İş yerleri kapatıldığı için özlük haklarıyla kamu kuruluşlarına nakillerini isteyen TEKEL işçilerinin Türk-İş önündeki bekleyişi sürüyor. Geceyi sendikaların misafirhanelerinde geçiren işçiler, sabah saatlerinde Türk-İş Genel Merkezi önüne geldi. Havanın soğuk olması nedeniyle kadın işçiler genel merkez binasına yönlendirildi. Dışarıda kalan işçiler ise bir araçtaki ses düzeninden çalınan müzik eşliğinde halaylar çekip, taleplerini içeren slogan attılar. İşçilere öğle yemeği olarak sendikalar tarafından temin edilen kumanyalar dağıtıldı. Bu arada, çeşitli gruplar da Türk-İş Genel Merkezine gelerek, işçilere destek verdi.

Çetin Soysal omuzlarda

Önceki gün işçilerle birlikte polis müdahalesine maruz kalan CHP Milletvekili Çetin Soysal öğle saatlerinde işçilerinin yanına geldi. Omuzlar üstünde taşınan ve ıslıklarla desteklenen Soysal için “Tekel işçileri seninle gurur duyuyor” sloganları atıldı. İşçilere hitaben yaptığı konuşmada, Ahmet Arif"in Adiloş Bebe şiirinden alıntı yapan Soysal, “Ey itfaiye işçileri, ey karayolu işçileri, ey demiryolu işçileri, ey maden işçileri, ey Tekel işçileri ve bunların çocukları. Bunlar engerektir, bunlar çıyandır, bunlar ekmeğimize göz koyandır. Dün gözüme biber gazı sıktılar acımadı, ama içim acıyor. İnadına buradayım, inadına işçi kardeşlerimle bu mücadeleyi vereceğim. Can vermek gerekiyorsa, can feda olsun” dedi. Soysal"ın konuşması işçiler tarafından “Hükümet istifa, Tayyip istifa” sloganlarıyla kesildi.

Sağduyu ve çözüm çağrısı

TEKGIDA-İŞ Genel Başkanı Mustafa Türkel, hükümetin kendilerine doğru düzgün bir yer gösterip yasal hakkımızı kullanmamıza izin vermediği müddetçe TÜRK-İŞ"in önünde bekleyeceklerini açıkladı. Eylemin ilk gecesinde işçilerin kapalı spor salonuna alınmasına atıfta bulunan Türkel, “Gidecek sağlıklı bir yer bilmiyoruz, ama gideceğimiz yer kesinlikle kapalı spor salonu olmayacaktır. Çünkü hapis gibi bizi cezaevine doldurmalarına izin vermeyeceğiz” dedi.

Taburcu ve tahliye oldular

Türkel, eylemde 29-30 civarında kişi gözaltına alındığını ancak dün sabah itibariyle hepsinin serbest bırakıldığını, gaz bombası ve arbedenin etkisiyle hastaneye kaldırılanların da taburcu olduğunu vurguladı. Türkel, işçilerin sayının her geçen gün artacağını bugün itibarıyle de 8- 9 bine çıkmasını beklediklerini ifade etti.

Başbakanla görüştüler

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu"nun önceki gece Başbakan Erdoğan"la telefonda görüştüğü ancak bir yanıt alamadığı belirtildi. Kumlu"nun ayrıca Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ve AKP Halkla İlişkiler Başkanı Salih Kapusuz ile ayrı ayrı görüşmelerde bulunduğu bildirildi.

Gülsüm ÖZSAĞIROĞLU (40- Adana"da işçi): Polis durduk yere bize saldırdı. O an üç çocuğum gözümün önünden geçti. Onları bir daha göremeyeceğimi düşündüm. Üst üste gaz bombası atıp, biber gazı sıktılar. O soğukta tazyikli su sıktılar. Bırakın, mukavemet etmeyi kimse bir tek çakıl taşı dahi atmadı. Bu şiddet niye? Hamile arkadaşlarımız yerlerde sürüklendi. Bir bayan arkadaşımızı karga tulumba yerlere attılar. Bir başka arkadaşımız gazdan etkilenmemek için poşeti kafasına geçirdi. Onu kaldırıp gözüne biber gazı sıktılar. Yapılanlar insanlıkla bağdaşmaz.

DAVAMDAN ASLA DÖNMEYECEĞİM

Fadime KIRAY (43- Adana"da işçi): Abdi İpekçi Parkı"nda yaşanılanları anlatmam mümkün değil. Ben astım hastasıyım. Yalnızca sesimizi duyurabilmek ve mağduriyetimizin giderilmesi için Ankara"ya geldik. Vekillerimiz konuşurken birden ne olduğunu anlamadık. Polis, ilk önce tazikli su sıktı sonra biber gazı attı. Ardakadaşlarım ilk müdahaleyi çamurun içinde yaptı. Daha sonra da beni Numune Hastahanesi"ne kaldırdılar. Yoğun bir iğne tedavisi ile hayata döndüm. Askerde oğlum var, ilk olarak o aklıma geldi. Ölümden dönsem de davamdan dönmeyeceğim. Ben devletine bağlı bir vatandaşım ve yapılan muameleyi hak etmiyorum.

ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN

Hüseyin ÖZAY (44-Malatya"da işçi): İnanılmaz bir şiddete maruz kaldık. Oysa hiçbir arkadaşımız en ufak zora teşebbüs etmedi. Bizler demokratik haklarımızı yasalar çercevesince ararken, sesimizi duyurmaya çalışırken polis, hükümetten mi emir alarak, inanılmaz bir şiddet uyguladılar. Şu an halen üzerine giyecek iç çamaşırı arayan arkadaşlarımız var. Hepimiz çocuklarımızın geleceği için buradayız. Bize verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Ne kadar şiddet uygularlarlsa uygulasınlar, haklı davamızdan dönmeyeceğiz.

Soysal"dan Atalay"a limonlu protesto

Çetin Soysal TBMM Genel Kurul"unda konuşmasının devam ettiği sırada İçişleri Bakanı Beşir Atalay"ın masana limon bıraktı. Atalay sadece “üzgünüm” demekle yetindi. İşçilere yapılan müdahaleyi eleştiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, “Gelişmeler bizim görmek istemediğimiz tablolardır” dedi./vatan