Artık çok mutlu olduğunu belirten Ünsal, “Ben Oğuz"la evliliğimi ilk evliliğim sayıyorum, çünkü öyle hissediyorum. Ona da "Keşke hayatıma giren ilk erkek sen olsaydın" dedim hatta. Onu gerçekten seviyorum” dedi.

Çocukluktan kalma derin yaralarım var

Niran Ünsal farklı fotoğraflarla karşımıza çıktı. ımajdaki bu değişim, “tarzda da değişiklik mi var acaba” sorusunu akıllara getiriyor...
- Büyük bir değişiklik yok. Sadece çok renkli bir albüm olduğu için bu durum kıyafetlere de yansıdı diyebiliriz.

Tam bir yaz albümü oldu yani...
- Renkli ama yaz albümü diyemem. Benim albümlerimi yazlık kışlık diye ayırmak doğru olmaz. Çünkü dört mevsimlik albümler yapıyorum.

Yeni bir albüm yapmak için neden iki yıl beklediniz?
- Aslında bu yıl albüm yapma fikrim yoktu. 1,5 yıldır annemin tedavisiyle ilgilendiğimden, bir süre daha sahne ve televizyon programlarıyla yola devam etmeyi planlıyordum. Ama annem üç ay boyunca “Hayatta her şey olabilir. Bu senin işin” diyerek beni albüm çıkarmaya ikna etmeye çalıştı. Sonunda başardı. Bir anda başladık albüme ve altı aylık bir stüdyo sürecinde tamamladık.

Albümde Özcan Deniz"le yaptığınız bir düete de yer vermişsiniz...
- Evet, “Aklım Sende” şarkısı... Özcan"ın “Hediye” albümünde benim üç şarkım vardı, bu vesileyle tanışmış olduk. ınsan olarak sevdik birbirimizi ve beraber çalışmaya başladık. Özcan Deniz"in 20 yıllık kariyerinde hiçbir kadın solistle çalışmadığını fark ettik. Ben de aynı şekilde birebir erkek solistle çalışmamıştım. Böyle bir şarkıda bir araya geldik. Güzel oldu.

Geçirdiğiniz zor günler nedeniyle aklınızda albüm olmadığını söylediniz. Peki nasıl bir ruh haliyle girdiniz stüdyoya?
- Ben müziğin içine girdiğim anda her şeyi unutabiliyorum. Annemin hastalığı varken bunu göz ardı ettim ve işimi geri plana attım. Böyle zamanlarda ben çocuklarımla bile daha az görüşüyorum. Konsantrasyon gerektiren bir iş ve bunu yapmak zorundayım. Babamı gömdüğüm gün, yani öldüğü günün akşamında sahneye çıkmıştım. Mecburdum, çünkü bir festivaldi, önceden alınmış bir işti ve şov devam etmek zorundaydı. Bu bir sinema sanatçısı için de, tiyatrocu için de, futbolcu için de böyle...

Şov devam edecek ama hepimiz insanız; önemli olan nasıl devam ettiği değil mi?
- Tabii ki... Ama sahnedeyken bazı duygularınızı bastırmanız gerekiyor.

Bugüne kadar yaptığınız en büyük hata neydi?
- Keşke yapmasaydım dediğim bir şey olmadı hayatımda. Hep “ıyi ki yapmışım, tecrübe oldu” diyorum. “Keşke” çok talihsiz bir laf.

Hiç hata yapmadınız mı bugüne kadar?
- Hata yaptım elbette, ama dediğim gibi her zaman “ıyi ki yapmışım bu hatayı” derim.

Bugüne kadar yaşadıklarınızdan edindiğiniz en önemli tecrübe neydi?
- Sevgiyi sınırsız ve koşulsuz vermek.

Böyle bir deneyimi çocuklarınıza öğüt olarak verir miydiniz?
- Öğüt demeyelim de... Biz biz anne-babası ayrı çocuklar olarak büyüdük. Bu yüzden ailemle yaşayamadığım sevgiyi kendi çocuklarımın yaşamasını istiyorum. Annem öğretmendi, babamı istediğimiz zamanlarda görememekten kaynaklanan yoksunluklar vardı. Bu tarz şeyler çocuklarda ciddi yaralar açıyor. Bu nedenle çocuklarıma koşulsuz, şartsız sevmeyi ama severken de seçebilmeyi öğretmek isterim.

Çocuklukta açılan yaralar nasıl iyileşti?
- Kendi kendime sardım ben.

Kaç yaşınızda sardınız?
- O yaraları sarmak çok uzun zaman aldı. Hatta hâlâ sarmaya çalışıyorum, çünkü çok derin yaralarım var.

NÜ Müzik"i kurdunuz, yapımcı oldunuz. Neden adı NÜ?
- Hem Niran Ünsal"ın NÜ"sü hem de sesin çıplaklığı anlamında kullanıyoruz. Ben yapımda varım, eşim de ticari kısmında...

KEŞKE HAYATIMA GİREN İLK ERKEK EŞİM OLSAYDI


Çocukluktan kalan yaralarınızla ilintili olarak ilişkilerinizde güven problemi yaşadınız mı?
- Hayır. Ben eşimle evliliğimi ilk evliliğim sayıyorum, çünkü öyle hissediyorum. şunu da dedim: “Keşke hayatıma giren ilk erkek sen olsaydın...”

Siz de en azından bir kez “keşke” dediniz yani...
- Evet. “Keşke hayatıma giren ilk erkek sen olsaydın, ilk seni tanısaydım” diyorum ona. Onu gerçekten seviyorum. Yeri geliyor bir baba gibi, ağabey gibi, sırdaş gibi... Hayatımda Oğuz"un (Türküsev) çok ayrı bir yeri var. Keşke babamla tanışabilseydi. Babamı çok erken kaybettik.