Mahkeme önünde olay: BM dokunulmazlığından vazgeçtiğini hatırlatan Lübna, “Bu ilkel yasayı eninde sonunda değiştirteceğim” dedi. Mahkeme salonu dışında toplanan pantolonlu 50 destekçisi “Karanlık çağa dönmeyeceğiz” sloganları attı. Polis, kalabalığı, cop ve biber gazı kullanarak dağıttı.

SUDAN"ın başkenti Hartum"daki bir kafede 3 Temmuz günü otururken, polis baskınında 13 kadınla birlikte pantolon giydiği gerekçesiyle gözaltına alınan Sudanlı gazeteci Lübna Ahmed El Hüseyin"in hukuk mücadelesi sürüyor. Diğer kadınların aksine “suçunu” kabul etmeyen ve 40 kırbaç istemiyle yargılanan Lübna hakkında kararı dün mahkemenin vermesi bekleniyordu, ama olmadı.

Ülkenin sol eğilimli gazetelerinden El Sahife"de çalışan ve aynı zamanda Sudan"daki Birleşmiş Milletler misyonunda da görev alan Lübna, kapalı kapılar ardında yapılan dünkü duruşmaya da pantolonuyla geldi. Lübna"yı desteklemek için yüzlerce kadın da mahkeme binası önündeydi.

Avukattan sürpriz çıkış

TSİ 11.00"de başlayan duruşma sırasında Lübna"nın savunma ekibinde bir anlaşmazlık yaşandı. Kadın gazeteci, BM"den istifa ettiğini ve artık dokunulmaz olmadığını tekrarlamasına rağmen, avukatlarından biri BM yetkililerinin henüz istifa dilekçesini kabul etmediğini söyledi. Bunun üzerine yargıç, dokunulmazlık durumunun tespiti için davayı 7 Eylül"e erteledi.

Lübna, duruşma çıkışında, “Dava ertelenmemeliydi. Bunu neden yaptıklarını bilmiyorum, çünkü BM"den henüz istifa ettim. Sanıyorum sadece mahkemeyi ertelemek istiyorlardı” dedi.

152. madde Kuran"da nerede

Lübna El Hüseyin 34 yaşında. Tarım Ekonomisi okumuş bir gazeteci. Bir buçuk yıldır da Birleşmiş Milletler Medya Departmanı"nda çalışıyor. Babasını ve eşini kaybetmiş Lübna. Çocuğu yok ama üç kardeşi var. Yalnız yaşıyor. Evini sokaktakilere sorarak rahatlıkla bulduk; herkes oturduğu ve çalıştığı yeri biliyor ama o hiçbir şeyden korkmuyor.
İsyanı, pantolon yasağının hiçbir dini dayanağı olmadan Sudan hukuk sistemine dahil edilmesinde. Sudan Ceza Yasası"nın 152"inci maddesinin bu yasağı getirerek hem anayasaya hem de şeriata aykırı davranıldığını öne süren Lübna, bu yüzden Anayasa Mahkemesi"ne itirazda bulunarak yasayı kaldırtmaya çalışıyor. Umutlu olan Lübna şöyle diyor:

“Giydikleri yüzünden kadınların kırbaçlanabileceğini söyleyenler, bana bunu emreden Kuran ayetlerini veya hadisleri göstermeliler. Ben böyle bir ayet veya hadis bulamadım.”

Polise omuz attılar

Kaos yüzünden Adliye binasına girmek Hürriyet için kolay olmadı. Polisler çeşitli “suçluları” çeşitli yerlere götürüyordu, ikinci katta ise yine inanılmaz bir kalabalık ve arbede vardı. Kadınlar ve polisler itişip kakışıyorlardı. Kadınların polislere korkusuzca omuz atarak içeri girmeye çalıştıkları duruşma, Lübna "nın duruşmasıydı. Çoğu içeri girmeyi başaramadı. Polis dışarıdaki kalabalığı göz yaşartıcı bombayla dağıtırken, düzgün bir duruşma yapılmadı bile. Yoklamalar alındı ve oturum kapandı.

Kadın haklarını savunan kadınlara meydan dayağı

Mahkeme binası önünde “Karanlığa çağa dönmeyeceğiz” pankartları taşıyan ve topluca zılgıt çeken pantolonlu kadınlar, Lübna mahkeme salona girerken “Arkandayız” mesajı verdi. Lübna, “Farklı siyasi partilerden tüm Sudanlı kadınların burada olması hepsinin bizim yanımızda olduğunu gösteriyor” dedi. Kısa süre sonra gruba biber gazı ve copla müdahale eden polis, birçok kadını döverek kalabalığı dağıttı. Lübna"nın avukatlarından Menal Evad Hügali adlı kadın da coplardan nasibini aldı.

Beşir yine zorda

Yabancı medyanın davaya ilgisi, Darfur soykırımındaki rolü nedeniyle hakkında uluslararası tutuklama emri çıkarılan Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir"i bir kez daha zor durumda bıraktı. Sudanlı yetkililerin davayı uluslararası gündemden düşürmeye çalıştığı, kırbaç cezası verilmesi halinde bile Lübna"nın resmen affedilebileceği belirtiliyor.



Önceki akşam bir uçağa atlayıp Hartum"a geldik. Lübna"nın “pantolonla basıldığı” Kevkab-ı Şark Restaurant "tayız. Yanımızda Lübna var. Restoran sahibi biraz tedirgin. Bir yandan pizza yiyor, bir yandan fotoğraf çekiyoruz.

Lübna"nın duruşması için akredite olmak üzere, bir araba kiralayıp Enformasyon Bakanlığına ulaştık. Asansörü bile olmayan binada muhatap bulamadık. Sonunda bir kadın, “Boşverin akreditasyonu, gidin fotoğrafınızı çekin” deyince, "Mahkamat El Nizam El Aam"a doğru yola çıktık. Fakat ilerlemek ne mümkün! Sonradan gördük: Trafiği, protestocu kadınlar ve onlardan çok daha fazla sayıdaki polis tıkamıştı.