KADIN AKLI, ERKEK AKLI / The Ugly Truth


Yapım Yılı ve Ülkesi: 2009, ABD yapımı
Türü ve Süresi: Romantik komedi / 96 dakika
Gösterim Dili: Orijinal seslendirmesi İngilizce olan bu film, ülkemizde Türkçe altyazılı kopyalarla gösterime sunulmuştur.
Yönetmen: Robert Luketic
Senaryo Ekibi: (Öykü) Nicole Eastman / (Senaryo) Karen McCullah Lutz, Kirsten Smith
Görüntü Yönetmeni: Russell Carpenter
Özgün Müzik Bestecisi: Aaron Zigman
Kurgucu: Lisa Zeno Churgin
Sanat Yönetimi Ekibi: Missy Stewart (Yapım Tasarımcısı), Cathy Lucas (Set Dekoratörü), Betsy Heimann (Kostüm Tasarımcısı), Tania McComas (Makyaj Ekibi Şefi), Sean Flanigan (Saç Tasarım Ekibi Şefi)
Oyuncular: Katherine Reigl (Abby Richter), Gerard Butler (Mike Chadway), Bree Turner (Joy), Eric Winter (Colin), Nick Searcy (Stuart), Jesse D. Goins (Cliff), Cheryl Hines (Georgia), John Michael Higgins (Larry), Noah Matthews (Jonah)
İthalatçı Şirket: Warner Bros.
Dağıtıcı Şirket: Warner Bros.
İçerik Uyarıları: Korkutucu ya da kanlı sahne yok. Bir kaç yerinde “fuck”lı argo konuşmalar, cinsel hayat üzerine göndermeler, yine kısa bir bölümünde da bar ortamında alkol kullanımı var. Film, rahatsız edici boyutta cinsellik/çıplaklık içermese de öykünün tamamı kadınlar ve erkekler arasındaki ilişkiler, özellikle de cinsel ilişkiler üzerine kurulu… Bu yüzden, 15 yaşından küçükler ve bu tür temalardan hoşlanmayanlar için uygun bir film değildir.
Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı: http://www.thetruthisntpretty.com/
Yıldız Puanı: * * ½


Sacramento merkezli özel bir televizyon kanalında çalışan Abby Richter, güzel ve hırslı bir program yapımcısıdır. Genç kadın, karşısına çıkan her soruna ânında çözüm üretebilmesiyle gurur duymaktadır. Daha doğrusu, kendi mutsuz ve kronik bekârlığı dışında kalan her soruna… Meslek hayatında kontrolü daima elinde tutan Abby, konu duygusal birlikteliklere geldiğinde ise trajik başarısızlıklarla dolu bir sicile sahiptir.


Yaptığı “Sacramento'da Sabah” programının reytingleri anormal bir düşüş gösterince, Abby yeni işe alınan hin oğlu hin muhabir Mike Chadway ile yeniden başarıyı yakalaması için işbirliği yapmaya zorlanır. Mike, koltuğuna oturur oturmaz da bu ekip çalışmasını zaten gönülsüzce kabul etmiş olan Abby'nin bam teline basmaya başlar. Genç habercinin kanalın sabah kuşağında hazırladığı “Çirkin Gerçek” adlı bölüm, kadın izleyicilere erkekleri ikili ilişkilerde kışkırtıp harekete geçiren püf noktalarının neler olduğu konusunda önemli tüyolar vermektedir. Zoraki yardımcısının sinir bozucu düzeyde müstehcen, fakat neşeli bir cinsiyetçiliğe sahip tarzı Abby'nin sinirlerini altüst etmektedir. Fakat, debelenişleri boşunadır; Mike'ın banalliğin destanını yazan program kuşağı ekranda bu tür bir yaklaşım görmekten hoşlanan milyonların gönlünü kısa sürede fetheder ve reytinglerdeki âni artış adamımızın kurumdaki yerini iyice garantiler.


Hayat felsefesinin hiç mi hiç uyuşmadığı böylesi bir iş ortağından iyice bunalan Abby, o sırada nezih komşusu Colin'le tanışır. Colin, Mike'da mevcut olmayan neredeyse her türlü özelliğe sahip, âdeta rüyâ gibi biridir: Saçlarını jöleye bulamaktan hiç hoşlanmayan, tatlı dilli, ağırbaşlı ve kibar bir doktor!


