Toplantıda Kestane ‘Gal Arısının’ Türkiye’de ilk kez Yalova bölgesindeki kestane ağaçlarında görülmesi ve mevcut kestane ağaçlarında ciddi zararlar verdiği tespit edilmesiyle karantina uygulaması ve tedbir önlemleri alındığı belirtildi. Türkiye’nin en önemli kestane üreticisi olan Aydın da henüz ‘Gal Arısı’ görülmemesine rağmen, kestane zararlısının çok hızlı yayıldığı düşünüldüğünde Aydın Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile ADÜ Ziraat Fakültesi ve Sultanhisar Ziraat Odası kestane çiftçilerini bilinçlendirme toplantısını ilk olarak Sultanhisar’ın Malgaç Emir mahallesinde düzenledi.

Sultanhisar Ziraat Odası Başkanı Bilal Tarhan, ilçelerinin ciddi bir kestane üreticisi olduğunu ve bu yüzden de kestane ile ilgili her durumu çiftçilere duyurmayı görev bildiklerini söyledi. Kestane dal kanseri ve kestane zararlıları ile mücadele edildiğini dile getiren Bilal Tarhan, Sultanhisar Ziraat Odası olarak bölgede daha izine rastlanmayan ‘gal arısına’ karşı çiftçileri bilgilendirmek, ‘gal arısını’ tanıtmak ve kestane ağaçlarında yaptığı tahribatı göstermek amacıyla toplantıyı gerçekleştirdiklerini belirtti.

‘YÜZDE 50-70 ARASI VERİM KAYIPLARINA NEDEN OLUYOR’

ADÜ Ziraat Fakültesi öğretim görevlilerinden Doç.Dr. Mehmet Karagöz’ün konuşmacı olarak katıldığı toplantıda gal arısı görüntülerle tanıtıldı ve çiftçilerin koruma amaçlı yapması gereken önlem tedbirlerinden bahsedildi. Kestane gal arısının (Dryocosmus kuriphilus Yasumatsu) Çin orjinli olup, dünya çapında kestaneliklerde büyük zarara sebep olduğunu ifade eden Doç.Dr. Karagöz; “Kestane ağaçlarında bahar aylarında yeni sürgünlerde gal oluşmasına neden olmakta böylece sürgünlerin büyümesi engellenmekte ve bitkide oluşan gelişme geriliği nedeniyle önemli verim kayıpları oluşmaktadır. Ergin dişileri ortalama 2.5-3 mm uzunluğunda, vücutları siyah renkli, bacakları ve antenleri sarımsı kahverengidir. Kestane gal arısı, kestane tomurcuklarında oluşturduğu galler ile sürgün gelişimi ve çiçeklenmeyi engellemekte bunun sonucunda meyve üretiminde yüzde 50-70 arası verim kayıplarına neden olmaktadır. Çok fazla sayıda bulunduğunda ağaç ölümlerine de yol açmaktadır” dedi.

‘MÜCADELEDEN ÇOK KORUNMA AMAÇLI TEDBİRLER ALINMALI’

Kestane gal arısı, yumurtalarını tomurcukların içine bıraktığından, yumurta ve ilk dönem larvaları gözle görülemediği için zararlının erken dönemde tespit edilmesinin güç olduğuna değinen Mehmet Karagöz; “Gal arısının zararı sonucu oluşan galler ise kolaylıkla gözle görülmesine rağmen bu dönemde herhangi bir önlem almak için çok geç kalınmaktadır. Zararlının her yıl 8-25 km hızla yayılması, hastalıkla mücadeleden daha çok korunma amaçlı tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir. Kestane gal arısının hastalık görülmeyen bölgelere yayılması; genelde aşılama, ya da verim artırma amacıyla kullanılan ve hastalıklı bölgeden çoğunlukla bulaşık kesilmiş dal, sürgün ve tomurcuk gibi bitki materyallerinin insan eliyle bir yerden bir yere taşınması ile olmaktadır. Doğal yayılması ise rüzgar yoluyla Mayıs ayından, Temmuz ayı sonuna kadar olan zamanda ergin dişi uçuşları ile yayılmaktadır. Bu zararlının kontrol altına alınmasında kullanılan yöntemlerden birisi, bulaşık sürgünlerin budanarak yok edilmesi olup, sadece küçük kestane bahçelerinde kolaylıkla uygulanabilmektedir. Büyük kestane arazilerinde ise mücadele çok zordur. İnsektisitlerin dişilere ve genç larvalara karşı etkili olabileceği kanıtlanmasına rağmen çevreye olan yan etkileri oldukça ciddi bir sorun ve meyvede istenmeyen kalıntı problemine yol açmaktadır” dedi.

Toplantı sonunda yapılan değerlendirmede ise hastalık görülmeyen bölgeleri ancak hastalıklı bölgelerle ilişkiyi keserek, o bölgelerden herhangi bir kestane materyalinin getirilmemesi ile mücadele edilebileceği, yine de hastalıktan şüphelenirse çiftçilerin mutlaka yetkililere haber vermesi gerektiği belirtildi.