Avrupa Yakası"nın sevilen karakteri Makbule"yi canlandıran Hasibe Eren, iki filmle birden seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Eren, Adab-ı Muaşeret adlı komedide Miss Piggy lakaplı bir öğretmeni canlandırıyor. Hasibe Eren"in Usta adlı filmde de küçük bir rolü var.

Televizyon izleyicisi "Sıdıka" karakterini asla unutmadı. Günlük yazan, evden çıkamayan kızlara "Sıdıka" lakabı takıldığı bir dönemgeçti hayatımızdan. Ardından ev kızı Makbule olarak çıktı uzun yıllar sonra karşımıza. Sıdıka"dan sonraMakbule"de zihin arşivlerinde yerini aldı. Avrupa Yakası"nın güzide yazarı Gülse Birsel"in bu işte büyük etkisi olsa da Hasibe Eren"in özgün raconlarının hastasıyız. Şimdi bu karikatür gibi kadın, "Usta" ve "Adab-ı Muaşeret" filmiyle vizyonlarda yerini almaya hazırlanıyor.

- İki sinema filmiyle karşımıza çıkıyorsunuz, nasıl vakit bulabildiniz iki projeye?
Aslında birbirinden altı ay arayla çekilen iki film"Usta" ve "Adab-ıMuaşeret". Ama ilginçtir peş peşe vizyona giriyorlar. "Usta" 8 Mayıs"ta "Adab-ıMuaşeret" 15Mayıs"ta gösterime giriyor.

- Adab-ıMuaşeret filminde canlandırdığınız karakterin adıMiss Piggy. Nedir mesele, biraz söz edermisiniz?
Bir terslik yok merak etme. Evet Muppet Show"daki Miss Piggy gibi. Aslında karakterin asıl adı Fatma, bir edebiyat öğretmeni. Ama öğrencileri ona bu lakabı takmışlar, ben de bu lakabı hak etmeye çalıştım. Filmde çok fazla ağırlığı yok aslında Miss Piggy"nin,
asıl hikaye gençlerin. Bir lise komedisi çektik. Emre Akay yönetmenimizdi. Reji anlayışıyla ve oyuncuya tanıdığı özgür alanlarla çalışmaktan çok mutlu olduğum bir yönetmen kendisi. Salih (Kalyon) abiyle ve hızla sayayım: Tarık Ündüz, Yıldız Asyalı, Bora Akkaş gibi genç oyuncu arkadaşlarımızla oynamak zevkti.

- İlk önce Usta filmi vizyona girecek, o filmde ne var ne yok?
Bahadır Karataş"ın ilk filmi ama reklamyönetmenliğinde çok tecrübeli biri Bahadır. Kendi senaryosu. O filmde de çok büyük bir rol oynamıyorum. Ama Eskişehir"de çektiğimiz için iki ay gibi uzun bir süre projenin içindeydim. Hem filme hem de Yılmaz Büyükerşen"in müthiş bir çehre kazandırdığı Eskişehir"le ilgili çok güzel anılar edindim. Uçak yapma hayaliyle kendisinin ve yakınlarının hayatını zorlaştıran bir motor ustasının hikayesi. İnsana amaçları için, hayalleri için savaşma gücü aşılayan bir umut filmi. Yetkin Dikinciler, Fadik Sevin Atasoy ve Şevket Çoruh başrolleri oynuyorlar. Uçağın uçurulmasında minik bir katkım olduysa nemutlu bana. İnanılmaz keyif aldığımbir projeydi.

- Bir rol imajınız var, farklı bir karakteri canlandırdığınızda sizce bu imaj zedelenirmi?
Bu karikatüristik roller bana yapımcıların armağanı. Oyuncunun imajla işi olmaz, o yüzden ters köşe roller oynayabilir. Ancak yapımcı ya da yönetmen bir önceki performansı göz önünde bulundurduğundan risk almayı tercih etmiyorlar. "Anlat İstanbul"da küçük bir rol olsa da fuhuşla hayatını kazanan bir kadını oynadım.

- Makbule"den sonra dramatik rollerle sevilirmisiniz sizce?
Çevremdeki bir çok oyuncu tercih edildiği türün dışında da işler yapmak istiyor. Perran Kutman, Şener Şen ya da Demet Akbağ gibi ustalar komediye adlarını altın harflerle yazdırdılar ama dramatik rollerde oynadılar. İyi oyuncular çünkü. Şahsen Perran Kutman"ı ve Şener Şen"i komedide çok ama çok özlüyorum.

- Avrupa Yakası"ndan sıkıldığınız oldumu?
Hiç insan öyle bir diziden sıkılırmı ya? (gülüyor) Benim üçüncü sezonumbu, dizi 2004"den bu yana devamediyor. Sıkılmadımçünkü dinamikleri çok sağlambir dizi. Daha okurken çok eğleniyorum, kamera arkası bambaşka eğlenceli. Bu diziden sıkılmak pekmümkün değil.

AVRUPA YAKASI GÜLSE GİDERSE İZLENMEZ!
- Bir fenomen haline gelen dizinin en önemli karakterlerinden birisiniz ama dizinin “Olmazsa olmaz” dediğimiz karakterleri gittiğinde bile değişen bir şey olmuyor. Siz bu meseleyi nasıl yorumluyorsunuz?
“İyi yazar eseri” şeklinde yorumluyorum. Levent (Üzümcü) söylemişti, “Bu dizi ancak Gülse ayrılırsa yürümez” diye. Aynı kanıdayım.

- Avrupa Yakası kamera arkasından paylaşmak istediğiniz bir anı istesem?
Gazanfer hocamışıklar içinde uyusun.Müthiş bir aktördü, kendimi çok şanslı hissediyorum. Sohbetlerimizi özlüyorum, azmiyle bize örnek oluşunu da, beyefendiliğini de. Kaç yaş küçüğüm kendisinden, hakkıdır ama bir kez bile “sen” diye hitap etmedi bana.

-Makbule"den size kalan huylar varmı?
Hemde nasıl! Bazen yaşattığı sıkıntılar oluyor. Makbule bazı kelimeleri yanlış söylüyor. O kelimelerin yanlışlarını sürekli tekrarlayarak öğreniyorum, sonra “Doğrusu neydi ya” bocalaması yaşıyorum. Şehir Tiyatrosu Çocuk Eğitim Birimi"ndeki öğrencilerimizin velileriyle bu sezonun başında bir toplantı yapıyordum. Bazı durumların suistimal edildiğini söyleyeceğim tam. İçimden “Allahım doğrusu neydi bu kelimenin” diye kıvranıyorum. Çünkü Makbule iken “suistimar” deyip duruyorum.

H2