Değerli Aydın Post  Okuyucuları,YUPA TUR  olarak  Büyük Balkan Turumuzdan  sonra  Büyük Karadeniz Turu'nu  gerçekleştirdik.11 Ağustos'ta  başlayıp  19 Ağustos'ta  bitmek  üzere  7 Gece  9 Gün olarak  Aydın, Nazilli, Denizli, Afyon  üzere  Ankaraya  vardık, Sabahın Erken  Saatlerinde  Çankırı  üzerinden  Kastamonu"ya  varıyoruz, Tur Operetörü  Aydın Avcı  yönetiminde  Kaptanımız  Ömer  Yılmaz, Rehperimiz  Muzaffer Başol eşi Niyver Başol, Misafirlerimiz  ise  uzun süredir  turumuzu  bekliyen Maliyeden Emekli Reyhan Uzan Halen Maliyede çalışan Neşe  Cihan  Hollanda'dan gelen Saadet Demirbaş  Yılların  Kuaforu   Günay  Arpacı  Şenay Güven  İzmir'den Canan Bozkurt ve Gunnur Çetin  ekibi Nazilli'den  Ali İhsan  Karakaya   Hülya  Karakaya ve  Mehmet Pınar  Aslı  Pınar,  Umurlu'dan  Ramazan Kabil  eşi,  Refika  Gök,  Bircan Gök,  Ayrıca   Işıklı köyümüzden  uzun  yıllardır  bizimle  gezen  Rabiye  Yurdaku  Eşref  Yurdakul  Aydın Kılınç Hacer Kılınç 13  kişilik  ekipile,  32   kişilik  grup'la    Aydın Efe  Sigorta'nın    Bünyesindeki  İbrahim  Uzunkavak  yönetimindeki   vıyaypi  araçla  ile  turumuza  başlandı.

111-4

Kastamonu  Gök  ırmağının   bir kolu  olan  Kara Çomak deresi  Vadisinde  kurulu  bulunan  şehir  deniz yüksekliği 774  metredir. Kastamonu'da  Hazreti Pir Şeyh  Şabani Veli  Türbesi  ve Külliyesi  ziyaret  edildi  Kastamonu  Kalesi  görüldü, Rehper  tarafından  anlatıldı,  çeşmesinden  sular  içildi,  Taşköprü  Sarmısağı  alındı,  ve  şehir merkezine  geçilerek  Şerife  Ana  Anıtı   Nasrullah Camii'yi  ziyaret  ettikten  sonra  Çarşı  merkezindeki  serbest  zaman   ardında  yola  çıkıldı,  Yolculuğumuz  sırasında  Ilgaz Dağı  MilliPark  ve Küre  dağları  uzaktan'da   olsa  görüldü. Dip  Not: Kastamonu   Rıfat  Ilgaz  Melmeketidir,  Gezilecek  ve  görülecek  çok  güzel  yerleri  var,  Mutfak  Kültürü     ve Çekme  Helvası  çok  meşurdur.

Yollardaki  Dinlenme  tesislerinde  durduğumuzda  mutlaka   menü   fiyat  listesine   özellikle  bakmanızı   istiram  ediyorum.

Boyaabat  üzerinden  Samsuna varıyoruz şehir  merkezindeki 4   yıldızlı  [www.simissohotel.com.tr]www.simissohotel.com.tr    yerleşiyoruz,  Akşam  yemeğimizi   yöresel  yemek   eşliğinde  Çatıkatı   Samsun  manzarasını   izliyerek  gecemiz   başlıyor, yorucu  bir yolculuk  ardından  dinlenmeye  çekiliyoruz, Sabah  kahvaltımız  ardından  grup  ile  birlikte  Gazi Müzesi  ile  turumuza  başlıyıoruz, Bandırma  Gemi  müzesi Milli mücadele açık hava müzesi  Tütün İskelesi, Kurtuluş  yolu , Samsun Büyük Cami,Amazon Köyü  Amisos  Tepesi   burdaki dukanlar restorantlar  hepsi  kapalı, Belediye hangi  mantığa  göre   hareket   ediyor  Turizm   sezonun'da   bu  yerler   kapalı  olurmu, en  önemlisi  tuvaletler  kapalı,  Bu  arada  Pandemi  öncesi  Çiftlikte  meşhur  Ballı Kaymaklı   dondurması   vardı    şimdi   oda  yok,  güzel   şeyler  bir  bir   yok  oluyor.

