"Bizimkisi bir aşk hikayesi. Siyah-Beyaz film gibi biraz..." dizelerinde aslen Galatasaraylı Kayahan abi, İnönü"de nostalji rüzgârları estiriyordu. 100. yılda müthiş taraftar desteğini arkasına alan takım da, sahada rakiplerini esir alıp maçları kazanıyordu. Lucescu, öyle alt yapıdan gelmiş falan diye bakmıyor, hazır oyuncular ile sonuca gidiyordu. Çünkü Rumen hocanın yönetime ilk sorusu, “Önce şampiyonluk mu, yoksa geleceğe yatırım mı” olmuştu. Dönemin başkanı Serdar Bilgili, “Şampiyonluk, hem de hemen şimdi” demişti.

O takımdan halen kadroda olan iki isim var. Biri yardımcı antrenör Tayfur Havutçu, diğeri İbrahim Üzülmez. Onlar birçok oyuncunun nasıl camianın sevgilisi haline geldiğinin şahitleri. Denizli her ne kadar Bülent, Arif, Mustafa, Tugay, Mert gibi alttan gelen gençlere şans verdiyse, aslında onun da Lucescu"dan farkı yok. Yani bir Toshack değil. İşte bunun için "hazır" oyuncu kavramı yeniden gündeme geldi. Ancak tribünler alttan gelen isimlere bir başka sabır gösterip, tolerans tanır. Bu sınırları zorlayan bir ismi var şimdi; Serdar Özkan. Örnekler ortada. Bir kaç hatırlatma yapalım. Özel yaşantılarında sorun olan Alpay gönderildi. Peşi sıra da Oktay ve Serdar Topraktepe... Sergen, İbrahim Akın"ı kurtarma adına feda edildi. Nouma da, özel yaşantısında işi takım arkadaşlarını aşıp başkana kadar dayandırdığı için Fener maçındaki hareketi bahane edilerek yollandı!

"Kaş ve Sedef"i hatırla"
Yönetim geçen yıl gençleri takibe aldı. Serdar Özkan, İbrahim Kaş ve Mehmet Sedef üçlüsünün özel yaşantılarına mühür vuruldu! Karar alındı, kalem kırıldı. Önce Kaş, ardından da Sedef gönderildi. Bu kez Özkan"ı kurtarma adına... Bu operasyonun meyvaları hemen toplanmaya başlandı. Serdar futbolu ile öne çıktı. Ardından, eski alışkanlıklar geri dönmeye başlayınca futbolu aynı seviyede kaldı. Oysa onda, bunu çok daha ileri taşıyacak yetenek vardı.

"Yalvarırım yapma Serdar"
Şimdi Serdar için hazırlanan yeni bir rapor var. Bütün bilgiler elimizde. Ancak bu aşamada açıklamak istemiyoruz. Zira basın ilkelerinden biri de, uyarıp, yol göstermektir. Serdar"ı çok iyi tanıyan biriyiz. Alt yapıdan beri hem de... Artık aklını başına al Serdar! Senin de çok iyi bildiğin, yönetim ve teknik ekibin elinde olan bilgilere sahibiz. Elbette rahip değilsin, gezecek, yiyecek, içecek, aşkların ve arkadaşlarında eğleneceksin. Ancak bunlar futbolunun önüne geçmesin. Sahada kendini göster, sonra ne yaparsan yap. Yeter ki, bunu maçlara, idmanlara yansıtma. Aksi taktirde sezon bitimini bile göremeden dönüşü olmayan bir yola girersin. Karakterine, kişiliğine, yeteneğine, kısacası her şeyine gözü kapalı kefil olabilecek bir ağabeyin olarak yalvarıyorum, önce futbolcu ol.