MHP, başörtüsü yasağı sorununu çözmek için AKP"ye çok ciddi bir teklif götürdü. Olanlar da bundan sonra oldu. Medya ve bazı siyasi kuruluşlar MHP"yi topa tuttu adeta. Bütün bu gelişmeleri, Türk siyasetinde dik duruşuyla tanınan milliyetçi muhafazakâr kesimin önemli ismi MHP İstanbul Milletvekili ve Meclis Başkan Vekili Meral Akşener"le konuştuk. Akşener Türkiye"nin bu sıcak gündemine ilişkin yine çok önemli ve çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Başörtüsü yasağı tartışmalarıyla birlikte yine darbe çığırtkanlığı yapılıyor, ne diyorsunuz?
Maalesef üzülerek görüyorum. Yine ortalığı toz dumana karıştırmak isteyenler var. Biz buna izin vermemeli ve aklıselim davranmalıyız. Sağlıklı düşünmeyi elden bırakmamalıyız. Gözlemim şu: Danıştay ve Yargıtay açıklamaları hukuk devletini değil hâkimler devletini anımsatıyor. Özellikle bu açıklamalara medyanın mal bulmuş mağribi gibi sarılması çok manidar. MHP"nin öncülük ettiği bu başörtüsünü çözme meselesi ciddiye alınması gereken ve tüm Türk halkını rahatlatacak bir atak. Ve son derece samimi bir çaba. Herhalde bundan rahatsız olunuyor. Şimdi başörtüsü, İmam Hatipler ve Kur"an kursları dediğimiz problemli alan çözülmüş olsaydı ki ben isteseler çözebileceklerine inanıyorum…

Çözmeleri için de siz yeterince destek oluyorsunuz…
Bakın çözemediler demiyorum, çözmediler. Çünkü bu ihtilaflı sahalarda çok kolay politika yaptılar, isteselerdi hazırlarlardı bir yasa, gönderirlerdi cumhurbaşkanına, iş Anayasa Mahkemesi"ne kalırdı. Ondan sonra görürdük durumun ne olduğunu. Önemli olan bir iradenin ortaya konulması ve bunun arkasında durulması. Ben bu meselelerden dolayı 28 Şubat sürecinde yargılanan birisiyim. Başörtüsü artık mesele olmaktan çıkmalı. Amaç üzüm yemekse öncelikle üniversitedeki başörtüsü meselesini halletmeleri gerekir. Başörtüsü ile ilgili diğer düzenlemeleri daha sonra konuşmamız lazım, ancak acil olan üniversitedeki meseledir. Bu bir an çözüme kavuşmalıdır. Fakat şimdi olup bitenlere bakıyorum ben adeta kayıkçı kavgasına dönüştürmek istiyorlar bu konuyu. Biz önerimizi yaptık, bundan sonra aslolan çözümdür.

Başörtüsü meselesini asker çözdürmüyor diyorlar…
Şimdi bu laf nasıl bir şey. Evet kapalı kapılar ardında "başörtüsünü asker istemiyor" diye konuşuyorlar. Şimdi ben soruyorum, AB, Kıbrıs, Irak konusunda askerden çekinmediler, Şemdinli"de de korkmadılar, haklı olarak "hükümet biziz" dediler. İş başörtüsüne gelince bu arkadaşlar korkuyor. Siz bunu samimi buluyor musunuz? Bence burada bir samimiyet eksikliği var. Türkiye"de hiçbir kırmızıçizgi kalmamışsa, hepsi morarmışsa ve tek kırmızıçizgi başörtü kalmışsa, bizim de söyleyecek sözümüz olur. Askeriye de bu konuda böyle düşünüyorsa vatandaş olarak bunu bilmek de benim hakkım. Bütün taşlar dökülmeli.

Başörtüsü serbest olunca rejim değişir korkusu gerçek bir korku mudur?
Başörtüsünü Allah"ın emri olduğu için örtenlere bu özgürlük verilmeli. Zaten bu doğuştan gelen bir hak. Bu her şeyden önce din ve vicdan özgürlüğü. Bugün insanlar nasıl başını açıyorsa, örtme özgürlüğüne de sahip olmalı. Bu rejim meselesi değil, özgürlük meselesi. Bunu kadın hakları açısından düşünseler yine aynı yola çıkarlar. Aklın yolu birdir. Bakın Cumhurbaşkanının eşi Hayrunnisa Gül üzerinden rejim tartışması yapıldı. Burada Hayrunnisa Gül"ün rencide edilmesi beni rencide etti. Cumhurbaşkanlığı tartışmasının başörtüsü üzerinden yapılması gerçekten çok ayıptı. Sayın Gül nasıl olsa seçilecekti. Burada da maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmekti. Şimdi bakın cumhurbaşkanının eşi başörtülü, başbakanın eşi başörtülü, rejimin değişmediğini herkes görüyor, iş üniversiteli çocuklara gelince rejim değişiyor, ne kadar saçma değil mi? Bu tartışmalarda MHP"nin tutumu o absürdlüğü ortadan kaldırmıştır. Önemli olan milletin bir arada huzurlu yaşaması. Bugün başı açıklar da başörtülüler de yan yana geziyor ve rejim sokakta hala dimdik ayakta.

