İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Uçak Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Tolun, kazanın yaklaşma hızının düşük olmasından kaynaklanan bir pilotaj hatası nedeniyle yaşanmış olabileceğini öne sürdü.
Tolun"un tespitleri şöyle: “Yaklaşma sırasında bir düşüş görünüyor, akla ilk gelen hızın düşük olması. Zeminin etkisiyle sürüklenme de yok, düşük bir hızla yere çarpma belirtisi var daha çok. Tutunma hızının altında bir hızla indiyse, uçak burun yukarı manevrası yapmış da olabilir pilot.

Zemine çakılma yok
Önce kuyruğun çarpması normal. Zemine çakılma gibi bir durum yok. İniş için motor gücüne ihtiyacı yok. Pisti tutturamıyorsa motorlardan ilave bir gücü kullanması gerekir. İnişte anormal bir durum olmadığı söyleniyor.
Bir arıza belirtisi de yok gibi. Yakıtın olmaması için de hesapların yanlış yapılmış olması gerekir. 20 dakika daha uçacak kadar yakıt olmalıydı. Motorun düşmesi nedeniyle uçağın düştüğü ihtimalini, motor iniş yerinden çok uzaktaysa eleyemeyiz.

Stajyer ihtimali
Uçağın düştüğü yer ile motor arasında çok büyük bir mesafe olmaması gerekiyor. Motoru düşen uçaklar var ama tek motorla da pilot uçağı indirebilir.” Tolun, kazanın Isparta"da iniş sırasında yaşanan kazayla benzerlik taşıdığına da dikkat çekti.
Aynı fakülteden Prof. Dr. Mahmut Adil Yükselen de, “Yakıtın az olması diye bir şey söz konusu olamaz. Bu uçaklar kalkmadan önce evrak dolduruluyor. Hepsi kayıt altında. Uçağın yönetimini kokpitte bulunan bir stajyere emanet ettiği yolundaki iddiaları da doğru bulmuyorum. İhtimal vermiyorum. Pilot adayını eğitimlerde strese sokuyorlar. Çok ciddi eğitimden geçiyorlar. Her şey kurallar dahilinde yapılıyor” dedi.
Uçağın kuyruk kontrolünde ani bir arıza olduğu takdirde yunus hareketi gibi bir hareketin söz konusu olabileceğini belirten Yükselen, “Uçağın motoru, bir çarpma olmadan kendiliğinden düşmez. Bir motoru devreden çıkarsa düşmez. Tek motorla bile pas geçebilir. Bunlar elektronik bilgisayar destekli uçaklar” dedi.

"Düşük hız düşüşü" evresi
İngiliz “The Times” gazetesinin havacılık uzmanı, deneyimli pilot yazarı Charles Bremner, yaptığı analizde ilk bakışta kazanın nedeninin hemen anlaşılamadığını, uçak enkazının durumu, yangın çıkmaması ve hayatta kalan kazazedelerin ifadelerinden, uçağın yere oldukça paralel bir konumda uçtuğunu ve dar bir açıyla çarptığı izlenimi edindiğini belirtti. Bremner"e göre uçak inmek için çok yavaşlamıştı ve yaklaşık 140 knot süratle uçuyordu.

"Kontrolden çıkmadı"
Uçağın kontrolden çıkmadığını kaydeden İngiliz uzman, aksi durumda uçağın çok büyük hasar göreceğine dikkat çekti. Uçağın herhangi bir nedenle düşük hız düşüşü (stall) evresine girdiğini kaydeden Bremner, buna güç kaybı, cihazlardan birinin çalışmaması veya pilotaj hatasının neden olabileceğine işaret etti. Bremner, uçağın hız kaybedip düşme sürecine girmesinin kuyruğun buz tutmasından kaynaklanmış olamayacağını, buz oluşması için uçağın daha yüksekte uçması gerektiğini ve yere de düşey bir şekilde çakılarak patlayacağını kaydetti.

Afyon uçağını anımsattı
Prof. Dr. Adil Yükselen, THY"nin bir başka uçağının da 26 yıl önce aynı şekilde düştüğüne dikkat çekti. Yükselen, 16 Ocak 1983"te Esenboğa Havaalalanı"nda THY uçağının iniş sırasında yere yakınken meydana gelen türbülans nedeniyle düştüğünü anımsattı. Paris-Ankara seferini yapan THY"nin Afyon uçağı da piste yakın bir mesafede yere çarpmış ve 3 parçaya bölünmüştü. Kazada 47 kişi ölmüş, 17 yolcu yaralanmıştı.

MİLLİYET