O, sinsiliğiyle biliniyor. Hiçbir belirti vermiyor. Kan basıncınızı ölçtüğünüzde kendisini belli ediyor. Üstelik ülkemizde her 3 kişiden 1’inde hipertansiyon var. Yüz kişiden sadece 40'ı onun farkında. Dünyada yaklaşık olarak 1 milyar insanı etkiliyor. Kalp yetmezliği, felç gibi olumsuz hastalıkları da getiriyor... Hipertansiyon! Belki çok önemsemiyoruz ama herkesin onun bilincine varması gerekiyor. Çünkü teşhis edilmediğinde gerçekten de kötü sonuçlar doğurabiliyor...

Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene, bu hastalığın semptom vermeden ilerlediğini belirterek şunları söylüyor:

"Çok uzun süreler semptom vermediği için teşhisinde güçlük çekiliyor. Aslında teşhisi güç değil, aklımıza bu hastalık gelmiyor. 100 kişiden 40 tanesi bu hastalığın kendisinde olduğunun farkında. Yapmamız gereken çok basit. Birinci derecede akrabalarda (anne, baba, kardeş) hipertansiyon varsa erken yaşlardan başlamak şartıyla ara ara tansiyonumuza baktırmamız gerekir. Bunu takıntı haline de getirmemek lazım. Eğer hipertansiyon yoksa, "Hipertansiyonumuz var mı?" sorusuna yanıt arıyorsak senede iki kere baktırmamız yeterli. Hipertansiyon çıktıktan sonra bu daha sıklıkla olacaktır. Yaş ilerledikçe sıklığını 3 ayda bire getirebilirsiniz. 50 yaşına geldiğinizde hipertansiyonunuz yok varsayalım, geri kalan yaşamınızda hipertansiyonunuzun olma olasılığı yüzde 90. 50 yaşına normal tansiyonla girmiş olsanız bile hayat boyu hipertansiyon olma olasılığınız hemen hemen kaçınılmaz. 80 yaşına geldiğinizde yüzde 80 olasılıkla hipertansiyonunuz olabilir. Tansiyon baktırmak en kolay yönteminiz."

DOĞUM KONTROL HAPLARINA DİKKAT

Prof. Dr. Ergene, şöyle devam ediyor: "İki tür tansiyon tespit edebiliyoruz. Nedenini hekim olarak saptayamadığı primel hipertansiyonlar var. Bunların başlama yaşı hanımlarda 35'lerde erkeklerde 40'lı yaşlarda başlıyor. Yaşla birlikte artıyor. Bir de sekonder hipertansiyon var. Böbrek hastalığıyla çıkanlar, hormon bozukluğuyla olanlar, sıklıkla kullandığımız ilaçlar buna örnek. Oral doğum kontrol haplarının da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Toplumda sık kullanılıyorlar. Kullananların zemininde de hipertansiyon da varsa hipertansiyon gelişebilir. İleri yaşlar için de uyarı olması açısından söylüyorum, hipertansiyon için ilaç tedavisi görenler sıklıkla birlikte romatizma ilaçları alıyorlar. Kontrol altında giden tansiyonu kontrolden çıkarabiliyor."

İKİ KOLDAN DA TANSİYON ÖLÇÜLMELİ

Prof. Dr. HABERTURK.COM Sağlık Haberleri Servisi'ne verdiği demeçte şunları da ekliyor: "Tansiyon tanısı ilk defa konuyorsa her iki koldan tansiyon ölçülmelidir. Farkına varılmayacak şekilde doğuştan aort damarına ait darlıklar nedeniyle hipertansiyon görülebiliyor. Bunu da iki koldan hatta bacaktan tansiyon ölçümleriyle anlayabiliyoruz. Tabii farklı tetkik aşamaları var ama ilk şüphelenmemiz iki kol arasında ya da kol ve bacak arasındaki farklılıklarla teşhis edebiliyoruz. Sol kolda 12-8 sağ kolda 100'e 200 olursa ciddi basınç farkı var demektir."

NE YAPMALI?

"Yaşam tarzında değişikliklerle, sigarayı bırakmakla, tuz tüketimini azaltmakla, hareketli yaşam edinmekle- hareketli yaşamda spor ayakkabılarınızı giyin koşun demiyoruz. Merdivenleri inip çıksanız, arabamızı iş yerine uzak yere park edip yürüyüş yapmak, metroya giderken merdivenleri kullanmakla- sağlığınızı koruyabilirsiniz. Yağdan fakir Akdeniz diyeti dediğimiz sebze- meyvenin bol olduğu beslenme çeşidini seçmelisiniz."

