Hopa’da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto gösterileri sonrasında tutuklanan 12 sanıktan yedisine, kısa bir süre önce haklarında ‘yasadışı örgüt bağı’ bulunmadığı kararı çıktığı halde, ‘terör örgütü propagandası’ savıyla dava açıldı.
Savcı Rasim Karakullukçu, propagandası yapılan örgütün, ‘THKP/C Devrimci Yol’un uzantısı olarak faaliyet yürüten ‘Dev-Yol / Devrimci Gençlik terör örgütü’ olduğunu öne sürdü. Dahası, iddianamede, biber gazı nedeniyle öldüğü iddia edilen öğretmen Metin Lokumcu’nun cenazesinde slogan atılması, marş okunması, saygı duruşunda bulunulması ‘örgüt propagandası’ oldu.
Erzurum Özel Yetkili Savcısı Rasim Karakullukçu, hazırladığı iddianamede, Hopa’daki olayların başlangıcı olarak, bir inşaata ‘Ak Partili grubu tahrik edici pankart asılmasını’ gösterdi. Savcı Karakullukçu’nun iddiasına göre, polis bu pankarta müdahale edince Hopalılar da ‘kalas, demir çubuk ve tuğlalarla’ karşılık verdi. Bu arada “Mahir, Hüseyin, Ulaş-Kurtuluş’a kadar savaş”, “Devrim, mücadele, zafer” sloganları atıldı.
Savcı Karakullukçu, iddianamesinde, suç tarihi olarak, protestoların ve müdahalenin yaşandığı 31 Mayıs’ı göstermesine rağmen öğretmen Metin Lokumcu’nun 1 Haziran’daki cenaze törenini de bu kapsamda saydı. Karakullukçu’nun iddiasına göre, Metin Lokumcu’nun cenaze töreni, ‘www.devrimcihareket.com’ adlı bir internet sitesinde yapılan açıklamanın ‘dipnotu’ ile gerçekleştirildi. “Lokumcu’yu sahiplenmeye davet ediyoruz, cenaze töreninde orada olacağız” notuyla ‘harekete geçen’ Hopalılar cenaze için toplandı. Ayrıca ilçe girişinde Lokumcu’nun cenazesini karşılayan Hopalılar için de ‘Bir grup yasadışı sol örgüt sempatizanı’ ifadesi kullanıldı. Savcı atılan sloganların da ‘örgütsel’ olduğu kanısındaydı: 
“Dev-Genç marşı söylendiği, kırmızı renkli sarı daire içerisinde yıldız ve yumruk işareti olan THKP/C Devrimci Yol terör örgütüne ait sözde bayrağın tabuta serildiği, konuşma yapılmadan önce grubun sol ellerini yumruk yapıp havaya kaldırarak, bir dakika saygı duruşunda bulunduğu, ardından ÖDP Genel Başkanı Alper Taş’ın örgütsel konuşma yaptıkları anlaşılmıştır.”
Duruşma 14 Eylül’de 
Daha sonra da yedi Hopalı’nın yüzlerini bezle gizleyip sloganlar attıkları, Dev-Genç Marşı söylediği, bir sanığın ise ‘Umut Sensin / Liseli Dayanışma’ yazılı pankartı astığı’ savunuldu. Bu çerçevede yedi Hopalı’ya ‘terör örgütü propagandası’ iddiasıyla beş yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Erzurum Özel Yetkili 4. Ağır Ceza Mahkemesi, davayı kabul edip 14 Eylül’e tarih verdi.
Oysa Savcı Rasim Karakullukçu, 8 Ağustos 2011’de verdiği görevsizlik kararında, Hopa olayları sonrası gözaltına alınan ve 12’si tutuklanan 36 sanığın ‘illegal sol terör örgütleriyle bağlantılarının tespit edilmediğini’ belirtmişti. Fakat aynı kararın geçerli olduğu yedi sanık hakkında, üç gün sonra, ‘örgüt propagandası’ istemiyle iddianame hazırlamış oldu.