'Okul polisi' uygulaması, güven timlerinin okul çevrelerinde sayı itibariyle artırılması gibi önlemlerin yanı sıra farklı metotların da devreye girmesi kararlaştırıldı. Bu kapsamda psikolojik etki boyutunu değerlendiren polis, yeni bir anlayış geliştirmeye hazırlanıyor. Uyuşturucu kullanmayana ulaşmaya çalışan polisin bu sayede öğrencileri beyaz zehirden uzak tutmayı planladığı belirtiliyor. Velilerin aktif desteğinin önleyici tedbirler konusunda önemine işaret eden uzmanlar, ailelerin, "Oğluma kelepçe takarlar." korkusunun yersiz olduğunu dile getiriyor. Bazı ailelerin, çocuklarının uyuşturucu kullandığını uzun süre anlamaması ise, karşılaşılan en önemli zorluklardan biri olarak dikkat çekiyor.
Eroin, esrar, uyuşturucu hap, afyon sakızı, kokain gibi uyuşturucu türleriyle mücadelede polis, jandarma ve gümrük birimlerinin kendi sorumluluk bölgelerinde sürdürdüğü operasyonlar, Türkiye'deki uyuşturucu gerçeğini bütün ayrıntılarıyla ortaya koyuyor. Uyuşturucu üreticisi olmamasına rağmen Türkiye'nin transit geçiş güzergahında bulunması, yüklü miktarda uyuşturucu yakalamalarını da beraberinde getiriyor. Yakalanan uyuşturucu miktarının yüksek olmasına rağmen kullanım oranının nispeten daha düşük olduğu belirtiliyor. Ancak damardan enjekte edilerek kullanılan uyuşturucu türlerinde kullanım oranı düşük olsa da genel olarak iç tüketim piyasasında uyuşturucu kullanımı tedirgin edici boyutta bulunuyor. Anne babaların okul çağındaki çocuklarını uyuşturucu tuzaklarından koruyabilmeleri için kampanyalar düzenlenerek bilinç düzeyini üst seviyede tutmaları amaçlanıyor. Bu amaçlarla ilköğretim okullarında, liselerde ve üniversitelerde toplantılar yapılarak gençlerin uyuşturucunun zararlarına karşı bilinçli olmaları sağlanıyor.

UYUŞTURUCU KULLANMAYANA ULAŞMAYA ÇALIŞIYORUZ

Polisin uyuşturucu konusunda en çok yanlış anlaşılma sorunuyla karşılaştığı da ortaya çıktı. Birçok operasyon ve çalışma sonrasında öğrencilerin ve velilerin 'polis korkusu' yaşadıkları, bu nedenle de polise karşı mesafeli durdukları dile getirildi. Uyuşturucu konusunda uzun zamandan beri operasyonel çalışmalar yapan bir emniyet görevlisinin verdiği bilgilere göre veliler, "Oğluma kelepçe takarlar" korkusuyla bilgi vermeye yanaşmadığını dile getirdi. " 'Bize uyuşturucu kullananı ihbar edin' demiyoruz. Biz asıl uyuşturucu kullanmayan kesimi bilinçlendirmek için hedef kitle seçtik." diyen emniyet yetkilisi, bilinçlendirmenin öneminin Begüm Veral olayında bir kez daha ortaya çıktığını dile getirdi. Veral ailesinin eğitim seviyesi yüksek olmasına rağmen çocuklarını uyuşturucudan koruma konusunda son derece eksik bilgilere sahip olduklarının ortaya çıktığını anlatan görevli, anne babanın sadece kızlarının kollarında morluk olup olmadığına baktıklarını söyledi. Veral'ın annesi Yeşim Argun, olayın ardından kamuoyuna yansıyan açıklamasında, basın yayın organlarında ve okullarda eğitici içerikte yayın ve derslerin konulmasını istemişti. Anne babaların klasik yöntemlerle çocuklarını takip ederek arkadaşlarıyla ilgilenerek uyuşturucu kullanıp kullanmadığını öğrenemeyeceğini savunan Argun'un, "Okullarda din, trafik dersleri gibi maddenin verdiği zararlara karşı bir ders konulsun. Televizyonlarda trafik eğitimi, Kırım- Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının belirtileri ya da domuz gribi belirtileri gibi bilinçlendirici kısa programlar gibi madde alışkanlığı hakkında bilinçlendirme programları yapılsın. Neden yapılmıyor?" diye sorması önleyici tedbirlerin önemini bir kez daha ortaya koymuştu.

