaya tabi tutulmaması, konularında karar alınması için Başkanlık Divanına havalesini olurlarınıza arz ederim."