Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, ekonomik krizde dibin göründüğünü, rakamların daha kötüye gitmeyeceğini söyledi. Çağlayan, "Bu kriz bitecek ama ben ümit ediyorum ki artık rakamlar daha kötüye gitmeyecek. Ben bir dip yaptığı kanaatindeyim.

Bizim büyümemiz yüzde 3.6 negatif. Bunda değişme olmaz. Benim ümidim, elimizdeki bilgiler bundan daha kötüye gitmeyeceğini gösteriyor. Artık sıfıra doğru bir gidiş yaşanacak. İşsizlik var, evet doğru. Bir değişme olamayacaktır." dedi.

Uludağ İhracatçıları Birliği'nde TÜSİAD ve Sektörel Dernekler Federasyonu tarafından düzenlenen 'Türkiye Sanayisine Sektörel Bakış: Otomotiv Sektörü' konulu seminere katılan Bakan Çağlayan, ekonomi gündemini değerlendirdi. Ankara'da çok yoğun işleri olmasına rağmen toplantıya katılıdğını anlatan Bakan Çağlayan, artık Türkiye'nin sektörel bazda strateiji geliştirdiğini ve bunun önemini kavrar hale geldiğini söyledi. Türkiye'de bir sanayi envanterinin olmayışını ciddi şekilde eleştirirdiğine dikkat çeken Çağlayan, "Bundan şikayetçi olurdum. şikayet etmek kolaydı. Ama öneri geliştirmek de çok önemli. Türkiye'nin otomotiv sektöründe strateji olması için önce kendi gelen stratejisi olmalı. Türkiye artık bir yol haritası çizerek nasıl bir strateji ve yol izleyeceğini belirleyecek. Bunları babadan kalma metodlarla mı yapacağız, ki yapamadığımızı gördük. Yoksa dünya ile yanı yolumu izleyeceğiz. Bir yol ayrımındayız. Aslında küresel kriz önemli . Bu kriz kimsenin tecrübesini olmadığı küresel finansal kriz. Hiç kimsenin bir tecrü ve deneyiminin olmadğı son yüz yılın en büyük kizlerinden biri. Türk sanayisinin çok büyük bir krizi yaşadığı bir ortamda, Türk özel sektörü kabuk değiştirirken krize yakalandı. Üretimde, mesleki eğitimde, inovasyonda adımların atıldığı bir dönemde krizle karşı karşıya kalındı. Her kriz bizi terbiye ediyor. Her kizde ders alıyoruz. Keşke 2001 krizi 98'lerde olsaydı. Bir balonda 2008 de patladı. Bu küresel bir balon. Bizim balonumuzdan farklıydı. 35 ülkede 15 trilyon dolardan fazla kurtarma paketleri ortaya çıkarken, batmak denilen şirketlerin battığı, onlarca bankanın battığı, kredi derecelendirme kurumları başta olmak üzere bir çok kurumun tartışıldığı, kapitalizmin tarihini değiştiği bir krizle karşı karşıya kaldık. Böyle bir çerçeverde ülkelereni gerek ekonomi, mali, bütçe disiplinlerinde bir çok avantaj ve dezavantajının ön palana çıktığı bir dönem. Artık biliyoruz ki şirketin kasası patronun cebi olmaktan çıkmak zorunda. Araştırma geliştirmeyi olmazsa olmaz kabul edilir" diye konuştu.

'Girişimci Bilgi Sistemi' ile birlikte 2 milyon 10 bin 377 firmayı incelediklerini, bu firmalar içinde 888 bin ticaret, perakende, toptan ticaret firması olduğunu gördüklerini belirten Bakan Çağlayan, bu firmaların 98.6 milyar dolar kar elde ettiğini kaydetti. Birinci sınıf defter tutan ve tüzel kişilikler tarafnıdan kurulu 770 bin firma olduğunu kaydeden Zafer Çağlayan, bu şirketlerin toplam 98 milyar dolar karın 95 milyar dolarını gerçekleştirdiğini dile getirdi. Çağlayan, Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan bir vergi paketinin önemli manada yenilikler getirdiğini vurgulayarak, şirket birleşmelerine, vergi avantajı sağlayacak olan bir düzenlemenin potaya girdiğini söyledi.

"YAĞ ÇEKECEK HALİM YOK"

