Dünya Bankası tarafından şubat ayında hazırlanan ve Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) web sitesinde bugün açıklanan raporda, Türkiye'de finans sektöründe bankaların ağırlığına işaret edilerek, ''Türkiye'nin finansal sistemi Türkiye'nin şirketleri için önemli ölçüde risk teşkil edebilecek şekilde bankalar tarafında domine edilmiş durumda. 2010 yılının sonunda, 49 banka ve 375 bankacılık dışı finansal kurum olmasına rağmen, bankaların finansal varlıklar içerisindeki payı yüzde 88 oranındaydı ve özel sektör tahvilinin finansal varlıklar içerisindeki payı yüzden 1'den azdı'' denildi.

Raporda, Türkiye'de özel sektörün kur riski, vade riski ve faiz riski gibi bazı çoklu risklerle karşı karşıya olduğuna işaret edilerek, genel olarak Türkiye'de özel sektörün finansal kaldıraç oranının diğer gelişmekte olan piyasalarla uyumlu olduğu, banka finansmanından daha çok, iyi işleyen bir özel sektör tahvil piyasasının likidite, döviz ve vade riskini hafifletebileceği vurgulandı.

2001'den itibaren Türkiye'nin makroekonomik ve finansal piyasalarda reformları devam ettirmiş hareketli bir tahvil piyasasına zemin hazırladığının altı çizilen raporda, ''Türk Lirası, faizin giderek azalması ile daha dengeli bir hale geldi. Piyasa yapısında temel düzenlemelerin sağlam olmasına ek olarak, devlet tahvili piyasası iyi işliyor. Türkiye, ayrıca gelişmekte olan pazarların borçlanma enstrümanları arayan uluslararası fon yöneticileri için son derece çekici bir varış noktası haline geldi'' ifadelerine yer verildi.

TÜRKİYE, GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER İÇİNDE 6. BÜYÜK TAHVİL PİYASASI

Raporda, Türkiye'nin tahvil piyasasına ilişkin şu tespitlere yer verildi:

''2002'deki hızlı büyümeye rağmen, yerli tahvil piyasasının gelişmesi önünde bazı zorluklar bulunuyor. 2010 yılı Eylül ayı sonu itibariyle Türkiye'nin tahvil piyasası, devlet ve özel sektör tahvilleri dahil, toplamda 238,5 milyar dolar seviyesine ulaşarak gayri safi yurtiçi hasılaya oranı itibariyle dünyada 14. oldu. 2010 yılı itibariyle Türkiye'nin dünyanın toplam tahvil piyasasındaki payının sadece yüzde 0,35 olmasına rağmen, Türkiye gelişmekte olan ülkelerin içerisinde 6. büyük tahvil piyasası oldu. Sadece Çin, Brezilya, Güney Kore, Hindistan ve Meksika tarafından geçilebildi. Fakat buna rağmen, yerli tahvil piyasasının geneli ağırlıklı olarak devlet tahvillerinden oluşurken, özel sektör tahvillerinin oranı az gelişmiş bir durumda. Özel sektör tahvil piyasasında bazı temel zorluklar bulunuyor.''

Dünya Bankası raporunda, özel sektör tahvil piyasasındaki zorluklar, talebi artırmak için geniş yatırımcı tabanını oluşturma ihtiyacı, özel sektör tahvillerini fiyatlandırılmasında anlamlı bir benchmark getirisi oluşturacak uzun vadeli devlet tahvili stoklarının yeterli miktarda bulundurulması, alacaklı haklarının ve iflas süreçlerinin idare edilmesi için yatırımcıya yeniden güven verecek etkili bir mekanizmanın oluşturulması şeklinde sıralandı.

Raporda ayrıca Türkiye'nin özel sektör tahvillerinin daha iyi işler halde gelmesi için ülkenin tasarruflarının artırılması, ihraççı ve yatırımcılar alanlarında iyileştirmeler, anlamlı bir benchmark verim eğrisinin oluşturulması, menkul kıymetler piyasasında yatırım bankaları ve aracı şirketler alanlarında düzenlemeler, risk yönetimi ürünlerinin genişletilmesi, kredi notu alanında vergilendirme konularını çözebilecek düzenleyici çerçevenin oluşturulması, menkul kıymetler piyasası yasasının modernize edilmesi, inovasyon ve ürün geliştirmeye açık hale getirilmesi alanlarında yeni reformların gerçekleştirilmesi gerektiği belirtildi.