Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yaptıkları bir araştırmanın, ''Suya Sabuna Dokunun Hastalıklardan Korunun'' kampanyasından sonra el yıkama konusunda bilgi sahibi olan, ellerini uygun biçimde ve düzenli yıkayan vatandaşların oranının yüzde 62 olduğunu ortaya koyduğunu, bunun çok yüksek bir oran olduğunu söyledi.

Şişmanlık konusuna da işaret eden Akdağ, ''Türkiye'de gelişen bir halk sağlığı sorunu var. Şişmanlık ve şişmanlıkla ilişkili olarak giden şeker hastalığı sorunu. Bununla ilgili bir kampanyayı da başlatacağız. Bunun eylem planını da yaptık. Şişmanlık artık Türkiye'de bir salgın hastalık halini almış durumdadır'' diye konuştu.

Hilton Oteli'nde basın toplantısı düzenleyen Akdağ, ülkede el yıkama alışkanlığını artırmak amacıyla 3 Mart 2010'da başlatılan ''Suya Sabuna Dokunun Hastalıklardan Korunun'' kampanyasının ikinci döneminin bugün başladığını kaydetti.

Kampanyanın başlatılmasının üzerinden 6 ay geçtiğini anımsatan Akdağ, '' Bir araştırma yaptık ve kampanyadan sonra el yıkama konusunda bilgi sahibi olan ve ellerini uygun biçimde ve düzenli yıkayan vatandaşların oranının yüzde 62 olduğunu bulduk. Bu, çok yüksek ve memnuniyet verici bir oran'' dedi.

El yıkama gibi bir konuda farkındalığı artırıcı çalışmaların zaman zaman yapılmaması halinde el yıkama alışkanlığının geriye doğru gittiğini vurgulayan Akdağ, özellikle sağlık çalışanlarının, doktorların, hemşirelerin ellerini çok iyi yıkamak zorunda olduklarını, enfeksiyonlardan korunmak için bunun hayati bir alışkanlık olduğunu belirtti.

Akdağ, el yıkama alışkanlığını iyice pekiştirmek için kampanyayı düzenlediklerini ifade ederek, bu konuda bölge ülkeleriyle de dayanışmayı artırmak, Asya, Orta Asya, Ortadoğu ve Avrupa'daki ülkelerle kampanyayı geliştirmek istediklerini vurguladı.

Bakan Akdağ, ''Bulaşıcı hastalıkların yayılmasının önlenmesi için usulüne uygun el yıkamak çok önemlidir'' dedi.

Vatandaşların, sadece mideye giden mikroplar açısından el yıkamanın önemli olduğunu düşünebileceklerini, ancak nezle, grip, zatürre gibi hastalıklar yönünden de el yıkamanın büyük ölçüde koruyucu olduğunu kaydeden Akdağ, halk arasında bu hastalıkların elle bulaştığının bilinmediğini, ancak bunun bilimsel bir gerçek olduğunu dile getirdi.

Akdağ, 2008'de Dünya Sağlık Örgütünün çok çarpıcı bir rapor yayımladığını anımsatarak, bu rapora göre her 5 çocuktan 4'ünün aşılandığını, ancak her 5 çocuktan sadece birinin ellerini gerektiği gibi yıkadığını, aşılamaya büyük önem verilmesine karşın aşılamadan daha kolay bir alışkanlığı çocukların ancak yüzde 20'sinin uyguladığını ifade etti.

El yıkama alışkanlığı konusunda Türkiye'de durumun son derece iyi olduğunu, ama yüzde 62'lik oranın daha da yukarıya çekilmesi gerektiğini vurgulayan Akdağ, toplumda bu alışkanlığı yaygınlaştırmaya çalıştıklarını belirtti.

Akdağ, Avrupa'da kişi başına ortalama yıllık sabun tüketimi 360 gram civarında iken, Türkiye'de bu miktarın 1,5 kilogram olduğunu, ancak sabunun Anadolu'da el yıkama dışında, vücut veya çamaşır yıkamada da kullanıldığının bilindiğini anlatarak, bu konuda kesin veri bulunmadığını, bir saha araştırması yaptırarak sabunun ne kadarının el yıkama için kullanıldığının tespit edileceğini de söyledi.

Sıvı sabun tüketiminin, toplam sabun tüketiminin yarısına yakınını oluşturduğunu ve sıvı sabunların büyük ölçüde el yıkama için kullanıldığını anlatan Akdağ, bu bilgilerle Türkiye'de sabun kullanımının Avrupalının sabun kullanımından daha yüksek olduğunun söylenebileceğine işaret etti.

