Terim Atletico Madrid ile anlaştığı yönündeki haberleri yalandı. Yaptığı konuşmayı "Hepiniz hakkınızı helal edin" diyerek bitiren Terim, gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.
Milli Takımlar Teknik Direktörlüğü görevini Ermenistan maçıyla bırakan Fatih Terim, 4 yıllık görev süresinde hatalarının olduğunu, devrim yapmak için uğraşan herkes gibi kendisinin de hata yaptığını söyledi.

Fatih Terim, Swissotel'de düzenlediği basın toplantısında, 'Futbol kariyerim boyunca çeşitli görevlerde bulundum. Allah'a şükür, herkese nasip olmayan onurlar yaşadım. Fakat her profesyonel gibi gün geldi görevlerimden ayrıldım. Genel olarak ayrılıkların ardından hiç konuşmadım, sessiz kaldım, aileme ve kendi iç dünyama döndüm. Bu defa öyle yapmamaya karar verdim' diye konuştu.

Bunun bir yargılama değil, paylaşım toplantısı olduğunu vurgulayan Terim,, 'Türk futbolunu ileriye taşımak, bundan sonraki yıllarda 'Keşke o gün bazı şeyler söyleseydim' demektense, Türk futbolu ile ilgili tespitlerimi bugün paylaşmak istiyorum' dedi.

Terim, milli takımın 2010 Dünya Kupası şansını yitirmesiyle birlikte gazete sayfalarında milli takımın günahları, hatalarının başlıklarda yer aldığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

'Hatalar olmuştur. Çalışan, üreten ve Türkiye gibi son 15-20 yıla kadar dünya futbol tarihinde yeri olmayan bir ülkenin, çocuklarıyla, gençleriyle, devrim yapabilmek için uğraşıp didinen herkes gibi ben de hatalar yaptım. Devrim yapmak için uğraşan herkes gibi ben de hata yaptım. En büyük hatam, inanmak, inandırmak, kazanmak, kazandıklarıyla birçok insanı mutlu etmek ve beklentileri büyütmek oldu.'


'VERDİĞİM HER KARARIN ARKASINDAYIM'


Milli Takımlar Sorumlusu olarak göreve geldiği ilk günden itibaren verdiği her kararın, attığı her adımın, söylediği her sözün arkasında olduğunu ve olmaya da devam edeceğini vurgulayan Terim, 'Bahanelerin arkasına sığınacak, 'Şansım yaver gitmedi' diyecek ve aldığım kararlar hakkında bedeli başkasına ödetecek bir yapıda olmadığımı hepiniz biliyorsunuz' dedi.

'Görevde bulunduğum süre boyunca, takım performansından, yönetim anlayışına, oyuncu seçimlerinden kulüp ve lig performanslarında yaşanılan tüm gerçekleri ortaya koyduğumda kendi içinde tutarlı, sağlam kararlar verdiğime inanıyorum' diyen Terim, 'Pişmanlıklarım elbette var, keşkelerim yok mu, tabii ki var. Olması da gerek. Futbol bilgime, tecrübelerime ve ilkelerime güvendiğim için hep iç sesimi dinledim. Şuna inanıyorum ki yanlışlarım doğrularımı götürmedi' şeklinde konuştu.


'HER VEDA HÜZÜNLÜDÜR'


Geçen yıl bugünlerde sözleşmesinin 2012 yılına kadar uzatıldığını hatırlatan Terim, şu ifadeleri kullandı:

'Pek çok konuda yönetimle işbirliği içindeydik. Rahmetle anıyorum, Hasan Doğan'ın vasiyeti doğrultusunda uzun soluklu projelerin hayata geçirilmesi için kapsamlı bir faaliyetin gerekli olduğunu düşünüyorduk. 2010 Dünya Kupası finallerine gidebilmek en önemli hedefimizden biriydi. Bunun gerçekleşmemesi halinde, eleme maçlarının bitiminde basın toplantısıyla istifamı açıklamayı düşünüyordum. Ama yaşanan bazı olaylar kararımı hemen açıklamama neden oldu ve federasyon tarafından da uygun görüldü. Ben futbol yaşamım boyunca çoğunlukla karar veren mercilerde bulundum. Bu mevkilerde bulunan her insan gün gelir kararlarının bedelini öder.'

Fatih Terim, her vedanın hüzünlü olduğunu ifade ederek, 'Bu veda güzel ayrılıkların yaşanmasına da örnek olmalıdır. Yıllardır birlikte uyum içinde çalıştığım mesai arkadaşlarıma rahat bir çalışma ortamı bırakmam gerektiğini düşünerek davranıyorum. Geçmişte yapılmış hataları, yanlışları ve eksikleri vurgulamak, Türk futboluna güzel bir gelecek yaratmak için net ve objektif bir tablo çizmek istiyorum' diye konuştu.


'MAÇLARIN YÜZDE 72'SİNİ KAYBETMEDİK'


Görevde bulunduğu 2005-2009 arasında milli takımın aldığı sonuçların ortada olduğunu anlatan Terim, şöyle devam etti:

'Bu 4 yılda attığımız gollerin yediğimizden, galibiyetlerin yenilgilerden fazla olduğunu, maçların yüzde 72'sini kaybetmediğimizi göreceksiniz. Yani istikrarı göreceksiniz. Sahada oynanan futbolun ve aldığımız sonuçların ötesinde bu 4 yılda çok önemli işlere imza attık. Euro 2008'de çizdiğimiz görüntü, sempatik, yenilgiyi kabul etmeyen, son ana kadar mücadele eden, inanmış bir takım vardı. Türkiye-Almanya yarı final maçını 1.5 milyar insan izlemiş. Herhalde Türkiye açısından inanılmaz bir tanıtımdır. Görev yaptığım dönemlerde küçük bir rakam olan sponsor gelirlerinin birkaç kat arttığını görüyoruz. Bunda ilk başarı başkan ve yönetimindir, ancak markanın değerinin de özellikle Avrupa Şampiyonası sonrasında çok önemli bir yer tuttuğunu düşünüyorum. Neredeyse formamızda yer kalmadı. Bunda muhakkak ki yönetim becerisi önceliklidir. Ancak Türk Milli Takımı markası kaliteli olmazsa marifetiniz ne kadar büyük olursa olsun yukarıya çekmek zor olur.'


'MİLLİ TAKIMA 25 YENİ OYUNCU'


'Görünmeyen ya da görmezden gelinen başka hamlelerimiz de oldu' diyen Terim, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Lisanslı oyuncu sayısının artması için yapılan çalışmalar, ilköğretim ve üniversitelerde yapılan önemli fizibilite çalışmaları, okullarla sporun el ele vermesi için verdiğimiz çabalar da unutulmamalı. 4 yılda (A) Milli Takım'a ilk kez çağrılan 25 yeni oyuncu var. Yaş ortalamaları 21 civarında. Ardalar, Gökhanlar, Kazımlar, Nuriler, İsmailler, Semihler, Batuhanlar hep bu listede. Bunun karşılığı, minimum birkaç Avrupa ve Dünya Şampiyonası oynayacak bir yeni nesil demektir. Bu nedenle çok gururluyum ve mutluyum. Ama maalesef bunlar değil, çağırmadıklarım konuşuldu.'/yeni şafak