BDP Eşbaşkanı Kışanak genel seçime 4.5 ay kala öngörülerini açıkladı: AK Parti, Kürt seçmen nezdinde hezimete uğrayacak. CHP ya değişecek ya eriyecek. Milliyetçiler daha da güçlenerek kendi kulvarına akacak.

BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak seçimler öncesi genel durum değerlendirmesi. Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananların Kürt sorunun ortaya çıktığı nokta olduğunu savunan Kışanak, AK Parti'nin Kürt seçmen tarafından hezimete uğratılacağını öne sürdü. İşte Kışanak'ın değerlendirmeleri...
FAŞİZAN BİR YAKLAŞIM: 'Farklı kimlikler ülkede bölünme meydana getirir. Bölünmemek için bu sesleri ya susturmalı ya da kendimize benzetmeliyiz.' İşte Türkiye'de bugünkü yaklaşım bu. Faşizan bir yaklaşım.
Bugünkü problem farklı olmakta değil, farklıyı kabul etmemekte yatıyor.
DİYARBAKIR CEZAEVİ'NDE YAŞANAN VAHŞETTİ: Diyarbakır Cezaevi'nde 1980-1982 yılları arasında kaldım. Yaşadıklarımı anlatmak mümkün değil! Her yerde şu yazardı: 'Türkçe konuş, çok konuş' Kürtçe konuştuğun, Türk'üm demediğin için işkence görürdün. Kürt olmak işkenceyi hak etmekle eşdeğerdi.
CEZAEVİNDEN ÇIKTIĞIMDA DAHA KÜRT'TÜM: 19 yaşında bir üniversite öğrencisiydim cezaevine girdiğimde. Kendimi sosyalist değerlerle ifade etmeyi doğru buluyordum. İdeolojik görüşüm adalet, eşitlik, yoksulluğu ortadan kaldırmak üzerineydi. Cezaevine girerken etnik kimliğim bu kadar belirgin değildi. Cezaevinden çıktığımda daha çok Kürttüm.
SORUNUN BAŞLADIĞI YER ORASI: Diyarbakır Cezaevi onlarca insanın işkenceyle öldürüldüğü bir yerdi. Kürt sorununu başlatan yer bir anlamda Diyarbakır cezaevidir diyebilirim. Diyarbakır Cezaevi boşatılmalı ve bir insanlık müzesi haline getirilmelidir.
AK PARTİ KÜRTLERİN OYUNU NASIL ALIRIM TELAŞINDA: AK Parti kendisini statükocu, devlet geleneği ile savaşan, özgürlükçü ve demokrat bir parti olarak tanımladı. Kitlelerin desteğini de böyle aldı. Fakat bu tanımın içi boş ve kof kaldı. Çünkü Kürt sorununda maskeleri düştü. 'Kürt sorununu nasıl çözerim?' diye bir arayışı yok. Acaba Kürtlerin oylarını nasıl alırım telaşında.
CHP YA DEĞİŞECEK YA DA ERİYECEK: CHP tabanında çok ciddi bir değişim ve demokrasi isteği var. CHP ya değişecek ya da eriyecek. Çünkü sol değerlerle tekçi zihniyet bağdaşmıyor. CHP'nin bu konuda kat etmesi gereken uzun bir yol var. Kendisini yeniden tanımlamalı, bu ülkenin gerçekleri ile kendi gerçeklerini karşılaştırabilmeli. Kılıçdaroğlu bunun zeminini oluşturabilir mi? Yeterli zamanı olacak mı? Bilmek mümkün değil. CHP seçimlerden korkmasın çünkü toplumsal zemininin çok özlü bir talebi var: Demokrasi ve eşitlik. Tabanında milliyetçi bir dalga yok. Siyasi elit değişirse toplum oylarıyla cevap verecektir.

MİLLİYETÇİLİKTE ASLI DURURKEN FOTOKOPİSİYLE KİMSE UĞRAŞMAZ
AK Parti'nin tek parti olarak kazanması zor. Büyük bir ders alacak. Bir tek aydınlatılmış faili meçhul cinayet yok. Çözüme dair bir tek proje yok. Kim, niye bu partiye oy versin artık. Yoksulları da verdiği sosyal yardımlarla artık susturamayacak. Yoksulluk politize bir durum. Bir süre sus payı mahiyetinde kendine bağlayabilirsin ama bu geçicidir. Milliyetçilikten medet umuyor ama aslı dururken fotokopisiyle kimse uğraşmaz. Milliyetçiler daha da güçlenerek kendi kulvarlarına akacaklar.

ANAYASA PAKETİMİZİ ŞUBAT SONUNA DOĞRU SUNACAĞIZ
Türkiye'nin kesinlikle yenilikçi, eşitlikçi, özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı var. Bu da ancak bir inşa süreci ile söz konusu olabilir. Türbanlı genç kızların sorunuyla zorunlu din dersi sorunu olan Alevilerin talepleri yan yana gelmeli. Denge ancak bu şekilde sağlanır.
AK Parti'nin oy toplama taktiklerinden biri de 'bana oy verin ben de size yeni anayasayı sunayım' şeklinde olacak. AK Parti'nin oy taktiğini çürütmek istiyoruz.

HEZİMETE UĞRAYACAK
AK Parti her seçimde bir parça daha eriyor. Ama önümüzdeki seçimde ben Kürtlerin nezdinde çok ciddi bir hezimete uğrayacağını düşünüyorum. Kendisine oy verecek bir Kürt vatandaş dahi bulamayacak. Az bir zaman değil 8 yıllık bir iktidardan bahsediyoruz. 8 yılın üzerine bir 4 yıl daha koymak istiyor ama çözüm adına hiçbir şey yok. Bu tabii ki halktan dönecek.

akşam