Gezimizin  üçüncü  gününde  Canık, Terme,Çarşamba,Perşembe,Fatsa, Ünye  üzeri  Ordu'ya  ulaştığımız'da   Teleferik  ile Boztepeye  çıkıp  Orduyu  Seyre  doyamıyorsunuz, Ordu  ile bütünleşmiş,Boztepeye  çıkmalı,Orduya Bakmalı, Teleferik  Ordu  ilinde   simge  haline  gelmiş Ordu  iline   gelen  mutlaka  Teleferiğe biniyordur, Bizden  bir gün önce  30 Tl Olan Teleferik Bir gün sonra  60  TL Çıktığını ve  kimseyi  etkilemediğini  gördüm,  Meşhur  Ordu  pidesi  ile öğlen yemeğimiz  alıp aracımız ile  Giresun 'a   doğru  yola çıtık, Halil  Tütüncü diye  Giresunlu  Turizm  İl Müdürlüğünde  emekli  olmuş  ve kendisini   Giresun  Turizmmi'ne  adamış değerli dostum  dolmuşlarımızı  ayarlamış  Giresun Kalesine  doğra  yola  çıkıp sırasıy'la  Giresun Kalesini, Topal  Osman Mezarı  ve  uzakta'da    olsa  Giresun Adası  diğer ismi  Tarzan adasını  görme imkanı  ve  özel  bir  kuruluşta   Fındık  alışverişi  yapıldı  ardından  Giresun Tirebolu'daki 3 Yıldızlı  Yılgın  Beach Hotelde  yerleşme  akşam yemeğinde  yöresel yemek, Günbatımını  izlemek için harika bir yer  olduğunu  unutmadan söylemek isterim, Dededen Baba'ya  Baba'dan  oğul'a  geçen  bir  otel  Karadeniz Sahilinde  Beach  Yokken   ilk  Beach  burada   vardı, Gel görki  Tirebolu  Kaymakamı  bu   yıl Beach  kapatmış   Otel Sahibi  Mustafa  Yılgın   bey    yılmamış  davalar açmış  yürütmeyi  durdurmuş   ama bir   türlü  açamamış  Aydın Avcı  YUPA TUR   olarak  sonuna  kadar  takipçisi  olacağım, Akşam yemeğinden   sonra  Gülay  Arpaçı  hanımefendi   Deniz  kenarındaki  kumsalda   ateş   yakmamızı  istedi   Halil Tütüncü ve otel  sahibi  Mustafa  Yılgın  bey  efendi  ateşi  hemen   yaktılar,  Geziye   katılanların yarısı  ateş  etrafında   gönüllerince  eylendiler, bu  arada  Beach'hın  neden  kapandığını  halen anlamış  değilim?

[www.yilginotel.com.tr]www.yilginotel.com.tr

ebcf2c48-8990-4f44-97a7-6e4bc22bfd9e

Sabah  otelimizde  alacağımız açık büfe  sabah  kahvaltımız  ardından sloganımız şu  TUR   YENİ BAŞLIYOR;  Trabzona  dogru  yola  çıkıyoruz, Akçaabat  üzeri  Atatürk  Köşküne   çıktığımızda  Atatürk  Köşkunun   kapalı  olduğunu  görduk  ve  dışardan  Fotoğraf  çekilerek  

Atatürk Köşkü  karşısında  TUĞANABERK  KUYUMCULUK YÖRESEL  GÜMÜŞ ELSANATLARI SATIŞ MERKEZİ'NE   VARDIĞIMIZ'DA  Bir saatlık  serbest   zamanda  TRABZON  KAZAZİYE SANATI   Anlatıldı, Önce 24  ayar saf altın veya 1000 ayar saf gümüş  0.08 mikron  kalınlığında ince tel haline  getirilir.Saç teli kalınlığındakibu tel, bir  çıkrık yardımıyla  ipek  iplik  üzerine  sıkı bir yay  gibi sarılarak  belli  bir  esneklik  ve kalınlığa getirilen  tel, kazaziye  sanatının  ana hammaddesidir. Bu telden, tamamen  el  örğü  teknikleri kullanılarak  değişik parçalar üretilir. Tasarlanan ürüne  göre ,bu  küçük parçacıklar  birleştirilerek takıya  dönüştürülür.Kazaziye  işi, eskiden  sadece tespih püskülü olarak  bilinirdi. Yüzlerce  model arasında modern ve klasik kolyeler,küpeler, bileklikler, kolye  uçları, kol  düğmeleri 33'lük ve 99'luk tespih çeşitleriyle  kazaziye  sanatı artık tanınmış  ve hak  ettiği  yere ulaşmıştır.İşçilik kalitesinin  tartışılmaz olduğu bu el sanatı, antika özelliği de  taşımaktadır. Yeni  modelleriyle  birlikte  bu sanatın  inceliklerini  sunmaktan  kıvanç  duyuyoruz.