Narkotik Şube'ye gelerek polisten çocukları hakkında koruyucu önlemi nasıl alacaklarını soran anne babaların anlattıkları ise bilinç düzeyi konusunda şaşkınlık uyandıracak boyutta. Emniyete gelen bir ailenin, "Biz oğlumuzla birlikte alkol alıp her konuyu çok rahatlıkla konuşabiliyorduk. Arkadaşlarıyla eğlenmesine, eve geç gelmesine karşı çıkmazdık. Özgür olsun istedik. Ama sonra birden uyuşturucu kullandığını öğrendik." demesi uzman görevlileri şaşırttı.

İstanbul polisinin hayata geçirdiği yeni uygulama ile sokakta görev yapan gezici polis ekiplerinin büyük bölümü okullara yönlendirildi. Gençleri sokak satıcılarından korumak için çalışacak polisler, İstanbul'daki bütün okullara giderek müdürlerle görüşüp irtibat telefonlarını bıraktı. Okul yöneticileri ve polis arasında işbirliğini artırarak uyuşturucunun okullardan uzak tutulmasını sağlamaya çalışan polis, bir yandan da operasyonlarla sabıkalı uyuşturucu satıcılarına göz açtırmadı.

İSTANBUL EROİN'DE REKOR KIRDI

Özellikle eroin yakalamalarında İstanbul polisinin başarısı dikkat çekiyor. Yaz ayları sonrasında Ortadoğu kökenli uyuşturucunun hasat dönemine girmesi ile Türkiye üzerinden sevk edilmeye çalışılan eroin miktarında da artış yaşanıyor. Bu dönemdeki çalışmaların yoğunlaştırılmasıyla sadece İstanbul'da yakalanan eroin miktarı 3 ton 870 kilograma ulaştı. İstanbul genelinde ilk 9 ayda ağırlıklı olarak eroin operasyonları kapsamında 20 bin kişi gözaltına alındı. İlçe emniyet müdürlükleri ağırlıklı olmak üzere 13 binin üzerinde uyuşturucu operasyonu gerçekleşti. Sadece İstanbul'da ilçe emniyet müdürlüklerinin de desteğiyle günlük 200 uyuşturucu operasyonu yapıldığı belirtildi.

Operasyonlar konusunda dikkat çeken sonuçlardan en önemlisi; özellikle eğitim kurumları ve çevresinde madde kullanım yaygınlığının ölçülememesi oldu. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu yöndeki ölçümlere ya da anket benzeri çalışmalara izin vermemesi nedeniyle bu yönde sağlıklı veriler elde edilememiş. Ancak İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün valilik kanalıyla bu yönde bir izin çalışması yaptığı ve gerekli alt yapının sağlanmasının ardından bu ölçümlerin yapılmaya başlanacağı belirtildi.

SERVİS ŞOFÖRLERİNE DE EĞİTİM VERİLECEK

Özel ve devlet okullarında okul müdürleri, öğrenciler, öğretmenler ve velileri uyuşturucu konusunda uyaran polis, işi sıkı tutarak servis sürücülerine de eğitim vermeye hazırlanıyor. Narkotik Şubenin uzman polisleri tarafından hazırlanacak eğitim programlarına alınacak şoförlerin bilinçlendirilmesi planlanıyor. Öğrencileri uyuşturucudan nasıl uzak tutacakları, tanık olunan olay durumunda nasıl hareket edecekleri ya da kimlere karşı dikkatli olmaları gerektiği gibi konularda derse tabi tutulacak şoförlerin de aktif olarak uyuşturucu ile mücadelede desteklerinin sağlanması amaçlanıyor.

