Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, Basketbol Erkek Milli Takım’ının Litvanya’daki Avrupa Şampiyonası’ndan bir hafta erken dönmenin hayal kırıklığı olduğunu söyledi.
 
Abdi İpekçi Spor Salonu’nda düzenlenen toplantıya TBF Başkanı Turgay Demirel’in yanı sıra Erkek Milli Takımlar Teknik Koordinatörü Bogdan Tanjevic, A Milli Takım Menajeri Harun Erdenay, A Milli Takım Başantrenörü Orhun Ene ve A Milli Takım Kaptanı Hidayet Türkoğlu katıldı.
 
Başkan Demirel, toplantıya katılan basın mensuplarına teşekkür ederek, “Bugün burada sizlere hem Federasyon Başkanı olarak ben, hem de Milli Takımlar teknik sorumlu arkadaşlarımız, kaptanımız, koçumuz, menajerimiz ve Milli Takımlar Teknik Koordinatörü Sayın Bogdan Tanjevic ile beraber son Avrupa Basketbol Şampiyonası’nı değerlendirmek üzere bir araya gelmek istedik.'' diyerek şöyle devam etti:
    
''Bildiğiniz gibi bugüne kadar bu şekilde bir toplantıyla basının önüne çıkıp turnuva sonrası bir değerlendirme imkânı bulamıyorduk. Genelde şampiyondan dönüşte oyuncuların tatil ihtiyacı hem teknik kadronun diğer sorumlulukları nedeniyle ekipler havaalanından itibaren dağılıyorlardı. Ancak bu sefer erken döndüğümüz sizlerle beraber böyle bir değerlendirme toplantısı yapalım istedik. Bunun yeni bir başlangıç olacağını düşünüyorum.
    
Türkiye’de kalıp organizasyonu uzaktan takip eden ve daha çok şey öğrenmek isteyen siz basın mensuplarına böyle bir fırsat vermek istedik. Bugün bizim yapacağımız açıklamalardan çok sizlerin soracaklarınıza cevap vermek için buradayız. Önce bir takım kısa açıklamalar yapacağım. Sonra bizlere basında yer alan veya almayan her konuda istediğiniz soruları sorabileceğiniz bir ortam olacağını düşünüyorum.
    
Herkesin çekinmeden aklındaki veya okuduğu konularla ilgili her türlü sorunu dile getirmesini bekliyorum. Böylelikle zaman zaman hiçbir şey sormadan ve öğrenmeden yapılan haksız eleştirilerin yerine en azından doğrular bizim açımızdan ifade edildikten sonra yorum yapabilirsiniz.”
 
TBF Başkanı Turgay Demirel, A Milli Takımımızın EuroBasket 2011 A Grubu’ndaki mücadelesini de, “Öncelikle Türk basketbolunun geldiği nokta itibarıyla ve dünyada 6. sırada bulan bir ülke olarak Avrupa Basketbol Şampiyonası’ndan bir hafta erken dönmüş olmak bizler için hakikaten büyük hayal kırıklığı oldu. Çünkü giderken de ifade ettiğimiz gibi biz bu Avrupa Basketbol Şampiyonası’na olimpiyat hakkını direkt elde etmek için hazırlanmıştık. Bunu hepimiz çok istiyorduk. Ancak kura çekiminden itibaren takip ettiğiniz gibi oldukça güçlü bir grupta başladığımız Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda bu arzuladığımız noktaya ulaşamadık.'' diyerek şunları söyledi:
    
''Geçen sene Dünya Basketbol Şampiyonası sırasında değişen statülerle turnuvadaki takım sayısı 16’dan 24’e çıkarılmıştı ve sadece Avrupa Şampiyonaları gözetilerek yapılan kura çekiminde de FIBA Dünya sıralamasındaki ikinci, beşinci ve altıncı olan İspanya, Litvanya ve Türkiye aynı gruba düşmüştü.
   
 Yine B Grubu’nda Sırbistan, Almanya, Fransa ve İtalya yani Dünya sıralamasındaki sekizinci, on ikinci, on dördüncü on beşinci ülkeler aynı gruba düşmüştü. Bu takımlardan sadece dördü çeyrek finale yükselebilecekti. Oraya bu müsabakaları kazanacağımıza gerçekten inanarak gittiğimizi ifade etmiştim. Orada da Basketbol Milli Takımımız oynadığımız ilk iki maçı farklı kazanarak hazırlık maçlarının aksine çok istekli ve hazır olduğunu göstermişti.
    
