Başbakan, Öcalan"a "sayın" dediği için üç kuruşluk tazminat cezasına mahkum edilmesini eleştirirken, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım, neymiş, birine "sayın" demişim? Ben mahkum edileceksem, hakkı verilir. Üç kuruşluk tazminat olmaz!'' dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, şehitler için "kelle", Abdullah Öcalan için de "sayın" dediği gerekçesiyle üç kuruş tazminat cezasına mahkum olmasına sert tepki gösterdi. Olaya “hile-i şeriye'' karıştırıldığını söyleyen Erdoğan, davanın “hiç alakası olmayan'' Kartal"da açılmasına da dikkat çekti. Erdoğan, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım. Tazminata mahkum edileceksem, bunun hakkı verilir'' dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, hakkında geçen hafta sonuçlanan ve tazminata mahkum edildiği davayla ilgili şunları söyledi:
“Yayın özgürlüğü, insan onurunun çiğnenmesine bir mazeret teşkil edemez. Bunu her zaman söylüyorum. Bakıyorsunuz, medya dünyasında böyle bir anlayış var. Sınırsız özgürlük... Yok böyle bir şey. Bu, Türkiye için de, Avrupa için de, dünya için de geçerlidir. Sınırsız bir özgürlük hiç bir yerde olamaz. İster yazılı, ister görsel olsun. Hiçbir medya mensubu, kalkıp da benim özgürlük alanıma giremez, saldıramaz, hakaret edemez. Ama şimdi öyle şeyler çıkıyor ki bakıyorsunuz hakaret, ağır eleştiri kavramına giriyor. Bunu da anlamak mümkün değil. Hele siyasetçiyseniz yandınız. Siyasetçiye hakaret, hep ağır eleştiri olarak değerlendiriliyor.''

HİLE-İ ŞERİYE UYGULAYACAKLAR YA!

“Ben, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım. Şahsımla alakalı, düşünebiliyor musunuz, dava açıldı. Neymiş birisine ben "sayın" demişim ve bundan dolayı açılan dava da ne biliyor musunuz? 3 kuruşluk manevi tazminat davası... Niye? Acaba diğerleri tutar mı tutmaz mı? Hile-i şeriye uygulayacaklar ya...''

HİÇ ALAKASI OLMAYAN BİR YER

“Her zaman şunu biz biliriz. Suçun işlendiği yer, eğer matbuatsa yayının yapıldığı yer, suçlunun, zanlının, neyse bulunduğu yer... Hiç alakası olmayan bir yer. Nerede? Kartal ilçesinde... Bunu anlamakta zorlanıyorum. "Adalet mülkün esasıdır" diyorsak, bu esas yerine gelmeli. Çünkü ben de ceza alıyorsam, bu cezaya inanmalıyım. Demeliyim ki, bu ceza haklı, ben de bu cezayı çekmeliyim.

MAHKUM EDİLECEKSEM, HAKKI VERİLİR

“Şu olaya bak, üç kuruşluk manevi tazminat... Ne demek bu? "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını ben manevi tazminata mahkum ettirdim..." Olmaz böyle şey... Hukuk, bu kadar zedelenmemeli, bu duruma getirilmemeli. Eğer ben bir manevi tazminata mahkum edileceksem, bunun hakkı verilir, öyle mahkum edilir. Ama ben de buna layık olduğumu kabul ederim. Yoksa nefislerimizi tatmin için bu tür kararlar verilmez.''