-''SABUN VE SUYUN KULLANIMI MEDENİYETLE YAKIN İLİŞKİLİ''-

Sabun ve suyun kullanımının medeniyetle yakın ilişkili olduğuna dikkati çeken Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Türkiye bu açıdan iyi noktadadır. Bir sinerji oluşturarak, komşumuz olan diğer ülkelerle birlikte bunu bölgesel bir yaygınlığa ulaştırmayı hedefliyoruz. Toplumda düzenli el yıkama alışkanlığını yüzde 100 olarak belirlemeliyiz. Bugün kampanyanın artık farklı bir anlamı var. Coğrafi olarak dostumuz ve komşumuz olan ülkelerle bu iletişimi yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Bugün aramızda bu ülkelerden KKTC, Tacikistan ve Gürcistan'dan da yetkililer var. Daha ileri ki dönemlerde bölgeden başka ülkelerle de bu çalışmaları yaparak geliştireceğiz.''

Akdağ, Türkiye'nin aslında el yıkama alışkanlığı da dahil olmak üzere bulaşıcı hastalıklar açısından da artık gelişmiş ülkelerin ulaştığı seviyeyi yakaladığını vurgulayarak, hatta bazı açılardan bazı ülkeleri geçmiş durumda olduğunu belirtti.

Türkiye'de 8-9 yıl önce yılda 25 bin tifo vakası görülürken, geçen yılki tifo vakası sayısının 200 civarında olduğunu, yılda 10 bin civarında görülen sıtma vakasının 30 küsura indiğini, yılda 10-15 bin kızamık vakası görülürken Türkiye'de artık yerli kızamık vakasına rastlanmadığını ifade eden Akdağ, Avrupa'nın bazı ülkelerinden Türkiye'ye kızamık gelmemesi için tedbirler alındığını aktardı.

Akdağ, Türkiye'de AIDS virüsünün son derece az oranda görüldüğünü, ancak yine de önemsendiğini, tüberküloz açısından ise Türkiye'nin tüm Avrupa'da yıllık yeni vaka ve toplam vaka sayısının en fazla azaldığı ülke konumunda bulunduğunu ifade ederek, ''El yıkamanın da koruyabileceği bulaşıcı hastalıklar alanında çok iyiyiz. Daha da iyi olmak için bu kampanyayı yapıyoruz'' diye konuştu.

-''ŞİŞMANLIK TÜRKİYE'DE GELİŞEN BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU''-

Şişmanlık konusuna da işaret eden Akdağ, ''Türkiye'de gelişen bir halk sağlığı sorunu var. Şişmanlık ve şişmanlıkla ilişkili olarak giden şeker hastalığı sorunu. Bununla ilgili bir kampanyayı da başlatacağız. Bunun eylem planını da yaptık. Şişmanlık artık Türkiye'de bir salgın hastalık halini almış durumdadır'' diye konuştu.

Türkiye'de aşırı sigara kullanımının alınan tedbirlerle önüne geçildiğini ve bu konuda dünyaya örnek bir ülke konumunda bulunulduğunu anlatan Akdağ, en büyük mücadelelerinin el yıkamadan sonra şişmanlık salgınıyla ilgili olacağını kaydetti.

Recep Akdağ, el yıkama kampanyasına ilişkin yeni yapılan bir filmin bugünden itibaren Türkiye'de ve kampanyaya dahil olan ülkelerde kendi dillerinde gösterime gireceğini de sözlerine ekledi.

Akdağ, bir soru üzerine, el yıkama alışkanlığına ilişkin kampanyadan önce bir verinin ellerinde bulunmadığını aktardı.

Konuşmanın ardından Sağlık Bakanlığınca hazırlanan kampanya filmi gösterildi.

Sağlık Bakanı Akdağ, daha sonra ilköğretim öğrencileriyle birlikte ellerini yıkadı. Akdağ, öğrencilerle birlikte ''Herkesi düzenli ve uygun biçimde el yıkamaya davet ediyoruz'' dedi.

-BASIN MENSUPLARINA ELMA İKRAMI-

Basın toplantısının sona ermesinin ardından Akdağ, ikramın yapıldığı salonda basın mensuplarını elma yemeğe davet etti. Akdağ, bundan sonra basın toplantılarında şekerli yiyecekler ikram edilmeyeceğini söyledi.

A.A.