Sonra Litvanya maçını maalesef belki de ev sahibi avantajına kaybettik ve son saniyelerde belli olan bir sonuçla ilk mağlubiyetimizi aldık. Daha sonra Polonya maçı hakikaten bir iş kazası gibi oldu. 1 sayıyla yenildik ve morallerimiz biraz bozuldu. Ertesi gün de turnuvaya devam edebilmemiz için sadece kendi elimizde olmayan bir netice gerekiyordu. Ama her ülke milli takımında olduğu gibi Büyük Britanya’da kendi ülkesi ve bayrağı için oynayarak zaten daha kuvvetli olduğu bir rakibi yendi ve bizim turnuvaya devam etme şansımızı sürdürmemize yardımcı oldu.
   
O maçtan sonra belki morallerin de yükselmesiyle İspanya gibi çok güçlü bir basketbol ülkesinin milli takımını yendik grupları üç takımla birlikte birer galibiyetle kapatarak bir sonraki aşamaya geldik.”
   
12 Dev Adam’ın ikinci turdaki performansını da yorumlayan Başkan Demirel, “Burada oynadığımız üç karşılaşma da birbirine çok yakın şekilde geçti. Üçüncü sırada başladığımız için ilk olarak grup birincisi ile oynadık. Fakat gerçekten üzücü bir şekilde 3 maçta da sahadan mağlup ayrıldık. Özellikle geçen sene 11 Eylül’de Sırbistan ile İstanbul’da yaptığımız maçın son 4 saniyesinde yakaladığımız fırsat ve aldığımız olumlu sonucun aksine bu sefer değerlendiremediğimiz bir atışla ve çok kötü bir faul yüzdesiyle buraya erken ve hedeften şekilde bir şekilde döndük.'' diyerek, şunları söyledi:
    
''Tabii bütün bunları değerlendirmek için söylenecek çok şey var. Fakat hem teknik kadromuz hem de sporcularımız bugüne kadar olduğu gibi bu turnuvada da ellerinden gelenin en iyisini yapmak, en iyi mücadeleyi ortaya koymak için sahaya çıktılar. Mücadele açısından belki zaman zaman tempo düşüklüğü gözükmesine rağmen genel anlamda bir eksiklik yaşadığımızı söyleyemeyiz.
    
Herkes çok istekliydi, kazanmak istiyordu ve verdikleri söz tutarak Olimpiyatlara gitme hedefindeydi. Ama bazen basketbolda küçük detaylar neticeyi belli ediyor ve ya bir şampiyon çıkıyor, ya da turnuvadan elenen takımlar oluyor. Bu kez de böyle oldu. Sırbistan maçının son topunda daha önce yaşadığımız benzer son maçlar gibi küçük hatalarla kaybettik.
    
Bu bizi demoralize etse de Türkiye’nin basketbolda her zaman Avrupa’nın en güçlü ülkelerinden birisi olması hedefinden vazgeçirmiyor. Bu turnuvaya erken veda etmemize ve Olimpiyat şansını kaçırmamıza rağmen Türkiye, Avrupa’nın en güçlü basketbol ülkelerinden biri olarak yoluna devam edecek. Hem tecrübeli, hem de genç oyuncularımız önümüzdeki süreçte de Milli Takım’ın daha da başarılı olması için ellerinden geleni yapacaklardır. Çünkü Türkiye gerçekten çok önemli bir basketbol ülkesi olmuştur. Zaten Avrupa’nın ilk 6 ülkesi arasında yer almak bunun göstergesidir.
    
Tabii ki amaç bu turnuvalarda istikrarlı bir şekilde hep başarılı olmaktı. Şimdi kendi aramızda ve sizlerle tekrar değerlendirdikten sonra önümüzdeki sürece nasıl devam edeceğimizi, nasıl bir program yapacağımızı, bu başarıları nasıl sürekli kılacağımızı tartışarak en doğruyu bulmaya çalışacağız.”
 
CİHAN