MHP"nin son hamleleri için “aslına rücû etti” tabiri de sık sık kullanılıyor. Buna ne diyorsunuz?
Bireysel, siyasi kariyerim bu yasak alanlarla mücadeleyle geçti. İçinde bulunduğum siyasi hareket MHP için de bu ihtilaflı sahalar çözülmesi gereken alanlar. Ben başörtüsü, İmam Hatipler ve Kur"an kursları meselesinde ciddi tavır koymuş ve bunun bedelini de ödemiş şahıs olarak, o manevi alanın mensubu kabul ediyorum kendimi. Ben Müslüman bir dünyanın çocuğuyum. Bu problemler hepimizin problemleridir. Benim de partimin de problemidir. Bunun çözümü için de elimizden geleni yapacağız. MHP bu konuda samimi. Giyim kuşamın anayasa değişikliğine girmesine de ayrıca lüzum yok. Bu tartışmalara takılı kalırsak AKP"nin bu ülkenin birliği açısından sakıncalı olan diğer politikalarını gözden kaçırırız. Şimdi neredeyse bir avuç bölücü Kürtçü ülke gündemini saptırma gücünü elinde bulunduruyor. Asıl buralara bakmamız lazım. Bu da Batı"nın ve içimizdeki uzantılarının bize oyunu. Bu oyunu bozmak için bir an önce başörtüsü meselesini çözerek gündemimizden çıkaralım ve asıl meselelerimizle meşgul olalım. Çünkü etrafımızda önemli gelişmeler oluyor, bu gelişmeleri fırsata dönüştürüp büyük Türkiye"yi kurmak elimizde. MHP bu anlamda çok önemli bir açılım sağladı. Türkiye"yi yapay gündemden kurtaracak bir yolu açtı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli"nin bu hamlelerini eleştirenler de var…
Devlet Bey MHP"yi sivilleştiriyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde, başörtüsü meselesinde takındığı tavrı herkes görüyor ve MHP"nin nereye yol aldığı açık. MHP, millet ne istiyorsa onu yapıyor. Evet, MHP ve Devlet Bey"in bu konuda çok da eleştiri aldığı bir gerçek. Aynı zamanda bu bir risk. Ama ne dedik biz, Cumhurbaşkanlığı seçiminde mecliste olacağız, AKP"yi DTP"ye mecbur bırakmadık, bu konuda bir pazarlık yapmadık. Tüm bunlardan bakıldığı zaman MHP iyi yoldadır. Bunu zaman daha iyi gösterecektir. Devlet Bey her konuyu ayrıntılı düşünen ve zor karar veren bir lider. Bu da üstün körü düşünülmüş bir karar değildir. Milletin selameti için alınmış bir karar. Devlet Bey"i eleştirenler O"nun takındığı tavrın doğru olduğunu mutlaka ileride anlayacaklardır.

Gelinen son noktada MHP"nin ulusalcılarla bağını kopardığını görüyoruz…
Zaten yoktu, seçim öncesi CHP-MHP propagandası yapanlar da yanıldıklarını gördüler. Elliye yakın ülkeye gittim, buralarda Türk olduğumu söyleyince zaten Müslüman olarak algılandım. Bir Lübnanlı Arap benimle beraber olduğu vakit ona Müslüman mısın diye soruyorlar. Ama ben bu soruyla hiç karşı karşıya gelmedim. Türklük ve Müslümanlık birbirinden ayrılamaz. Dolayısıyla ne idiğü belirsiz, İslamiyet"e ve bu ülkenin değerlerine düşmanlık besleyen ulusalcıların MHP"lilerle bir bağının olamayacağını söylememiz gerekir. MHP hiçbir zaman etnik temelli bir parti olmamıştır. Olamaz da.

Peki, MHP"ye bir "operasyon partisi" gözüyle bakanlar yok mu?
Türkiye"de iktidar değişiklikleri anti demokratik, başka güç odakları tarafından kurgulanmış sistemlerle, oyunlarla, çetelerle, işte sokağın harekelendirilmesiyle, Allah muhafaza bir Türk-Kürt çatışmasıyla gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Hatta MHP"ye de bu anlamda rol biçenler var. Biz tek başına iktidarı hedefleyen ve milletin sözcüsü olan bir partiyiz. Bu ahlaksız rolü biçenlere de fırsat vermediğimizi herkes gördü. MHP hiçbir zaman, içinde milletin yer almadığı bir oluşumun yanında değildir. MHP, çatışmaların tarafı değildir, hiçbir zaman bir operasyon partisi olamaz ve iktidara da seçimle, milletin iradesiyle gelir. Bizim hareketimiz milletin bağımsızlığını, dilini, dinini savunmayı dün olduğu gibi bugün de namusu addeder.

Türkiye"de başörtüsü meselesi sorun olmaktan çıkacak mı?
Biz bunun için çaba sarf ediyoruz. Sorunların çözüm yeri meclis diyoruz. Bu anlamda meseleleri ortak akılla çözebileceğimizi söylüyoruz. Milletin hayrına ve yararına ne varsa onun arkasındayız. Bana göre bugün dikkatlerimizi başka yerlere çevirmemiz gerekiyor. Bölücülük büyük bir sorun. Ama milletimiz bunu da Allah"ın izniyle aşacak ve binlerce yıl bir arada yaşayan bu millet yine aynı birlikteliği sağlayacak. Oyuna gelmeyelim. Hem Milliyetçiliğin hem de Müslümanlığın içinin boşaltılmasına çalışılıyor. Bu büyük bir operasyon. Bunun yerli işbirlikçileri var, medya ve iş âleminde. Bir de alet olanlar var. Asıl endişe duymamız gereken husus bu.

(Gerçek Hayat Dergisi)