YOK OLMAK VE UNUTULMAK  ÜZERE  OLAN  BU NADİR  ELİŞÇİLİĞİNE, 1997'DEN  İTİBAREN  SAHİP ÇIKAN  İŞLETME , YÜZLERCE  KAZAZİYE ÜRÜNÜNÜN TASARLANMASINDA VE  TANITILMASINDA  ÖNCÜ BİR  ROL  OYNAMIŞTIR.TUĞANABERK'TE  ALIŞVERİŞ  YAPIP  ÇAYLAR  KAHVELER  İÇİLDİKTEN  SONRA  Boztepe  manzarasına  doymadan   Trabzon kalesini  uzakta'da  olsa  görüp  Maçka  üzeri   Sümela Manastırına  çıkmak  için  Dolmuşlarla tutularak Sümela Manastırına  gidildi, uzun   bir süredir   kapalı  olan   yapılan resterasyon  sonrası  kapıları  açan  Manastır   giriş ücreti   300  TL  Olduğunu  bu arada  buradan hatırlama   yapılarak bir yıllık   60  TL  Müze kart   almanızı   öneriyorum.

cats-70

Manastır   ve  Maçka  ziyaretimiz  ardından Trabzon üzeri  Sürmene'ye  gidiyoruz  Pidenin  Bıcağın  başkenti   Sürmene 'de  bıçak alışveri  yapma   Sürmene Bıçak  Sanayi  gezip  gördükten  sonra  Çaykara  üzeri  Uzungöl'e  variyoruz, Yılların  dostu  Dursun Ali  İnan tesislerinde  geçte  olsa   ekstra  öğlen yemeği   Alabalık ve Sütlaç  yiyip  çaylar  içildikten  sonra  Bozulmaya  yüz tutmuş   Arap  istilasına uğramış  hatta  kendi döviz  büroları    ve restorantları  araçları    adım başı  Arap  turistlerle  Uzungölü  hayal edin   gidemiyenler  için yazıyorum. Bu  yüzden  fazla  söze  gerek  yok. Birbuçuk  saatlık  molamız  ardından  geri  dönüş  yolculuğumuz  başlıyor, Çaykara , Of ,Rize, Arhavi  üzerinden  gecenin  geç  saatlerinde  Hopa'ya  varıyoruz  dört yıldızlı  Cihan Otelimize yerleşiyoruz, akşam  yemeği konaklama  hotelde  https:// [www.hotelcihan.com.tr]www.hotelcihan.com.tr

Sabah  açık büfe  kahvaltımız  ardından   Artvin  Borçka  Karagöl  Tabiyat  Parkına  gidiyoruz, bence   görülmesi  gereken  yerdir.gezilerimiz  ardından  geridönüş  yolculuğumuz  başlıyor  Hopa üzeri  Sarpsınır  kapısına   varıyoruz, grubumuzda  dünya  tatlısı  Ortaokula  giden  Zeynep Yamak  kimliğinde  fotograf  olmadığı  için  Yurtdışına  çıkış  yapamadı,  Ayrıca   Acenta  olarak  uyardığımız   halde  eski  kimliklerle   tura  katılan Umme  Kadın Kabil  Ramazan  Kabil  Firdevs Şen  de   Batuma  gelemediler, bu   yuzden  tekrar  buradan'da   yazıyorum, Batum  ve Kıbrıs'a  Çipli  Kimlik  olmadan   giriş  yapamasınız. Fotografsız çocukları   buralara  götüremesiniz;