EFSANESİ VE GERÇEĞİ

Biliyorsunuz, bir ara bir efsane çıkmıştı. "Yaşı 10'lu düzeylerde seyredenlerin büyük tansiyonu 11, 20'li yaşlarda büyük tansiyonu 12, 30'lu yaşlarda olanların büyük tansiyonu 13 olur" diye bir inanış vardı...

Bunu da Prof. Dr. Ergene'ye sorduk. Prof. Dr. Ergene'nin yanıtı şöyle oldu: "Böyle bir şey yok. Keşke mümkün olsa. Keşke seksen yaşındayken tansiyonum 12- 8 olsa."

HİPERTANSİYON HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ

* Gün içerisinde kan basıncının belirli bir süre yüksek olması, yüksek tansiyon (hipertansiyon) olarak tanımlanıyor. Kan basıncının 140/90 mmHg’nın üzerinde olması hipertansiyondur. Yüksek tansiyon sinsi bir hastalıktır. Bu özelliğinden ötürü her yaşta görülebilir. Belirti vermeden ortaya çıkar

* Hipertansiyon organ hasarına neden olan bir hastalıktır. Hipertansiyon dünyada yaklaşık olarak 1 milyar insanı etkiliyor. Yüksek kan basıncı miyokard enfarktüsü , kalp yetersizliği, inme ve böbrek hastalıları için risk faktörüdür. Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre, yüksek kan basıncı dünyada en önde gelen ölüm nedenlerindendir.

* Sanayileşmiş toplumlarda, yapılan epidemiyolojik çalışmalarda, yetişkinlerde gözlenen hipertansiyon oranı %25-55 arasında değişmektedir. Hipertansiyon görülme oranındaki bu varyasyonlar genetik ve çevre etkilerinin farklı olmasından kaynaklanmaktadır.

* Hipertansiyonu olan bireylerin çoğu, ekonomik olarak gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır. Bu ülkelerde hipertansiyonun bu denli sık olması ve giderek artması, “epidemiyolojik geçiş” sürecine bağlanmakta.

* Ülkemizde her 3 kişiden 1’inde hipertansiyon vardır. Kadınlarda erkeklerden daha sık gözlenmektedir. Ülkemizde hipertansiyon görülme sıklığı yüksek olmasına rağmen, hastaların sadece yüzde 40’ı bunun farkındadır

OBEZİTE TEHLİKESİ

Sanayileşmiş ülkelerde en sık ölüm nedeni kardiyovasküler hastalıklardır. Kardiyovasküler risk faktörleri iyi bilindiğinde, bu ölümlerin çoğu önlenebiliyor. Obezite kardiyovasküler hastalıklar için bağımsız bir risk faktörü olmasının yanı sıra hipertansiyon gibi kardiyovasküler risk oluşturacak hastalıklara da yol açabiliyor. Epidemiyolojik çalışmalar obezite ile kardiyovasküler risk faktörleri arasında güçlü bir ilişki olduğunu gösteriyor.

KARDİYOVASKÜLER RİSK FAKTÖRLERİ

1.Yaş (erkekler ≥ 45, kadınlar ≥55 veya erken menapoz)
2.Ailede kalp hastalığı öyküsü
3.Sigara kullanımı
4.Yüksek kan basıncı (>140/90mmHg)
5.Hiperkolesterolemi (total kolesterol >200mg/dl, LDL [kötü kolesterol] >130mg/dl) ve düşük HDL (iyi kolesterol) <140mg/dl
6.Diabetes mellitus
7.Obezite
8.Stres
9.Aşırı alkol tüketimi
10.Fiziksel aktivite azlığı
11.Menopoz

OBEZİTE NEDİR?

Enerji alımı ve harcanması arasındaki dengesizlik sonucu vücuttaki yağ kitlesinin yağsız vücut kitlesine oranla artmasına obezite denir. Obezite kalp üzerinde yaratmış olduğu yapısal değişiklikler nedeni ile kardiyovasküler riski artırır. Obezite ve hipertansiyonun birlikte bulunması kalbin yapısı ve fonksiyonu üzerine olan etkinin çok daha şiddetli olmasına yol açar. Obezitenin saptanmasında en çok bilinen ve kullanılan yöntem Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesabıdır.