Atacağı yanlış adımlarla yeni ilişkisini berbat etmek istemeyen Abby'nin, teorilerine karşı şiddetli bir nefret beslese de en doğru adımları atmak için Mike'ın “erkek zihninin nasıl çalıştığı” hakkındaki arsızca tavsiyelerine ihtiyacı vardır. Mike güzel iş ortağına koçluk yaparken ve Abby de onun baştan çıkarma teorilerini uygulamaya koyarken, giderek ikisi de komik bir gerçeği fark etmeye başlarlar. Her ne kadar yaradılışları farklı olsa da, kadın ve erkeklerin gönül işlerindeki en gizli duyguları yine de ortaktır.


KABALIKLARLA DOLU, FAKAT YİNE DE SEVİMLİ


Bu konularda hassas izleyiciler için peşinen belirtmek gerekir; “Kadın Aklı, Erkek Aklı”, özellikle iki ana karakterinden biri konumundaki Mike Chadway'in hayatı ve kadın-erkek ilişkilerini yorumlayışından kaynaklanan kaba konuşma ve davranışlarla bezeli bir film… Öyle ki fırlama televizyoncumuzun itici yaklaşımları bazı anlarda resmen Yeşilçam'ın eski Aydemir Akbaş filmlerindeki banallik sınırlarına ulaşıyor. Ancak, Mike'ı çepeçevre kuşatan bu ayak takımı kimliğinin öykü adım adım finale doğru ilerlerken kendi içinde tutarlı bir mantığı olduğunu bilmek, serme bölümündeki kimi hırtlıkları da hoşgörüyle karşılamamıza vesile oluyor açıkçası…


Yine de vurgulamak gerekir ki yüzeysel bir okumayla bakıldığında “arsız” bir film bu. O yönüyle de cinsel içerikli konuşma ve esprilere karşı tepkisel bir tutumu olan mütedeyyin izleyiciyi rahatsız edebilir. Nitekim, yönetmeni Robert Luketic de bu gerçeği kabul ediyor ve yapmak istediği şeyin “aşk” denilen duygunun zaten zıt karakterlerin birbirlerine karşı duydukları meraktan ortaya çıktığını vurgulamak olduğunu belirtiyor. Gerçekten de normal koşullarda asla bir araya gelemeyecek türden iki karakter Abby ve Mike… Biri hayatı sürekli idealize eden, “beyaz atlı prens”inin peşinde koşarken yolu ortalamış, gönül ilişkilerinde ince eleyip sık dokuyan güzel bir kadın; ki bu rahatsız edici titizliğiyle sonsuza kadar evde kalmaya namzet durumda… Diğeri ise kadın-erkek ilişkilerinin mantığını bütünüyle belden aşağıya indirgeyip “aşk”ı “seks” ile özdeş tutan, bu sakat yargısını da ekranda “Erkeklerin nasıl işlediğini çok iyi biliyorum” gibi küstah bir bilgiçlikle izleyicisine satıp duran bir Amerikan magandası…


Luketic ise üç kadın senaristin ortaklaşa kaleme aldığı senaryosuyla, her iki bakış açısının da kadın ve erkek arasındaki aşkın kimyasını tanımlamada tek başına yetersiz kalacağını savunuyor. Abby'ninki kadar sterilize bir ilişki beklentisi ne denli anlamsız ise Mike'ın bütün ilhamını hayvanî içgüdülerden alan bol hırıltılı aşk anlayışı da o derece sakil… Son tahlilde, “İdeal olan bir elmanın iki yarısına dönüşmek ve birbirlerinin eksikliklerini tamamlayarak bütünleşmektir” diyor film… Ki bize göre de sağlıklı bir önerme bu. Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in ünlü “Çile”sinde, “Otursun yerine bende her şekil / Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!” deyişindeki kasta benzer bir biçimde, aşk ve onu takip eden evlilik hayatında da karşılıklı saygı, sevgi, merhamet, anlayış, fedâkârlık ve nihayet cinselliğin ayrı ayrı, birbirlerini ezemez ve birbirlerinin üstüne çıkamaz nitelikte çok özel yerleri var.


“Kadın Aklı, Erkek Aklı”nın, izleyiciyi ikili ilişkilerde fıtrata uygun bir noktaya doğru taşıyan bu akışı içinde zaman zaman karşınıza çıkabilecek -Amerikan romantik komedilerinin olmazsa olmazı konumundaki- kimi belden aşağı vuruşlara razıysanız, o durumda şık bir film ve “mutlu bir son” sizleri bekliyor. Ancak, Mike'ın hırt konuşmaları ve davranışlarından rahatsız olabilecek izleyici kategorisine giriyorsanız uzak durun./yeni şafak