Mülakat ve devlet memurları güvencesi, yıpranma payı, döner sermaye, maaş zammı ve geçim endeksi başlıkları altında Kamu kurum ve kuruluşların çalışanları akabinde memurların sorunları ve işyeri temsilcilerinin önerileri konularında görüş alışverişinde bulunulduğunu ifade eden Ahmet Bozkurt şu açıklamalarda bulundu.

‘’Kamu kurum ve kuruluşların da görevde yükselme ve ünvan değişikliği esaslarına dair yönetmelikte yapılan düzenleme ile sınavlarda yazılının yanı sıra sözlü sınav uygulaması getirildi. Bu düzenlemenin iptali için Danıştay’a sendikamızca dava açıldı.

Akabinde hükümet 675 ve 676 sayılı KHK sağlık personeli alımında sözlü sınav, sözleşmeli sağlık personeli 4 yıl başka yere atanamayacak olması görevden uzaklaştırmada 3 ay sınırı kalkması kabul edilir değildir.

Bu durumun eşitlik, tarafsızlık, liyakat ve objektiflik ilkelerine aykırılık olacağı, Bununla kadrolaşmanın önünün açılacağı aşikârdır. Terörle mücadele ediyoruz diyerek öğretmenlerden sonra, sağlık personeli alımında da mülakatın getirilmesi kabul edilemez. KPSS ile birlikte memur alımında güvenlik soruşturması yapılması yeterli olacaktır. Emeği ile sınavı kazanan, kimsenin adamı olmayan, torpili bulunmayan gençlerimizin devlete olan güvenini zedeleyecek ve inancını yitirecektir.

Kısacası OHAL’in kamu çalışanları açısından bir zulüm aracı olarak kullanıldığını hep birlikte şahit olmaktayız.

Açığa alımlar da ve ihraçlarda savunma hakkının bile verilmemesi, üniversite de akademisyenlerin oy kullanma hakkının (formalite icabı bile olsa) kaldırılmasının demokratik anlayışla bağdaşır bir tarafı bulunmamaktadır.

Türkiye Kamu Sen olarak talebimiz kamu da tüm çalışanların; sözleşmeliler, 4/C’liler, vekil ebe, hemşireler ve kamu dışı aile sağlığı çalışanlarının kadroya alınmaları gerekir ve bu haklı talep mutlaka yerine getirilmelidir.

Yıllardır devlet memurları kanununu değiştirmek için gayret sarf eden hükümet ekim ayında çalışma bakanlığının himayesinde Devlet personel başkanlığınca bir çalıştay yaptı. Türkiye Kamu Sen genel başkanı Sayın İsmail KONCUK devlet memuru, devleti anlamlı kılan statünün adıdır diyerek bu statünün bozulmaması gerektiğini ifade etti.

Devlet memurları güvencesi, milletvekillerinde olduğu gibi bir dokunulmazlık zırhı değildir. Devletin bekası için olması gereken bir sistemdir. Aksi takdirde devletin memuru değil, iktidardaki siyasi partinin memuru olursunuz. 657 Sayılı Devlet memurları kanununun 125. Maddesinde belirtilen suçlar işlenip sabit olduğu tespit edilince Devlet memurunun görevine son verilebiliniyor zaten. 100 binin üzerinde memurun açığa alınması ve ihraçları da bunun bir göstergesidir. Çalışanların hakkı hukuku ile ilgili mücadele vermesi gereken, Sarı sendika memur sen’in devlet memurları güvencesi kalkmalıdır demesi ile birlikte yıllarca bu konu gündeme gelmektedir. Türkiye Kamu Sen’in kırmızı çizgisi olan güvencemiz her platformda ciddiyet ve kararlılıkla dile getirilmektedir. Bunun için yapılan mitingler basın açıklamaları ve eylemler bu kararlılığımızın bir ifadesidir.