VKİ=vücut ağırlığı (kg)/ (Boy)2 (m2 )
18.5- altı: Normalden az
18.5-24.9: Sağlıklı
25-29.9: Aşırı kilolu
30-39.9: Obez
40 ve üstü: Orbid obez

Örnek:
Boy: 1.75m (175cm)
Kilo: 81kg
VKİ= 81/ (1.75 x 1.75) = 26.44 : Aşırı kilolu birey

BEL ÖLÇÜSÜ NE OLMALI?

Dünya Sağlık Örgütü (DSO) önerilerine göre; bel çevresi (cm) ölçümleri risk olarak değerlendirilebiliyor:



KAN BASINCI DEĞERİNİ BİL, İDEALİNİ HEDEFLE

Türk Kardiyoloji Derneği, ünlü sporcuların desteği ile İnönü Stadyumu’nda düzenlediği basın toplantısı ve spor etkinliğinde sinsi düşman hipertansiyona dikkat çekti. TKD bu etkinlikle, hareketli yaşamın tansiyonun kontrol altına alınmasında önemli bir etken olduğunun altını çizdi.

Basın toplantısında Prof. Dr. Oktay Ergene, Prof. Dr. Sıddık Ülgen ve Prof. Dr. Hakan Karpuz, "Ülkemizde her 3 yetişkinden biri hipertansiyon hastası olduğuna" vurgu yaparak, Türkiye'de 16 milyon, dünyada 1,5 milyar insanın tansiyonu normal değerlerin üstünde olduğunu söyledi.

Toplantıda şu bilgilere yer verildi:

Her yıl 7 milyona yakın kişi hipertansiyon nedeni ile hayatını yitiriyor.

Her yaşta görülebilen ve belirti vermeden ortaya çıkan Hipertansiyon hastalığı, kontrol altına alınmazsa; kalp hastalığı, kalp yetersizliği, felç, boyun ve bacak damarlarında tıkanma, böbrek hastalığı, görme kaybı gibi kimi zaman geri dönüşü olmayan sorunlar ortaya çıkabiliyor. Dünya çapında ilerleyen bir sağlık problemi haline gelen hipertansiyonun teşhisinde düzenli kan basıncı (tansiyon) ölçümünün öneminin vurgulanması amacıyla 2011 yılı Dünya Hipertansiyon günü kampanyası sloganı “Kan Basıncı Değerini Bil, İdealini Hedefle” olarak belirlendi.

TOPLANTIDAKİ EN ÖNEMLİ UYARILAR

* Kan basıncı değerlerinizi bilin. Diyabet veya kronik böbrek yetersizliğiniz (KBY) varsa, 130/85 mmHg üzeri değerler yüksek kan basıncı olarak düşünülür.
* Kan basıncınızı ölçün. Kan basıncınızı düzenli olarak ölçmek önemlidir. Üst kol manşetli monitörlü otomatik tansiyon aletiyle evde kendi başınıza tansiyonunuzu ölçebilirsiniz.

* Birçok ilaç kan basıncını düşürerek aynı zamanda felç ve kalp krizlerine karşı da koruma sağlar. İlaçlarınızı hekiminizin önerdiği şekilde kulanın. Herhangi bir yan etki gördüğünüzde gecikmeden hekiminize bildirin ve o söylemeden ilaç alımını kesmeyin. * İlaçlarınızı kullanırken kan basıncı ölçümlerinizi sürdürün ve kaydedin.

* Kilonuzu Sağlıklı Düzeyde Tutun. Fazla kilolu olmak hipertansiyona yol açabilir. Kilonuzu kontrol etmenin en iyi yolu vücut kitle indeksinizi korumaktır.
* Sigarayı Bırakın. Eğer sigara kullanıyorsanız bu alışkanlığınıza son verin. Hiç değilse günlük sigara tüketiminizi kademeli olarak azaltıp sıfıra indirin.
* Sağlıklı Yiyecekleri Seçin ve Öğün atlamayın. Her günkü taze meyve, sebze, ceviz ve fındık tüketiminizi arttırın. Haftada en az bir öğün etsiz yemek yeyin. Her gün bir ya da iki kadehten fazla alkollü içecek tüketmeyin.

* Sodyum ya da tuz kullanımını azaltın.
* Hareketli Bir Hayat Yaşayın. Eğer spor yapmak için zaman sıkıntısı çekiyorsanız; on dakikalık basit egzersizleri, günde birkaç kez tekrarlayarak sağlığınıza katkıda bulunabilirsiniz.

BEGÜM ÇELİKKOL/ HABERTURK.COM