Türk halk müziği en güçlü icracılarından birisini, Muzaffer Akgün’ü (90) kaybetti. Hem büyük bir ekol, hem de birçok sanatçının idolüydü Akgün. Onu yolcularken, kimisi türkülerin gözünü bağlamak istiyor, gidişini görmesinler diye, kimi ise yerinin asla doldurulamayacağını söylüyor. Türkiye’nin ilk Altın Plak ödüllü sanatçısıydı Muzaffer Akgün. Halk müziğine gönül vermiş kimselerin ona bunca saygı görmesi ve ‘Türkülerin anası’ diye anması ise türküleri birer evlat gibi sarıp sarmalamasından. Akgün’ün, “asıl hocam” dediği adaşı Muzaffer Sarısözen’in aydınlattığı yolda, türküleri kaynağından öğrenerek ve inceleyerek, büyük saygı ve sadakat içerisinde, asli karakterlerini koruyarak icra etmiş olmasından. 

DOĞRU İCRAYI ÖĞRETTİ

Kuşaklar boyu pek çok müziksever türküleri onunla sevdi, ondan öğrendi. Türkülerin sahneye taşınması konusunda gösterdiği cesaret, sahnedeki kıyafet öncülüğü, sazları bir örnek giydirmesi, sahnede dekor yapması, türküyü bir tiyatro oyunu gibi mizansen içerisinde sahneye getirmesi gibi pek çok ilki hep o yaptı. Her şeyden önemlisi, bir halk müziği kalesi gibi koruyup kolladığı türküleri o muhteşem icrasıyla, her eve sokmayı bildi. Halk müziğini sevdirmekle kalmadı, müzik dünyasına türkülerin doğru icralarını da öğretti.

1925 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Muzaffer Akgün, Ankara Radyosu sınavına besteci ve ud sanatçısı Şerif İçli’nin teşvikiyle girmişti. Profesyonel sanat hayatına da 1946 yılında burada başladı. Ankara Radyosu’nda Yurttan Sesler topluluğu kurulurken, o da çekirdek kadroya katıldı, ki topluluğun doğru icrayı türkülerin köklerinde arayan yaklaşımı Akgün’ün sanat yaşamı boyunca etkili olacaktı. Daha sonra İstanbul Radyosu’na geçen Akgün, ardından İstanbul’da sahne çalışmaları yaptı. Büyük gazinolarda Zeki Müren’den önce sahne aldı. Bir artist icracı olmasının yanı sıra, Hulki Saner imzalı ‘Boş Beşik’, ‘Soytarı’ ve ‘Gurbet Türküsü’ filmlerindeki performansıyla da hafızalara kazındı.

RADYOEVİNDE TÖREN

Türkülerin anası, yarın saat 11.00’de, İstanbul Radyoevi’nde düzenlenecek törenin ardından, Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Merkez Efendi Mezarlığı’na defnedilecek.  (hürriyet)