Yurt dışındaki eğitim uygulamalarının gençleri tehlikelerden uzak tutmak için caydırıcı tedbirler kullandıkları belirtildi. Emniyet yetkililerinin verdiği bilgilere göre Amerika'da ders saatinde özel bir mazereti olmadan sokakta bulunan öğrenci kelepçe takılarak gözaltına alınabiliyor. Boş ders saatlerinde öğrencilerin olumsuz etki altında kalmalaları için farklı aktiviteler düzenlenerek eğitim görevlilerinin gözetimleri altında kalmaları sağlanıyor.

BİZ YAKALIYORUZ, TÜKETİM ÜSSÜ AVRUPA YERİNDE SAYIYOR

Türkiye'deki uyuşturucu yakalama oranlarındaki artışa rağmen tüketim üssü olan Avrupa ülkelerindeki yakalamalar giderek azalıyor. Dikkat çeken bu bilginin temelinde Türkiye'deki gayretli çalışmaların Avrupa'ya giren uyuşturucunun belli bir kısmını engellemesi olarak görülüyor. Türkiye'deki uyuşturucu yakalamalarındaki artış tek başına bile değerlendirildiğinde birçok Avrupa Birliği (AB) ülkesini geride bıraktı. Buna göre Türkiye'de operasyon başına ortalama 50 kilogram eroin yakalanıp 10 kişi gözaltına alınırken, İsçeç'te 103 kilogram, Romanya'da 32 kilogram, Almanya'da 879 kilogram, Belçika'da 176 kilogram, Portekiz'de 144 kilogram olarak gerçekleşti. 2006 yılının toplam verilerinde Türkiye genelinde ele geçirilen toplum uyuşturucu ortalaması 10 bin 312 kilogram olurken, Rusya dahil olmak üzere Bütün Avrupa Birliği ülkelerinde 12 bin 636 kilogram olarak gerçekleşti.

Kokain pazarının en büyük adresi olarak Amerika kıtası görülüyor. Türkiye'de genellikle lüks semtlerde adrese teslim satışlarla alıcılarına ulaştırılan ve daha çok havalimanı yakalamalarıyla ele geçen kokainin iç tüketime yönelik olarak getirildiği tespit edildi. Genellikle havalimanı operasyonlarında ele geçirilen kokainin kuryeler aracılığıyla Türkiye'ye sokulmaya çalışıldığı, bu kuryelerin sayısında talebe bağlı olarak son iki yıl içinde artış olduğu da ortaya çıktı. Kokain kullanımında İstanbul dışında bazı illerdeki artış dikkat çekiyor. İllerdeki yükseköğretim kurumlarının varlığı ile paralellik gösteren kullanım oranında Malatya, Diyarbakır, Bingöl, Samsun ve Trabzon gibi iller öne çıkıyor.

Pendik'teki uyuşturucu operasyonun ardından Türkiye'nin yeniden gündemine gelen uyuşturucu haplar konusunda da Türkiye'deki yakalamalar dikkat çekiyor. Captago maddesinin transit güzergahında bulunan Türkiye'nin olumsuz etkilendiği tespit edildi. 2005 yılında en fazla extacy yakalaması gerçekleştiren kolluk güçleri 1 milyon 748 bin 796 adet hap ele geçirdi. Bu rakamla Türkiye ana üretici olan Hollanda ve İngiltere'den sonra 3. sırada yer alıyor. Türkiye içindeki operasyonlarda toplam 65 ilde uyuşturucu hap ele geçirilmesinin bu uyuşturucunun kullanımının ne denli yaygın olduğunu ortaya çıkardı.

Esrar kullanımında ise durum daha farklı. Türkiye'de üretimi ve tüketimi en fazla yapılan uyuşturucu türünün esrar olduğu belirtildi. Tüketime yönelik olarak üretimi yapılan esrarın 2008 yılında 39 bin 141 kilogramının ele geçirildiği belirtildi. Bu rakamın 20 tonu aşkın bölümünün polis bölgelerinde ele geçirildiği belirtildi./yeni şafak