Mersin'de Türkler ve Kürtler arasındaki ayrışmayı 12 yıllık bir araştırmayla ortaya koyan Yrd. Doç. Dr. Gödelek, uyardı: Kürt deneklerimin büyük kısmı kronik işsiz.

Doğup büyüdükleri topraklarda değiller ve giderek gettolaşıyorlar. Bana göre asıl sorun işsizlik ve becerisizlik. Pazarlanabilir becerileri yok

Mersin'de yan yana yaşayan Türklerle Kürtler arasındaki ayrışmanın ulaştığı vahim boyutları gözler önüne seren araştırmasıyla büyük yankı uyandıran Yrd. Doç. Ertuğrul Gödelek, 12 yıllık çalışmanın öyküsünü şöyle anlattı:

DAĞA GİDEN DENEK VAR

-Aslında bu bir pazar araştırması olarak başladı. Mersin'de Ak Yelken diye bir marketler zinciri vardı. Onun başındaki adam, satış trendini yakalamak için bir araştırma yapmamı istedi. Örneklem seçiminde o marketin yetkililerinden ve çalışanlarından destek aldık.

-Elimde hazır örneklem varken 'Bunlara psikolojik ölçek uygulasam nasıl sonuç alırım' diye düşündüm. Elimdeki tüm bilimsel ölçekleri uyguladım. Sonra market iflas etti, ama örneklem elimde kaldı. Araştırmaya 3 bin 500 denekle başladım.

-Onların birçoğu şimdi yok. Kimi öldü, kimi taşındı, kimi dağa gitti. Kala kala elimde iki bin denek kaldı. Bu araştırmayı 2012'de tekrar yapmaya kalksam herhalde elimde bin 600 kişi falan kalacak. Kaybolan deneklere ilişkin verileri koymadım makaleye.

KÜRTLER GETTOLAŞIYOR

-Türklerle Kürtler arasındaki sosyal mesafede yaşanan açılmanın, ekonomik, kültürel ve sosyal olmak üzere üç bacağı var. Mersin'deki tüm tablacılar Doğu ve Güneydoğu kökenli, göçle gelmişler. Eğitim imkanlarından layıkıyla yararlanamıyorlar. Yoksullar. İş becerileri yok. Kürt deneklerimin büyük kısmı 12 yıldır kronik işsiz.

-Doğup büyüdükleri topraklarda değiller ve gettetolaşıyorlar giderek. Bana göre asıl sorun işsizlik ve becerisizlik. Pazarlanabilir bir becerisi yok bu insanların. Okumuyorlar.

Ben sadece fotoğrafı çektim

-Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Süha Aydın'la birlikte basın toplantısı düzenleyen Gödelek, 'Ben sadece fotoğrafı çekip ortaya koyuyorum. Çözüm siyasi otoritenin' dedi.

-Rektör Prof. Süha Aydın ise şunları söyledi: 'Bazı Psiko-Sosyal Değişkenler Bakımından Organize Suça ve Terörizme Katılımın Boylamsal Yöntemle İrdelenmesi: Mersin Örneği' adlı çalışma, Mersin Üniversitesi'nin kurumsal yapısı tarafından desteklenerek yapılan bir araştırma değil. Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Gödelek'in kendi akademik ilgileri çerçevesinde sürdürdüğü çalışmaların bir sonucudur.

Ne bir engel ne de destek gördüm

ARAŞTIRMA sonuçlarını geçen hafta düzenlenen 2. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu'nda sunduğunu hatırlatan Gödelek, ekledi: Bu benim şahsi çalışmam. Üniversiteyle ilgisi yok... Ekibim yok. Nerede ekip kuracak para. Ben bu araştırmada ne bir engelle, ne bir destekle karşılaştım. AKŞAM'ın haberinin ardından dün emniyetten aradılar, 'Birlikte çalışabilir miyiz' dediler. Ben de olur dedim. Soner ARIKANOĞLU

İmir'de de sonuçaynı

Türkler ve Kürtler arasındaki sosyal mesafenin giderek arttığına ilişkin araştırma raporuna akademisyenlerden farklı tepkiler geldi

BoğziiÜniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeynep Gambetti:
Yoğun Kürt göçü alan şehirlere baktığımızda böyle bir sonuç İzmir'de de öne çıkıyor. Bunun araştırmasını da Cengiz Saraçoğlu yapmıştı. Yalnız buradan yola çıkarak Kürtler ve Türklerin arası açılıyor demek bana çok doğru gelmiyor. Çünkü baktığınızda bazı muhalif çevrelerde Türk-Kürt ayrımı yapılmadan ortak mücadeleler veriliyor. Buradaki sonuç hangi Türk kesimini kapsıyor, hangi Türk kesimi Kürtlere karşı düşmanca hisler besliyor, bu tam olarak belirlenmeli. Araştırmanın sonucunu Türk halkına mal etmek çok yanlış. Bu durumun ekonomik durumla da alakası var. İşsizliğin artması, gelir kaynaklarının piyasaya endekslenmesi de endişeler oluşturuyor. Burcu BULUT

Patlamaya hazır bomba

SON genel seçimde, kapatılan DTP'nin bağımsız listesinden Mersin milletvekili adayı olan Orhan Miroğlu, Türklerle Kürtler arasındaki sosyal ayrışmayı, devletin çarpık bakış açısına bağladı. Son dönemdeki çıkışları nedeniyle PKK'nın hedefi haline gelen Miroğlu, Mersin'de yaşayan Kürtlerin giderek kendi kabuğuna çekildiğini ve gettolaştığını belirterek, şöyle dedi: 'Devlet Mersin'i muhayyel Kürdistan'ın denize açılan kapısı olarak görüyor. O nedenle Kürtlerin orada kalıcı olmasını istemiyor. Kürtlere iş imkanı sağlayacak projeleri, Mersin'i bir Kürt şehri haline getireceği gerekçesiyle geri çeviriyor.'

HİÇBİR YERDE BENZERİ YOK

'Birbirinden korkan ve etnik olarak bölünmüş bir toplum manzarası, Mersin'deki' diyen Miroğlu, şöyle devam etti:

-Türklerin ve Kürtlerin birlikte yaşadığı hiçbir yere benzemiyor Mersin'deki tablo. Ne İstanbul'da ne İzmir'de ne de İç Anadolu'daki herhangi bir şehirde bu kadar vahim değil durum.

-Mersin, patlamaya hazır bomba. Siyasi bölümneyi ordan kaldırmadığınız sürece, sosyal ilişkileri arzu edilir ölçülerde kurmak söz konusu değil.

İstanbul'da Kürtler absorbe olabiliyor

SİYASİ partilerin Mersin'de izlediği yerel politikaların da ildeki ayrışmayı körüklediğini kaydeden Miroğlu, ekledi: Diğer yerlerde buna benzer sonuçların çıkacağını sanmıyorum. Bu nüfusun bileşeniyle ilgili bir hadise. İstanbul'daki 3-4 milyon Kürt, bir bakıma absorbe olabiliyor. İstanbul'un genel sosyal yaşamı içinde kendine bir yer bulmakta zorlanmıyor. Ama İstanbul'da 7 milyon Türk ve 7 milyon Kürt olsaydı, belki Mersin'deki gibi bir tabloyla karşılaşabilirdik.