Mutabakat metninde, gelecek yılın sonuna kadar üzerinde uzlaşılan konulara yasal bağlayıcılık getirilmesinin ele alınması önerisi de yer alıyor.

Gelişmekte olan ülkelere yardım

Metinde az gelişmiş ülkelere yapılacak yardım konusu ise, "gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelerin adaptasyon çalışmaları için yeterli, öngörülebilir ve sürdürülebilir finansal kaynak, teknoloji ve kapasite geliştirme desteği sağlayacaktır" ifadesiyle yer aldı.

Özellikle okyanus adası bazı ülkelerle Afrika'daki en az gelişmiş ülkelerin desteğe ihtiyacı bulunduğu vurgulanan metinde, "gelişmiş ülkelerin ihtiyacı içindeki gelişmekte olan ülkelere 2020 yılına kadar 100 milyar dolarlık yardım yapmasının amaçlandığı, söz konusu yardımın kamusal ve özel, ikili ve çok taraflı kaynaklardan sağlanabileceği" kaydedildi.

Mutabakat metninde söz konusu yardım programı için 2010-2012 yıllarını kapsayan kısa vadeli dönemde Avrupa Birliğinin 10,6 milyar dolar, Japonya'nın 11 milyar dolar ve ABD'nin 3,6 milyar dolar vadettiği de belirtildi.

Gaz salımı

Gaz salımıyla ilgili konular mutabakat metninde "gelişmiş ülkelerin hedefleri" ve "önde gelen gelişmekte olan ülkelerin gönüllü vaatleri" şeklinde iki ayrı ek olarak yer aldı.

Salınımın denetlenmesi, özellikle Çin'in uluslararası denetime karşı çıkması nedeniyle zirve süresince üzerinde en fazla tartışma yapılan konular arasında yer aldı.

Mutabakat metni, gelişmekte olan ekonomiye sahip ülkelerin bu alandaki çabalarının yine kendileri tarafından gözlemlemesini ve gözlem sonuçlarını iki yılda bir BM'ye iletmesini öngörüyor. Metinde denetim konusu da, "Süreçte uluslararası denetim yapılabileceği, ancak bunun inceleme yapılacak ülkenin egemenlik hakkına saygı çerçevesinde gerçekleştirilebileceği" şeklinde ifade edildi.

Ormanların tahrip edilmesi gibi gelişmelerin sera gazı salınımının artmasında etkili olduğuna işaret edilen mutabakat metninde, bunun önlenmesi yönündeki çalışmalara gelişmiş ülkelerin mali destek vermesi de öngörülüyor.

Obama'ya göre bu ilk adım

Anlaşmayı değerlendiren ABD Başkanı Barack Obama, Kopenhag Mutabakatı'nın anlamlı ve eşsiz bir hamle olduğunu söyledi.

Hiçbir ülkenin anlaşmaya tamamen ikna olmadığını söyleyen Obama, bu ilk adımın küresel ısınma tehdidiyle mücadele için yeterli olmadığının altını çizerek "Bu anlaşma tarihi bir ilk adım" dedi.

Bağlayıcı bir anlaşma imzalanmasının zamana alacağını ifade eden ABD Başkanı, ülkelerin küresel ısınmanın kritik eşiği olan 2 dereceyle sınırlandırılması konusunda anlaştığını da vurguladı.

Sarkozy: "Bütün ülkeler kabul etti"

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, "BM İklim Zirvesi'ne katılan tüm ülkelerin, iklim değişikliğine karşı mücadeleyi öngören Kopenhag İklim Anlaşması'nı kabul ettiklerini" söyledi.

Nicholas Sarkozy, 120 ülkenin katıldığı toplantıdan sonra düzenlenen basın toplantısında, "artık bir anlaşma olduğunu, metnin ise mükemmel olmadığını" bildirdi. Sarkozy, anlaşma kapsamında Çin dahil tüm ülkelerin 2010 yılına dek karbondioksit salınımının kısıtlanmasıyla ilgili yazılı planlarını ibraz edeceklerini belirterek, ayrıca gelişmekte olan ülkelere 2020'ye dek yılda 100 milyar dolar tutarında yardım yapılmasıyla ilgili planın tüm ülkelerce imzalandığını kaydetti.

Merkel ve Brown

Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Birleşik Krallık Başbakanı Gordon Brown da Kopenhag Anlaşması'nı kabul ettiklerini, ancak daha fazlasından yana olduklarını dile getirdi.

Merkel, anlaşmayı "karışık duygularına karşın" desteklediğini belirterek, "Benim için karar vermek çok zordu. Bir adım attık, daha fazlasının da olacağını umuyoruz" dedi.

Brown da "Bir başlangıç yaptık. Bundan sonra gerekli olan ise, (uygulamada) yasal bağlayıcılığın sağlanması" diye konuştu.

Bundan sonraki iklim toplantısı altı ay sonra Almanya'nın Bonn kentinde yapılacak./milliyet