YIPRANMA PAYI

Yılan hikâyesine dönen sağlık personelinin fiili hizmeti iktidar tarafından 5 yıla bir yıl sözü verilmiş, aradan 4 yıl geçmesine rağmen henüz olumlu bir çalışması görülmemektedir. En son 2015 yılında yapılan toplu sözleşme metnine konuldu. Yetkilendirilmiş olan memur sen ve hükümet tarafından 2016 yılının sonuna kadar bir komisyon kurulması ve komisyonca bir karara bağlanması kararlaştırılmış ve imza altına alınmış olduğu halde herhangi bir işlem yapılmamıştır. Toplu sözleşme de başarı ve müjdeli haberlerden söz eden memur sen imza altına alınan ve uygulanması gereken haklarımızın takipçisi olmamıştır. Türkiye Kamu Sen olarak 2015 yılı toplu sözleşmede mutabakata varılan yıpranma payı, 4/C’lilere kadro verilmesi gibi maddelerin uygulanması ve gereğinin yapılması için mahkemeye dava açılmıştır.

DÖNER SERMAYE

Daha önceden de belirttiğimiz gibi döner sermaye ucube hale gelmiş kurumdan kuruma, birimden birime değişiklik göstermektedir. Sağlık çalışanları arasında adaletsizliğe yol açan bu sistemin bir an önce değişmesi gerekmektedir. Kurumun birinde örnek 300 TL verilirken, birinde 30 TL, diğer birimde de hiç verilmemektedir. Döner sermayenin ivedilikle adil bir şekilde dağılımı için yeni bir düzenleme yapılmalı, tabanı da belirlenmeli ve emekliliğe yansıyacak şekilde düzenleme yapılmalıdır. Kurumlarda adaletsiz uygulamalardan dolayı çalışma barışı bozulmuştur. Konuyla ilgili hiçbir kurumda memnuniyet yokken malum sendika (memur sen) 2015 yılında yaptıkları basın açıklamasında, buna Aydın’da dâhil “sağlık personellerinin döner sermaye mağduriyetleri tamamen çözüme kavuşturulmuştur. Tüm sağlık çalışanlarına hayırlı olsun” diyerek sağlık personeli ile alay etmeye devam etmektedir. Bu söylemlerin değerlendirilmesini sağlık çalışanlarının takdirine bırakıyorum.

MAAŞ ZAMMI VE GEÇİM ENDEKSİ

Türkiye Kamu Sen’in araştırma geliştirme merkezi 2016’nın ağustos ayına ait asgari geçim endeksi sonuçlarına göre çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 2.322.60 kuruş olarak hesaplanırken dört kişilik ailenin asgari geçim haddi ise 4.723.2 kuruş oldu. Sağlıklı beslenme için gerekli harcama 35.85 kuruş olarak ortalama 2.703 kuruş ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması maaşının %39 una kira ise %26,54 denk gelmiştir. Böylece ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için 910 lira kalmaktadır.

Memur senin yaptığı başarısız toplu sözleşmelerden dolayı 2015 yılı enflasyon farkının toplu sözleşmeye konulmaması ile birlikte% 1.8 oranında enflasyon farkı çalınarak aylık ortalama 60 ile 120 liralık kaybımızla birlikte emeklilik ve ikramiyelerde de kayıplara neden olmuş bu kayıp diğer yıllara da yayılmıştır. Böylelikle 2017 yılı birinci dönem maaş artışı yüzde 3,ikinci dönem artışı maalesef yüzde 4 olarak belirlenmiştir. Türkiye Kamu Senin kazanımlarını Malum sendika masada kayıp etmektedir. Bunu bariz örneklerinden bir tanesi de, Türkiye Kamu hastaneleri kurumuna bağlı tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli 275 bin çalışan adına imzaladıkları promosyon anlaşmasında 5 yıllığına her yıl 475 TL. Ödenmesini kabul ederek Sağlık çalışanlarını bu konuda da mağdur ettiler’’ dedi.