Bir çok alanlarda da vergisel desteklerle şirketlere destek getirileceğini anlatan Bakan Çağlayan, "Cumhuriyet tarihinde ilk defa sanayi stratejisi belgesini hazırladık. AB'de bir faslın kapanışıydı bizim bakanlığımızca gerçekleştiridi. AB üyeliğine son derece kararlıyız. Bununla ilgili bakanımızın olması çok önemli. Çok büyük çalışmalar yapıyor. AB'ye olan çalışmalarda türkiye en iyi şekilde devam ederken, diğer yandan da sanayi stratejisi belgesinde de AB'nin kapanış kriteri olanr 7 sektörde de konuları gönderdik. Devam ettik 27 sektöre çıkarttık. Sektör sektör starteji çalışmaları yapacağız. Otomotivle ilgili yaptık. Otomotiv sektörü son derece önemli. Yağ çekecek halim yok. Ama yüzde 60 civarında küçülme görüldü. Kuresel kriz önce finansman krizi olarak çıktı. Ama ikinci vurduğu sektör otomotiv sektörü oldu. Dolayısıyla otomotiv sektörü aslında, Türkiye'nin şanslı gelmiş olduğu durum. Türkiye'nin yaptığı ihracatı ve üretimdeki gerek nüfusu, gerek diğer konularla, bazıları otomotiv sektörünün Türkiye'nin geleceği açısından önemli olmadığını söyleyebilir. Ama bence Türkiye otomotiv açısından geleceği en parlak olan ülkedir. Ben bu sektörü çok güveniyorum. Hepimiz Gümrük Birliği'nin ülkeyi batıracağını söylemiştik. Ama ben dahil hepimiz yalancı çıktık. Otomotiv sektörü tam aksine destanlar yazdı. Sektör başımızın tacı. Bunu her fırsatta söylüyorum. Biz bu nokkada, madem yeni bir yapılanmaya gidiyoruz. O zaman otomotiv sektöründe de, başta ben, TÜSİAD ve tüm kuruluşlar, artık strateji ve eylem yol planını ortaya koymamız lazım. Türkiye gerçekten çok önemli bir ülke. Doğu ile batı arasında geçiş koridoru. 72 milyon nüfus var. 37 milyonu 30 yaşın artında.Yaş ortalamamız 28. Gelişmiş üleklerde 2 kişiye bir otomobbil düşüyor. Bizde 12 kişiye bir otomobil düşüyor. Türkiye otomotiv sektöründe doymamış aç ve dinamik bir pazar. Bunu iyi yönetecek, iyi pazarlayacak bir startejimizin olması lazım. Otomotiv sektöründe bana göre bir kere bu konuda bir şansı vardır. Önümüzdeki yılları çok iyi planlıyor alması lazım. Biz hükümet olarak proaktif bir davranışı içinde olduk. İlk başlarda iyi anlaşılamadı. SSK'da bir puan düşüş, çok ciddi bir vergi kaybıdır ama biz 5 puan indirdik. Firmaların rekabet gücü artsın diye. biz 18 milyar dolarlık bir yabancı sermaye aldık." diye konuştu.

Kurumlar Vergisi'nin indirilmesinin önemli olduğunu anlatan Bakan Çağlayan, işadamlarının dikkatinden kaçan İstihdam Yasası'nın iki yıl önce çıkarılıdğını hatırlattı. Kısa çalışma ödeneğinin piyasayı rahatlattığını vurgulayan Zafer Çağlayan, düzenlemeyle dev firmaların işçi çıkarmalarını geri aldıklarını, bazı otomotiv firmalarının da 24 saat üretime geçtiğini belirtti. 3 bin 299 firmanın kısa çalışma ödeneğine 216 bin 953 kişi için başvurduğunu belirten Çağlayan, şöyle devam etti:

"Bunların bin 24 adeti kabul edilmiş. Yapılan başvurularda 44 bin 831 kişi ile Bursa ilk sırada, İstanbul ikinci sırada, Kocaeli üçüncü sırada. Ateşin nereye düştüğünü bu çok net gösteriyor. Bursa'dan yapılan başvuru sayısı toplamda yüzde 13'e tekabül ediyor. Bursa Türk sanayisi açısından son derece önemli. İşte bu ÖTV indirimi gibi indirimlerin tesbitlerini yapıyoruz. Önlemlerin zamanında alınması son derece önemli. Otomotivde, beyaz eşyada, mobilyadaki ÖTV indirimleri bunu gösterdi. ÖTV ve KDV'deki indirimler sektörlere çok ciddi ivme kazandırdı. Birlik beraberlik ve Türkiye'nin iç pazarının gücü son derece önemli. AR-GE yasası bana göre çok önemli klomitre taşlarından biridir. Bunu otomotiv sektörü ciğerinde hissetmiştir. G20 ve IMF toplantılar çok önemli. Ülkeler korumacılığıa başladı. Kimi leri gizli kimileri açık fauller yapıyor. IMF ile görüşmeler sürüyor. Benim çok fazla bilgim yok şu an. Bana göre bu anlaşma Türkiye açısından çok önemli. Bütçe açıkları açısından son derece önemli. Bankacılık sektörünün durumu çok iyi. Övünç kaynağı. Bu sektör çok sağlıklı bir yapıda. Dünya ortalamasının çok çok üstünde. dünyada bankalar batarken bizimkilerin burnu bile kanamadı. Reel sektör dışarıdan gelen kaynaklardan daha etkin faydalanacak. Kredi garanti fonuyla ilgili bir çalışmayı da sayın bakanımız yapıyor. Çok kısa bir süre içinde sonuna gelindiği kanaatindeyim. Bankalar Birliği'nin bir çalışması var. Kredilerin yeniden yapılandırılması konusunda. o da önemli. Bu kriz bitecek ama ben ümit ediyorum ki artık rakamlar daha kötüye gitemyecek. Ben bir dip yaptığı kanaatindeyim. Bizim büyümemiz yüzde 3.6 negatif. Bunda değişme olmaz. Benim ümidim, elimizdeki bilgiler bundan daha kötüye gitmeyeceğini gösteriyor. Artık sıfıra doğru bir gidiş yaşanacak. İşsizlik var evet doğru. Bir değişme olamayacaktır. Ama mart - nisan rakamları açıklandığında da işsizlik meselesinde bir iyileşme görülecektir. Şimdi kriz sonrasını planlıyor olmamız lazım bizim. Bu kriz bitecek. Biz kirz sonrasında şirketlerimizin artık geleceğimizi iyi dizayn etmek mecburiyetindeyiz. Bu ülkenin bu krizden en az zararla en çabuk çıkacağını ümit ediyorum ve görüyorum. 3 saat uçuş mesafedeki ülkelere ihracatını yapabilen bir ülke."

Habertürk