Yılların  dostu   İşbirliği yaptığım  Yıllar Kibar  Hopa Tur Pandemide sırasında yeme içmeyi sevdiği için Hopa Merkezde  açmış  olduğu   Restorant'ta   öğle yemeğimizi  alıp  Batumda'ki  aracımızı   Batumda'ki  rehperimizi  bizlere  aracı  olan   Yıllar Kibar'a   teşekkür  ediyorum, Batum  gezimiz  ardından,  Hopa'ya geri  dönüldü Cihan  Otellimizde akşam  yemeği alınıp   konaklama  yapılıp   sabah  kahvaltımız  ardından  aracımızla  Ayder  Yaylasına  doğru  yola  çıkarak   Çamlıhemşinde  Molarize  Araçları  ile  Kaçkar Dağlarının  Milli Park  içerisindeki  Palovit Şelalesi  Zilkale görüldükten  sonra,  Çamlıhemşin'e  gelerek  bizleri  bekleyen aracımızla   Ayder Yaylasına  geçildi  burasıda  Milli Park  içerisinde  yer almakta,   Buraya  geldiğimizde  Uzungöldeki Arap Sevdasını'da   burada'da    devam etmekte  olduğunu  şahit   olduğunu   gördük, bu  notları  yazarken  sakın ola  Arap Turis'te   karşı  olduğumu  zanetmeyin,  Doğa  güzelliklerinin  nasıl  yok  olduğunu   yakinen  şahit  oluyorsunuz, çevre  duyarlılığı  fazla  olmadığını,   bu  yerlerde  konaklama   yapmaya  kalkdığınızda   yer  olmadığını, yer olsada  çok  pahılı  olduğunu  görüyorsunuz, Bir  örnekmi   bir  lari   12   TL    Bir  Kuveyt  Dinarı TL Karşılığında   84 TL  olursa  ne   yaparsınız.    

Ayder yaylası  gezimiz  ardından  Fırtına  deresindeki Pınar  Restorant'ta   almış   olduğumuz  öğle yemeği  ve  çevre  gezilerimiz  ardından  Rizede'ki  Zaimoğlu  Rize Bezlerine  uğrıyoruz,  her zamanki  güler  yüzü  ile  Kemal ZAİMOĞLU  Bizleri  karşılıyor,  alışverişler  yapılıyor  çaylar  içiliyor,  Rizede'ki bana  göre   ziyaret  edilmesi  gereken  yerler arasında   Ziraatçılar  Tepesindeki  Botanik Bahçesi  ve  5 li 10 lu 20 lik  demliklerle   çay  içme imkanı,  Ziratçılar  tepesine   dönecek  olursak  Zihni Derin  Çayın Babası  Batuma gidiyor,  Batumda  Çayın yetişdiğini  görüyor, Baston içinde  tohum   getirerek  Batum'da  çay  yetişiyorsa  Rize'de  neden  çay yetişmesin  diyor, Ziraatçılar  Tepesindeki Botanik  Bahçesinde  Çayın  yetişdiğini , bu  vesileyle  çayın  Tüm  Rize  ve  Köylerinde  olabilir kanısına  varıyor   ve  bu   tepede   ensütüsünü   kuruyor.Bugun  Rize'de    çay varsa  onun   sayesinde  o  zamandaki Hükümetin  yardımları  ile  bugun   bu  hale gelmiştir.

c67b3188-3ca9-4d1f-9fc8-7fa45a0583e4

Bu   gezimiz  sırasında  Batum'a   giderken  göremediğimiz   yerleri  dönüş yolculuğu  sırasında  görüyoruz, örnekmi  Akşam  saat  19.30  sıralarında   Trabzona   vardığımızda  gidişte  Ayasofya'yı  görememiştik, dönüşte   Yassı  namazına  kadar açık  olduğu  için   görebildik, bu   da   biz   Turizmciler  için   güzel bir şey olduğunu  yazıyorum güzel  olan  her şeye    güzel    diyebilmeliz, Eleştirilecek şeyler  varsa   eleştirebilmeliz.

Bulancık'taki  Hotel Avcı'ya  varıyoruz [www.hotelavci.com]www.hotelavci.com  Akşam yemeği  ve  konaklama  otelden,  Tabiki   bu   arada  Turizme  kendini  adamış  Halil  Tütüncü   bey efendi  bizleri  gölge  gibi  takip  ediyor  yanlız  bırakmıyor, Her  konuştuğumuzda  Giresundaki  Mavigölü  görmeden  Şelaleyi  görmeden doğal maden   suyu  içmeden  gitmeyin, inanı'ki  görülme'ye   değer  yerler,  bu   arada   dönüşte   Yılgın  Otelde   yer  olmadığı için   arayışlar  içine   girdik  önumuzdeki  yıllarda   Mustafa  Yılgın'dan  başka  bir  yere   gitmeyi   düşünmüyorum.

Mavi  Göl  gezimiz  ardından  Ünye  görülmesi   gereken  yerlerden   biridir,  buraları    görüp   Samsun'a  doğru    yola çıkıyoruz  ATAKUMDAKİ

KONAKS OTEL https:konakshotel.com    kalıp akşam yemeği  yendikten   sonra   Atakum  sahiline   yürüyüş yapıldı.Çaylar içildi eylenildi.

Sabah açık büfe   kahvaltımız  ardından bana  göre  dünyanın  en güzel  yeri , şehzadeler  şehri  Amasya'ya  doğru  yola çıkıyoruz 125 km yaklaşık 1.5   saatlik   yolculuk  ardından  varmış  olduğumuz  Amasya'da; görülecek  o  kadar çok  yer varki  Rehperimiz  Muzaffer  BAŞOL  Şovu   başlıyor,  Sabuncuoğlu  Tıp  ve Cerrahi Tarih  Müzesi , Ferhat ile Şirin  Aşıklar Müzesi,  Amasya  Arkoloji  Müzesi  bence  herkesin   görmesi    gerek, Hazeranlar Konağı, Hatuniye  Cami  Külliyesi , Cihaner  Cami, Ferhat  Su Kanalları  ıı Beyazıt  Camisi   Külliyesi,  Dolu  dolu  geçen  günün  ardından  akşam üstü  Emin Efendi Konaklarına  yerleşiyoruz,  Karadeniz gezimizin  Final  gecesi  Canlı Müzik  eşliğinde   alınan  akşam yemeği    canlı müzik  eşliğinde   gönüllerimizce  eyleniyoruz  http://www.eminefendi.com.tr

Sabah  kahvaltımız ardından  Şehzadeler  şehrini  geride  bırakarak, Çorum  ve  Çorumla  Bütünleşmiş  Çorum leblebisi,  Yeri   gelmişken  Serin Hisardan  gelen  leblebiler, Çorum  leblebisi   olarak  piyasada    yerini  aliyor, Aydın'daki  Kestane  gibi   Aydın'da  Kestane  yetişiyor,  Aydın  Kestahanesi  Bursa'ya    gidiyor,  Bursa  Kestahanesi   diye   piyasa  sürülüyor.

Sonuç; Pandemi   sonrası  ara   verdiğimiz  Karadeniz turları   son hız  ile   devam  etmektedir,  Büyük  Balkan Turları hız kesmeden   devam

etmektedir.

SONUÇ: EĞER  GENÇ  TÜRK CUMURİYETİ   kendi eylem  planında turizme  en  son  yerlerinden  birini atfetmişse, bunun   sebebi  bu sorunun  önemini  bilmemesi  değildir ve hatta  kendi başarı  hanesine   çok  daha  güç   eserlerin  gerçekleştirilmesini  yazdırabilen,Turizm  konusunda Türkiye tüm  bir  geçmişe  sahiptir, Tek  başına  İstanbul, İzmir , Bursa,  gibi  her zaman  çok   ziyaret  edilen  şehirler    verimli  bir  edebiyatın  gelişmesine    fayda  sağladı,  Aynı şeyi   85   ilimiz  içinde    diyebiliriz. Fakat burada ,ülke  tarafında  kendi insiyatifiyle  ve belirli amaçlar  göz  önüne  alınarak  düzenlenen bir  turizm  söz  konusu  değildir.Yeni koşullar Türk  turizmmine   giderek  daha  uygun  bir  bölgeyi  hazırladığı  ölçüde ,  devlet  ve  sanayiyle   tüm  detaylarıyla  ilgilenme  zamanının   geldiğini  anladı.Burada, ilk  başta  ülkenin  kendi  dahilindeki  turizm  düzenlenmediğini   müddetçe  yabancı  turist  akınının  kazançlı ve ilginç   olmıyacağını   anımsatmamız uygun  olur.

Turizm  konukseverlik demektir, Misafir  ağırlıyacak  kişinin  kendi  evinde  rahat,işleri  iyi  yürüdüğü  için  mutlu ve memnun  olması  gerek.Olgunluk , zevk   sahibi   olma  ve konukseverlikten   oluşan  Türk  ulusunun  kültürü, ticari  çıkara düşkün  yavanlığa dayalı   yapay  bir  turizme uyum  sağlıyamaz.

Değerli AydınPost Okuyucuları  yazımın  biraz  uzun  olduğunu, umarım'ki   okuduğunuzda  sıkılmıyacağınızı  tahmin   ediyor    bu  turumuzda  emeği  geçen  tüm  kurluşlara,eski  ve  yeni  dostlarıma  turizme   önem    verdikleri  için   herkese    teşekkur  ediyor Başka  YUPA  TUR  YURT İÇİ YURT DIŞI TURLARINDA  BULUŞMAK   ÜZERE   DEĞERLİ    YORUMLARINIZI     BEKLİYORUM.